3
Mayıs
2025
Cumartesi
ANASAYFA

Barroso: AB’den Türkiye’ye yeni şart yok

Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AKP iktidarının, AB’den müzakere tarihi alındığı 17 Aralık 2004 sonrası rehavete kapıldığı değerlendirmelerine katılmadığını söyledi. Barroso, müzakerelerin başlayacağı 3 Ekim’de de Türkiye’ye yeni şartlar sunulmayacağını vurguladı.

Barroso, CNN TÜRK’te yayınlanan Manşet programında Mehmet Ali Birand’ın sorularını yanıtladı.

Türkiye’nin müzakerelere başlaması için Ankara Anlaşması’nın Ek Protokolü’nü imzalaması gerektiğini hatırlatan Barroso, ancak Güney Kıbrıs’ın diplomatik olarak tanınmasının ön şart olmadığını ifade etti.

Mehmet Ali Birand’ın Yunan MEGA TV’den Alexis Papahelas ile birlikte yaptığı özel röportajın metni şöyle:

Mehmet Ali Birand (M.A.B.): Siz Türkiye müzakerelere başladığı zaman iyi ilişkilerin son derece önemli olduğunu, yaşamsal önem taşıdığını söylemiştiniz. Sizce ilişkiler nasıl gidiyor?

Jose Manuel Barroso (J.M.B.): Avrupa Konseyi’nin sonuçlarında bu böyle. Avrupa Konseyi Türkiye ile müzakerelere başlamaya karar verdiği zaman açıkça şunu söyledi: Müzakerelerin sürdürülmesi iyi ilişkilerin sürdürülmesi bazında olacaktır. Genel prensipte de böyle. Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması, Yunanistan için de çok önemli. Yunanistan ile geçtiğimiz yıl yaşanan önemli gelişmeler bu yıl da devam edebilir. Bu Yunanistan’ın da Türkiye’nin de menfaatine. Avrupa için de önemli tabii.

M.A.B.: Bir sorun mu var dediniz?

J.M.B.: Hayır. Bana Yunanistan Başbakanı (Kostas) Karamanlis ile yaptığım toplantının sonunda yakın zamanda olan olaylarla ilgili sorular soruldu. Biz iyi komşuluk ilişkilerine güveniyoruz.

Alexis Papahelas (A.P.): Yunanistan’da bazı kişiler ’Türkiye tarih aldığı için bu tür önerileri gözardı ediyor’ diyor. Buna nasıl yanıt veriyorsunuz? Türkiye için Yunanistan’a ve komşularına iyi davranmak bir kriter mi ?

J.M.B.: Kriter gibi kelimeleri sevmiyorum. Yeni bir üyeyi Avrupa’ya getirmek istediğimiz zaman bu geleneksel siyasi bir müzakere değil. Kulübün herhangi bir üyesi için bu böyle. Bu hepimizin menfaatine. Kulübe dahil olanlara dostane ve güvenilir şekilde davranmalı. Onun için yeni kriterlerden, şartlardan lütfen bahsetmeyin. Avrupa Konseyi’nin sonuçlarında açıkça belirtiliyor. Ben Yunanistan için önemli olduğuna inanıyorum. Yunanistan’la iyi ilişkiler Türkiye için de çok önemli. Yunanistan Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme olasılığını destekleyerek çok akıllı bir karar verdi. Bütün bu bölge birbirine bağlı olacak. Eğer Türkiye bütün şartlar yerine getirildikten sonra AB üyesi olursa tüm bölgenin yararına olur.

M.A.B.: Biz 3 Ekim’de masada oturacağız, müzakerelere başlayacağız. Müzakereler AB ile Türkiye arasında mı olacak? Yeni kriterler, şartlar olacak mı?

"YENİ ŞARTLAR YOK"

J.M.B.: Hayır, yeni şartlar yok. Ama bütün kararlaştırılan şartlar yerine getirilmeli. Bunun olmasını bekliyoruz. Bence Türklerin güvenini sarsmasını gerektirecek bir şey yok. Yeni şartlar getirilmeyecek. Ama bütün uzlaşmalar, tavizler, varsayımlar sürdürülmeli. Bu son derece önemli.

Türk halkına hitap etmek istiyorum: Bunun zor bir süreç olduğunu biliyoruz. Ama bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu geleneksel bir müzakere değil. Örneğin bir ülke diğerleri ile müzakereler yapar, ’kim daha çok kazanacak?’ diye. Ama bu öyle bir şey değil. Bu değişik tür bir müzakere. Ben buna ’kazan kazan’ türü bir müzakere diyorum. Burada Türkiye AB üyesi olmak istiyor. Ama AB de Türkiye’nin üyeliğini istiyor. Bu yüzden destek kazanmamız lazım AB kamuoyundan.

