1
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Baharda nasıl beslenmeli?

İlkbahar sadece güneşli güzel günler demek değil. Alerji başta olmak üzere türlü hastalık bu mevsimde kapıya diziliyor. Ama doğru beslenerek korunmak mümkün. İşte birkaç tüyo...

Baharın gelmesiyle alerji kâbusu da harakete geçti. Araştırmalar, teknoloji ve sanayinin gelişmesine bağlı olarak, modern toplumlarda her üç kişiden birinin alerjik olduğunu söylüyor. Alerjenler kimi zaman vücuda deri, sindirim veya solunum sistemi yoluyla giriyor. En önemli alerji sebepleri arasında ise inek sütü, yumurta, soya, yerfıstığı, fındık, balık, kabuklu deniz hayvanları, domates, çilek gibi besinler yer alıyor. Uzmanlar yediğimiz besinlerin uzun süre bozulmadan kalması için kullanılan katı maddeleri ile besinlere renk, tat, koku vermek amacıyla kullanılan kimyasalların alerji oluşumunun baş nedeni olduğuna dikkat çekiyor.
Alerjiden kurtulmanın ve sağlıklı beslenmenin en önemli anahtarı ise mevsiminde çıkan taze meyve sebzeleri tüketmek. Birçoğumuzun yaşadığı bahar yorgunluğundan kurtulmanın anahtarı ise sağlıklı beslenme ve hareketten geçiyor. Konuyla ilgili görüşünü aldığımız dahiliye uzmanı Dr. Selim Körezlioğlu, “Kış aylarında tüketilen ağır yiyecekler ve hareketsizlik, baharın gelmesiyle şekil değiştirmeye başlar. Bu da zaman zaman sindirim sistemiyle ilgili sorunlar yaşanmasına neden olur. Antioksidan bakımından zengin olan A, E ve C vitamini içeren gıdalarla beslenmek çok önemli” diyor.

Dr. Körezlioğlu şöyle devam ediyor: “Bilinçli bir beslenme ile mevsim değişikliğinin getirdiği yan etkiler kolaylıkla giderilebilir. Vücudumuzda serbest radikaller olarak adlandırılan ve başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa yol açan zararlı maddelerin yok edilmesi, yediğimiz besinlerde ilgili. Besinlerin içerdiği ORAC değerinin yüksek olması, besinin yüksek antioksidan içerdiğini gösterir, bu sayede vücudumuzun kansere karşı koruyuculuğu artar ve yaşlanma gecikir. Son araştırmalar günde yaklaşık 3000-5000 ORAC değerine sahip besinler alındığında, vücut kapasitemizin güçleneceği ve serbest radikal hasarından korunacağımızı gösteriyor.”

Formda kalmak için basit ama etkili ipuçları
Yağlı besinlerden uzak durun ve çok kalorili besinler tüketmeyin.
Günde üç ana, üç ara öğün şeklinde az ve sık beslenmek aç kalmadan metabolizmanın çalışmasını hızlandırıp kilo kontrolünü sağlıyor.
Düşük glisemik indeksli besinler, kan şekerini hızlı yükseltmedikleri için uzun süre tok kalmayı sağlıyor. Tam buğday, tam çavdar ekmeği, bulgur pilavı ve meyve gibi düşük glisemik indeksli gıdalar kullanın.
Besinleri haşlama, fırında ya da ızgarada pişirerek tüketin.
Ara öğün olarak kalori değeri düşük yoğurt, meyve, sebze ve salata tercih edin.
Günde 10-12 bardak su tüketin.
Dengeli bir günlük mönü oluşturun.
Et, balık, tavuk veya baklagil gibi protein grubu, süt ve süt ürünü, tahıllar ve sebze-meyveye yer verin.
Yüksek kalorili gazlı, kolalı içecekler, hazır meyve suları, kremalı kahve çeşitleri ve alkolden uzak durun.
Düzenli spor yapma şansı bulamayanlar, haftada üç gün yarım saat tempolu yürümekle bile formda kalabilirsiniz.
Haftada veya 15 günde bir, aynı saatlerde tartılarak kilo kontrolü.

Ne yersen osun
Eskiler, ilkbaharın doğanın yenilenmesiyle birlikte, vücudun da yenilenmesi için bir fırsat olduğunu söyler. İlkbahar mevsiminde çıkan taze ot ve sebzelerle yapılan yiyeceklerin tüketilmesi, kıştan çıkan vücudumuz için özellikle sindirim sistemini rahatlatan bir unsur. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak, günde üç porsiyon meyve, en değerli protein kaynağı yumurta ve Omega-3 zengini balık tüketerek metabolizmayı bahar düzenine geçirmek mümkün. Yoğurt, süt, ayran, peynir gibi kalsiyum zengini besinlerin tüketilmesinin yanı sıra haftada bir kez fasulye, nohut, mercimek gibi baklagil yemek, bol bol su içmek çok faydalı.

..
Yayın Tarihi : 13 Mayıs 2012 Pazar 09:55:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?