17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Bakanlar Kurulu'ndan AB'ye 'sözünü tut' çağrısı

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Avrupa Birliği'nin referandum öncesi verdiği sözleri tutması çağrısı yaparak, "Sonradan şart koşmanın, laf üzerine laf üretmenin bir anlamı yok" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen ve yaklaşık 2 saat süren Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bir açıklama yaptı. Çiçek, Kıbrıs konusunun ele alındığı Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Kurul'un Kıbrıs'la ilgili yayınladığı bildiriyi okudu. Türkiye'nin son dönemde aldığı insiyatifle geliştirilen ve Kıbrıs sorununda şimdiye kadar ortaya konan en kapsamlı ve en ciddi çözüm planının Rum tarafınca reddedilmesinin, önemli bir fırsatın kaybedilmesine neden olduğuna işaret eden Çiçek, Türkiye'nin bundan üzüntü duyduğunu ifade etti. Ada'da ilk kez yapılan referandumların Kıbrıs'ta yeni bir durum yarattığını kaydeden Çiçek, uluslararası camianın ve bütün ilgili kurumların ortaya çıkan durum karşısında doğru tespitlerde bulunması gerektiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin kapsamlı çözüm önerisinin 1 Mayıs 2004 tarihinden önce Kıbrıs'ta dengeli bir uzlaşıya varılmasını ve adanın yeni bir ortaklık yapısıyla ve bir bütün halinde 1 Mayıs'ta AB'ye tam üye olmasını hedeflediğini belirten Çiçek, bunun, Türkiye'nin ve uluslararası camianın isteği ve beklentisi olduğunu ifade etti. Çiçek şunları söyledi:
"Referandumun sonucu Rum tarafının yeni bir ortaklığa Kıbrıs'ta Türklerle birlikte yaşamaya ve uzlaşmaya, birlikte AB'ye girmeye karşı olduğunu açıkça göstermiştir. Kıbrıs'ta çözümsüzlüğün asıl kaynağı da artık ortaya çıkmıştır. Kesinlikle bu Rum tarafıdır. Uluslararası kurumların ve uluslararası camianın üyelerinin Rum tarafının Kıbrıs sorununu ve AB üyeliğini istismar etmesine müsaade etmeyeceğini ümit ediyoruz. AB açısından bakıldığında referandum sonuçlarının son derece çelişkili bir durum yarattığı da açıktır. Çözüme ve Adayı birleştirmeye hayır diyen Rum tarafı üyeliğe kabul edilmekte, buna karşılık uluslararası toplumun beklentileri çerçevesinde sorunun çözülüp Ada'nın birleşmesi ve birlikte AB'ye girmesi için irade sergileyen Türk tarafı ise dışarıda bırakılmaktadır. Ulaşılan aşamada Rum siyasi liderliğinin ve uluslararası camianın öncelikle Kıbrıs Türk halkına haksız ambargo ve kısıtlamalar uygulamaktan vazgeçmesini talep ediyoruz. Kıbrıs Türk halkı bu referandumla dünyayla bütünleşmek arzusunu ortaya koymuştur. Kıbrıs Türk halkını uluslararası alanda daha fazla tecrit etmeye kimsenin hakkı yoktur. Uluslararası camia insan haklarına saygılı ve çoğulcu bir demokratik yapı içinde yaşamakta olan Kıbrıs Türk halkına karşı sorumluluklarını artık üstlenmek durumundadır. Uluslararası camia Kıbrıs Rum yönetiminin Kıbrıs Türk tarafını da temsil ettiği iddiasını sürdürmesine artık izin vermemelidir."
Uluslarası alanda ve bölgesinde barış ve istikrarın gelişmesine katkıda bulunan Türkiye'nin, AB'ye tam üyeliği temel bir stratejik hedef olarak belirlediğine dikkat çeken Çiçek, Türkiye'nin ayrıca, komşuları ile ilişkilerinin gelişmesine önem atfeden ve bu yolda ilerleyen bir ülke olduğunu vurguladı. Çiçek, bu doğrultuda Yunanistan ile ilişkilerini daha da ileriye götürmek için Türkiye'nin üzerine düşen samimi gayreti sarf edeceğini söyledi. Yunanistan'ın da Ada'da ortaya çıkan bu yeni durumu gerektiği şekilde değerlendirmesini bekldiklerini kaydeden Çiçek, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının Anavatanı Türkiye'yi bundan sonra da yanında bulacağını vurguladı. Kıbrıs Türk halkının birlik ve beraberlik içinde olacağına emin olduklarını dile getiren Çiçek, "Türkiye Kıbrıs Türk halkının refahı ve esenliği için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye devam edecektir. Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılması için büyük bir gayret sarfetmiş olan başta Genel Sekreter olmak üzere BM ekibine ve ilgili ülkelere yapmış oldukları katkı için içten teşekkürlerimizi sunarız" diye konuştu.
Çiçek, basın mensuplarının, AB'nin Türkiye'nin üzerine düşeni tam olarak yaptığı yönündeki değelendirmeleri fazla iyimser bulduğunu hatırlatması üzerine şöyle konuştu:
"Hiç kimsenin çıkan sonucu küçümsemesine gerek yok. Hem KKTC halkı hem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, elinden geleni yapmıştır. Referandum öncesi kim ne söz verdiyse, kamuoyuna kim ne açıklama yaptıysa, onun arkasında durmak mecburiyetindedir. Ayrıca bir mazeret üretilmesine de gerek yoktur. Tablo ortadadır. Gerçek bütün çıplaklığıyla ortadadır. Birileri bu sonucu kabullenmek istemiyorsa, bunu çok açık söylemeleri lazım. Sonradan şart koşmanın, laf üzerine laf üretmenin bir anlamı yoktur. Biz üzerimize düşeni yaptığımız kanaatindeyiz. Kıbrıs Türk halkı da üzerine düşen çabayı göstermiştir ve olumlu bir sonucu da ortaya koymuştur. Bu gerçeği herkes kabul etmek durumundadır."
ANKARA - İHA
Yayın Tarihi : 26 Nisan 2004 Pazartesi 16:50:30
Güncelleme :26 Nisan 2004 Pazartesi 16:54:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?