30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Babasını nasıl savundu?

''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında, tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün avukatları savunma yapıyor.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugün yapılan 27'nci duruşmasında, Küçük'ün çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından aralarında kızı Zeynep Küçük'ün de bulunduğu avukatlarının savunmasına geçildi.

Avukat Zeynep Küçük, Veli Küçük'ün ajandasında, müvekkilinin istihbarat faaliyetleri sırasındaki bazı kişilerin açık kimliklerinin de bulunduğunu ve bunların gizli tutulması gerektiğini söyledi.

''Davanın iddianamesine göre ortada muazzam bir terör örgütü olduğunu'' ifade eden avukat Küçük, iddianamede bu örgütün ne zaman kurulduğuna ilişkin bir yanıt olmadığını, ancak sanık Küçük'ün kuruluş aşamasından itibaren faaliyetlerde yer aldığının aktarıldığını dile getirdi.

''Kuruluş tarihinin söylenemediği bir örgütte bir kişi için (kuruluşundan beri içinde yer alıyor) diyebilir misiniz?'' şeklinde konuşan Zeynep Küçük, iddianamede söz konusu terör örgütünde kimlerin olduğuna ilişkin de bilgi bulunmadığını ifade ederek, ''Ortada bir şema dolaşıyor. Bu şema nedir? Örgütün kimler tarafından kurulduğunu neden öğrenemiyoruz?'' diye sordu.

Şemanın, soruşturma devam ettiği ve gizli olduğu gerekçesiyle kendilerine üzeri kapatılarak verildiğini söyleyen Zeynep Küçük, ayrıca iddianamede bu örgütün nasıl yönetildiğine ve hiyerarşik yapısının nasıl olduğuna ilişkin soruların da yanıtının verilmediğini kaydetti.

-ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ-

İddianamedeki en önemli şemanın Danıştay saldırısına ilişkin olduğunu vurgulayan avukat Küçük, Danıştay saldırısının talimatını kimin verdiğinin, bu eylemi kimin kararlaştırdığının da iddianamede yer almadığını söyledi.

Tüm delillere ulaşamadıklarını, Osman Yıldırım ve Tuncay Güney'in beyanları ile şemanın kendilerine tam olarak verilmediğini ifade eden Zeynep Küçük, ''Tamamını incelemeden, görmeden savunma yapıyoruz şu anda'' dedi.

Zeynep Küçük, örgütün ideolojisinin de ortada olmadığını ileri sürerek, ''Dünyada ideolojisi olmayan bir terör örgütü yok. Sürekli darbe yapmak diye bir ideoloji olabilir mi?'' ifadesini kullandı.

Var olduğu iddia edilen terör örgütünün finansmanının nasıl sağlandığını da soran avukat Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir ordu kadar silahı olması lazım bu örgütün iddianamedeki hedeflerine göre... Hükümeti düşürecek, halkı isyana tahrik edecek bir örgüt bunu 3 tane, 10 tane bomba ile mi yapacak? Hükümeti ıskata teşebbüs için kalpak yaptırmak istemiş bu örgüt. 10 bin tane kalpak yaptıracaklar para bulamıyorlar, darbe yarım kalıyor. Bu kadar komik bir iddia olabilir mi? Gizli tanık ileri sürebilir, söyler, onun amaçları olabilir. Savcı olarak ciddiye alıp nasıl iddianameye koyabilirsiniz? Siz hukukçusunuz.''

Küçük, var olduğu ileri sürülen örgütün siyasi ve askeri eğitimi nasıl verdiği sorusuna da cevap aradığını dile getirerek, ''Hükümeti devirecekler 10 tane el bombası ile... Şimdi tüm Türkiye'de el bombası arama faaliyeti var. Ergenekon'a bağlanacak el bombası aranıyor'' dedi.

Çok büyük bir örgütten bahsedildiğini dile getiren avukat Küçük, ''Nasıl deşifre edilmemiş şu ana kadar. Buna inanmak mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bu kadar acz içinde göstermek kimsenin haddi değil'' şeklinde konuştu.

Küçük, iddianamede Muzaffer Tekin'in, Veli Küçük ile köprü vazifesi yaptığının ileri sürüldüğünü anlatarak, müvekkilinin Tekin'den 7 ay sonra gözaltına alındığını anımsattı.

Zeynep Küçük, müvekkili Veli Küçük'ün, rafın en üstündeki kullanmadığı klasördeki belgeye ilişkin olarak ise ''Böyle bir örgüt olsa Veli Küçük o örgütün içinde olsa bunları 7 ay tutar mı? Veli Küçük açısından hiçbir ehemmiyeti olmayan belge'' dedi.

Veli Küçük'ün bahse konu belgeyi okumadığını söyleyen avukat Zeynep Küçük, ''Okunmuş mu, o belgede çalışılmış mı bir bakın. İddianamede, 'Ergenekon belgesinin aslıdır' diyor. Belge suret, fotokopi. Ortalama bir insanın zekasıyla bu iddianame dalga geçiyor'' diye konuştu.

