Natalia Antelava
BBC

Hazar petrollerini Türkiye üzerinden dünya pazarlarına açmayı hedefleyen boru hattının inşasının önümüzdeki yılda tamamlanması bekleniyor.

Hattın, güzergahı üzerindeki ülkeler, Azerbaycan-Gürcistan ve Türkiye açısından, maddi ve jeo-stratejik değeri malum.

Fakat, daha planlama aşamasından bu yana sık sık yarattığı tartışmalara son olarak, mezarlık sorunu eklendi.

Sözkonusu mezarlığın yüz yılı aşkın bir geçmişi var.

Yöre halkının anlattığına göre, 19’uncu yüzyılın sonlarında bölgeyi kasıp kavuran veba salgınının kurbanları buraya gömülmüş.

Azeri bir grup, boru hattının inşasından sorumlu 13 şirketlik konsorsiyumun başında bulunan British Petroleum’a öfkeli.

Mezarlığı başka bir yere taşıyan İngiliz şirketi BP’nin, kendilerini bu konuda hiç bilgilendirmediğini söylüyorlar.

Üstelik, açılan mezarlardan veba mikrobunun yeniden yayılacağı korkusu, duydukları öfkeyi daha da körüklemiş.

Veba, yüzyılı aşkın süre canlı kalabilen bir virüsten kaynaklanıyor.

Fakat British Petroleum ve Azerbaycan Sağlık Bakanlığı, bölgede virüsün varlığına işaret eden tek bir bulguya dahi rastlanmadığını üzerine basa basa vurguluyor.

Şirketten yapılan açıklamada, mezarlığın İslam dininin gereklerine uygun şekilde yer değiştirdiği ve sağlık standartlarının tümüne uyulduğu belirtildi.

Maliyeti 3 buçuk milyar doları bulan boru hattı, 2002 yılında inşaatına başlandığından bu yana, türlü eleştiriyle yüz yüze geldi.

Şayet planladığı gibi, inşaatı önümüzdeki yıl tamamlanırsa, Hazar’ın enerji kaynakları üzerindeki Rus tekeline ciddi bir rakip oluşturacak.

Bölge ülkelerinin siyasetçilerine soracak olursanız, Amerika’nın desteklediği bu yeni enerji koridoru, ’istikrar ve refah’ demek.

Ancak çeşitli insan hakları grupları, British Petroleum başkanlığındaki konsorsiyumu çevre ve güvenlik standartları gibi konularda eleştiren raporlar yayımladı.