İngiltere'den Guardian gazetesi, manşetinde, Blair'in uçurumun kenarından aşağıya doğru baktığını anlattı. Üniversite harçlarının arttırılmasına dair yasa tasarısı, bu hafta Avam Kamarası'nda oylanacak. İktidardaki İşçi Partisi'nden epeyce milletvekilinin, bu tasarının aleyhinde oy kullanması bekleniyor.
Guardian'ın haberine göre partideki asiler, İşçi Partisi'nden 100 milletvekilinin bu tasarıya karşı oy kullanacağını söyledi. Daily Telegraph, tasarının reddi için 80 milletvekilinin kafi olduğunu, isyancıların sayısının 85 olacağını yazdı. Guardian, partideki lider alternatifi olarak görülen Maliye Bakanı Gordon Brown'ın Blair'e destek olduğunu, isyancı milletvekillerine, "Aleyhte oy kullananlara, ben lider olunca da bakanlık vermem" dediğini bildirdi.
Guardian'ın haberinde hükümetin, isyancı milletvekillerini ikna etmek üzere, tasarıda yeni tavizler vermeye hazırlandığı da belirtildi. Oylama yarın yapılacak.
Çarşamba günü, başta Blair olmak üzere bazı bakan ve bürokratları derinden etkileyecek bir soruşturma raporu yayınlanıyor: Lord Hutton'ın, Savunma Bakanlığı kimyasal silah uzmanı Dr. David Kelly'nin intiharı hakkındaki raporu.
BBC'nin bir haberindeki ismi açıklanmayan kaynak olarak Savunma Bakanlığı, Kelly'nin ismini basına aktarmış, silah uzmanı da kamuoyu önünde sorgulanmıştı. Daha sonra cesedi bulundu. BBC'nin haberi, hükümetin Irak'taki kitle imha silahlarına dair verileri abarttığına dairdi. Guardian'ın haberinde, "Medyadaki bazı haberlerin önemsenmemesini sağlamaya çalışan başbakanlık, raporun kamuoyunu yanlış bilgilendirme suçlamalarından Blair'i aklamasını beklediklerini açıkladı. Başbakan Blair iktidarı süresince bu denli tehlikeli ve sonucu önceden kestirilemeyecek bir haftaya giriyor" denildi.
İŞÇİ PARTİSİ'NDE LİDERLİK YARIŞI
Maliye Bakanı Gordon Brown'ın dün Başbakan hakkında "Gelecek seçimlere de onun liderliğinde girmeliyiz" demesi, parti içinde liderlik yarışının şimdilik son bulduğu değerlendirmelerine yol açtı. Daily Telegraph ise Brown'ın sözlerinden, başka bir sonuç çıkardı. Gazete, Maliye bakanının "Blair, gelecek seçimlere lider olarak girecek" demediğine dikkat çekti ve bu konuda iki siyasetçi arasında bir gizli mutabakat olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi. Telegraph'a göre en zor haftasına giren Blair'in iktidardan yorulduğu, seçim arifesinde veya seçimin hemen ardından başbakanlığı Brown'a devredeceği izlenimi, dünkü mülakatla pekişti.
Daily Telegraph, "Zaten Blair de Hutton soruşturması ile üniversite harçları oylamasının ardarda geldiği bugünleri, 'Riskli bir hafta' diye gördüğünü itiraf etmişti" dedikten sonra, şöyle devam etti:
"Belirsizliği Brown da pekiştirdi. Blair'in iktidardaki başarılarını geçmiş zaman kipinde ifade etti. Dünkü televizyon mülakatında, Blair'in seçimlere parti lideri olarak girip girmeyeceği sorusuna, 'Girmeli. Girecek mi? Bu onun meselesi' cevabını verdi"
Financial Times, üniversite harçlarını parlamentodan geçirememesi halinde Blair'in istifaya zorlanmayacağını fakat 'İşçi Partisi'nin kamu hizmetlerini modernleştirme projesi'nin ağır bir darbe alacağını öne sürdü. Geçen yılki gelişmelerin kendisine duyulan güveni zayıflattığını, sağlığıyla ilgili kaygılar olduğunu, yorgun göründüğünü anlattıktan sonra gazete, Blair'in koltuğunu beklenenden daha erken devredebileceğini ileri sürdü.