-''YARGILAMA TUNCAY GÜNEY'İN ETRAFINDA DÖNÜYOR'' İDDİASI-

'İnsanların özgürlüğünün elinden alınması bu kadar kolay olmamalı'' diyen avukat Küçük, savunmasında Tuncay Güney'e de değinerek, ''Yargılama, başladığından beri Tuncay Güney'in etrafında dönüyor. Güney'in kim olduğu mutlaka tespit edilmelidir'' ifadesini kullandı.

Güney'in sanık, tanık, müşteki ya da mağdur olarak hangi sıfatla bu beyanlarda bulunduğunu soran avukat Küçük, Güney'in beyanının hükümsüz olduğunu savundu.
Evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından Güney hakkında iddianame olduğunu söyleyen Küçük, ''Sanal bir Tuncay Güney var. Çıkıyor birine bir çamur atıyor, aynen ertesi gün gazetelerde okuyoruz. Ben Güney'i sanal bir karakter olarak görüyorum. Yaratılmış biri'' dedi.

-''DAVA GÜNEY'İN SEZGİLERİYLE AÇILDI''-

Avukat Zeynep Küçük, ''Onun hissettikleri, çalışmalarıyla burada bu kadar sanık oturuyor. Tuncay Güney'in sezgileri ile koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde böyle bir dava açılabiliyor'' şeklinde konuştu.

Müvekkilinin 24 saat devlet gözetiminde olan, korumaları bulunan bir kişi olduğunu, ayrıca sivil polislerce izlendiğini, telefonlarının dinlendiğini anlatan Küçük, sözde örgüt dokümanlarının en önemli deliller olarak kabul edildiğini ancak bu belgelerin hiçbir değeri olmadığını savundu.

-VELİ KÜÇÜK'ÜN DİĞER AVUKATININ SAVUNMASI-

Tutuklu sanık Veli Küçük'ün diğer avukatlarından Taciser Ülkü Ilıca da iddia makamının, örgütün kaos çıkarmak amacını güttüğünü ileri sürdüğünü belirtti. Diğer taraftan da ''örgütün anayasası'' olarak nitelenen ''Ergenekon Belgesi''nde böyle bir durumun istenmeyen durum olduğunun ifade edildiğini kaydeden Ilıca, bunda bir çelişki olduğunu kaydetti. Ilıca, bu belgelerin örgüt dokümanı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını savundu.

''Çok gizli örgütün çok gizli dokümanı'' olarak tanımlanan bazı belgelerin 2001'den beri basında ve internet sitelerinde kamuoyunun bilgisine sunulduğunu anlatan Ilıca, ''Neden 2000 yılından sonra sözde örgüt tarafından hazırlanmış doküman yoktur. Sözde örgütün 2000'den sonra kendini yenileme çabası kalmamış mıdır?'' dedi.

Avukat Ilıca, Tuncay Güney'in 2001 yılı Ocak ayında bir dolandırıcılık olayında gözaltına alındığını, sonra da ülkeyi terk ettiğini veya apar topar yollandığını savunarak, ''Bu kişiye ABD gibi sıkı bir ülkenin bu kadar uzun süre vize veriyor olması da düşündürücüdür'' dedi.

Ilıca, sözde örgüt dokümanlarının 1999-2000 yıllarına ait ''saptırılmış, hayal mahsulü bilgiler'' içerdiğini de ileri sürdü.

-''LOBİ BELGESİ VELİ KÜÇÜK'ÜN EVİNDE ELE GEÇİRİLMEDİ''-

Müvekkilinin evinde ''lobi'' isimli belgenin bulunmadığını belirten Ilıca, buna ilişkin televizyon ve gazetelerde gerçek dışı haberler yer aldığını aktardı. Bu sırada tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek, ''Bu da uydurmadır. Savcıların samimi uydurmaları'' dedi.

Avukat Taciser Ülkü Ilıca, arşivleme özelliği nedeniyle bu belgelerin müvekkili aleyhine döndürülüp suç isnadı yapıldığını savundu.

Müvekkilinin diğer sanıklarla tanışıklığının beşeri ilişkilerinden kaynaklandığını belirterek, telefon tapelerinde ise hiçbir suç unsuru bulunmadığını öne sürdü. Ilıca, telefon tapelerinde olmayan ifadelere ''varmış'' gibi iddianamede yer verildiğini söyledi.

İddianamede yer alan bazı telefon görüşmelerine ilişkin örnekler veren Ilıca, basın mensuplarının iddianamede kolay bulabilmeleri için okuduğu bölümlerin yerlerini de söyledi.

Bu arada, tutuklu sanıklardan Sevgi Erenerol ile tutuksuz yargılanan iki sanık daha duruşmaya geldi.

AA
Yayın Tarihi : 16 Aralık 2008 Salı 17:46:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kemalözkan IP: 85.105.182.xxx Tarih : 16.12.2008 19:21:16

tek kelimeyle harika bir senaryo kurtlar vadisinin devamı olabilir birde şu gölcük kocaeli[körfez depremi]ni bu senaryoya ekleyip finalide bu küresel krizle kapatırlarsa herhalde gişe rekoru kırarlar. yeni senaryolar yolda merakla bekleniyor.