Alman gazeteleri de konuyla ilgili. Der Tagesspiegel, "Blair, parlamentoda mağlup olur, Hutton'dan da ağır bir eleştiri alırsa, hafta bitmeden başbakanlığa Brown oturabilir" dedi.
Orta Doğu'ya geçiyoruz. İsrail hükümeti, Lübnan'daki Hizbullah örgütüyle takası kabul etti, 400 tutukluyu salıveriyor; karşılığında kaçırılmış bir İsrailli işadamını sağ olarak, 3 İsrail askerinin de cenazelerini teslim alıyor. Almanya'dan Frankfurter Allgemeine Zeitung, İsrailliler'in çoğunun buna olumlu karşılık vereceğini, çünkü hem insani hem de dini önceliklerin kararda ağırlık taşıdığını bildiriyor. "Böyle şeyler İsrail'de ciddiye alınır, özellikle cephede ölmüş İsrail askerinin cenazesinin alınması" diyen gazete, ekledi: "Bazı Alman kurumlarının Hizbullah'la nisbeten iyi bağlantı kurabilmesi, İsrail'in minnettarlığına yol açtı. Zaman zaman arabulucu olunuyor"
Die Tageszeitung verilen mesajları başka türlü yorumladı: "İsrailliler'i kaçırmak kazançlıdır. İsrail, vatandaşlarını geri almak için aşırı bedel ödemeye hazırdır"
KUZEY AFRİKA ÜLKELERİNE TERÖRLE MÜCADELE ÖVGÜSÜ
Londra'daki Times gazetesi, İngiltere'den Kuzey Afrika'daki hükümetlere terörle mücadeledeki katkılarından dolayı övgüler sunulduğunu bildirdi. Habere göre Birleşik Krallık topraklarında ilk intihar saldırılarına hazırlanan Kuzey Afrikalı militanların arasına, yine Kuzey Afrikalı ajanlar sızmış. Bunlar bazı din adamlarının yardımını görmüş. Sonra da eylem hazırlıklarını İngiliz muhataplarına haber vermiş. Kimse yakalandı mı bilinmiyor ama yakından izlenen militanlar arasında yıllardır İngiltere'de yaşayan Kuzey Afrikalılar varmış.
Times, 'Mağrib' ülkeleri diye anılan Fas, Tunus ve Cezayir hükümetlerinin, İngiltere için en değerli istihbarat müttefikleri arasına girdiğini belirtti. İngiltere'ye ve diğer Avrupa ülkelerine bu militanların nasıl ulaştığı, sahte kimlik, kredi kartı ve seyahat belgelerini nasıl edindikleri, İngiltere'ye bu ülkeler tarafından aktarılmış. Yine Kuzey Afrika'dan ama bu kez Guardian'dan bir iddia: "Cezayir'deki katliam kanıtlarını polis yok etti" Gazeteye göre bu iddianın sahibi Cezayirli insan hakları savunucuları. Gazetedeki ifadelerde, "İnsan hakları savunucularının bildirdiğine göre, ordu destekli milislerin 90'lı yıllarda öldürdüğü, yüzlerce kişinin mezarlarına dair ilk kanıtı Cezayir yetkilileri ortadan kaldırdı. İnsan hakları savunucuları, ülkenin batısındaki Relizan'da gizlice kazdıkları mezarda milislerin öldürdüğü bir kişinin kimliğini belirlediklerini, ama polisin burayı temizlediğini anlattı. Polis böyle bir mezarın olduğunu teyit etmiyor. Ama kampanyayı yürütenler, ellerinde fotoğraflı kanıtlar olduğunu anlatıyor. Bunları biz de yayınlıyoruz"
Yazıya eşlik eden fotoğrafta, bir adam topraktan çıkardığı giysileri ve kemik parçalarını gösteriyor. Haberde belirtildiğine göre, Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası kurumlar, Cezayir'in binlerce kayıp kişinin başına neler geldiğini açıklamasını istiyor. Cezayir'de ordu darbesiyle başlayan, devlet ve İslamcı militanlar arasındaki iç savaşta, 120 bin kişinin öldüğü hesaplanıyor.
LONDRA - İHA
Yayın Tarihi :
26 Ocak 2004 Pazartesi 11:35:44