Türk halkı şunu anlamalı: Bazen bu hususlardan bazılarını biz istemesek de yapmanız lazım. Çünkü ancak bu şekilde AB kamuoyunun güvenini kazanabilirsiniz. AB kamuoyunda bazı sektörlerle ilgili tereddütler, var bunu biliyoruz. Bunlardan kaçınmalıyız.

M.A.B.: Ankara Anlaşması imzalandıktan sonra herhangi bir engel kalmayacak mı?

J.M.B.: Hayır, herhangi bir engel olmaz. Ek şart da olmayacak.

A.P.: 3 Ekim’den sonra Kıbrıslı Rumlar Türk limanlarına girebilecekler mi? Güney Kıbrıs’ı diplomatik olarak tanıyacak mı? Türkiye Avrupa’nın bir üyesini nasıl tanımaz?

"PROTOKOL UYGULANMALI, AMA MÜZAKERE İÇİN ŞART DEĞİL"

J.M.B.: Bu müzakerelerin açılması için bir şart değil. Her ikinizle de aynı anda konuşmam çok güzel oluyor. Siz aranızda bu sorunu çözersiniz inşallah. Ben yeni bir şey söylemiyorum. Adil olmaya çalışalım. Avrupa Konseyi’nde ben oradaydım, çok iyi hatırlıyorum. Avrupa Konseyi bazı şartlar getirdi. Bu şartlardan biri de protokol anlaşmasının imzalanmasıydı. Bu açık ve mantıklı. Eğer imzalanırsa uygulanması lazım. Ben Türkiye’nin bir anlaşmayı sadece çekmeceye koymak için imzalayacağını sanmıyorum. Eğer imzalanırsa uygulanmalıdır. Ama bu müzakerelerin başlaması için bir şart değil. Konsey sonuçlarında bu var.

M.A.B.: Ben şunu mu anlamalıyım: Bu resmi bir tanıma, bir şart değil. Kıbrıslı Rumların gemilerinin ve uçaklarının Türk limanlarını kullanması. Ama sonunda bu olacak.

J.M.B.: Ben ’tanınmak’ kelimesini kullanmadım. Çünkü bir avukat olarak biliyorum ki çok fazla tartışma var, tanınmanın ne olduğu konusunda. Çeşitli tanıma türleri var. Bu tartışmaya girmek istemiyorum. Müzakerelerin başlaması için protokol imzalanmalı. Ankara Protokolü imzalandığı zaman Türk hükümeti artık sorun kalmadığını göstermek isteyecektir. Umarız bu güven yaratır.

BAŞBAKANLARIN TUTUMU YAPICI OLMALI

Şimdi Kıbrıs sorununun çözülmesi için şartlar daha iyi. Ada’nın kuzeyinde geçen gün seçim vardı. Bu iyiydi. Çünkü Ada’nın birleşmesine bir bağlılık gösterildi. Biz hepimiz daha açık bir şekilde kararlılık göstermeli, bu fırsattan yararlanmalıyız.

İki ülkenin başbakanları da yapıcı bir tutum içinde olmalı. Ben daha fazla verdim, o daha az verdi mantığı olmamalı. Bunu istemiyoruz. Bu dar kafalılık olur. Stratejik akıl bir sonraki adımı atmak. Bu mümkün. AB’ye bakın. Çok büyük bir savaştan sonra yaratıldı. Bu uzlaşma üzerinde bazı sorunlar var ama çok kötü değil. Kötü olsa bu kadar insan katılmak istemezdi. AB bu uzlaşmanın üzerine inşaa edilmiş bir birlik. İnsanlık tarihinin en kötü dönemi olan II. Dünya Savaşı’nda sonra böyle bir birlik kurmak mümkün oldu. Türkiye ve Yunanistan niye dost olmasın? Bence bu mümkün.

KIBRIS SORUNU

A.P.: Komisyonda yeni bir inisiyatif inşaallah mümkün olur?

J.M.B.: Bence Birleşmiş Milletler uygun bir kanal olur. Çünkü yasallığın kaynağı. Ben kimsenin bu konuyu BM’den çıkaracağını zannetmiyorum. Bu doğru. Kıbrıs gitgide bir Avrupa konusu oluyor. Çünkü Güney Kıbrıs AB’nin tam üyesi. Türkiye’de müzakerelere başayacak bir ülke. Biz de Avrupa kuruluşları olarak BM çerçevesinde yardımcı olabiliriz. Çünkü BM kalıcı çözüm için yasallaştırıcı çerçeve.

M.A.B.: Kıbrıslı Türkler çok büyük hayal kırıklığına uğradı. AB’ye inandılar, verilen sözlere inandılar. Onlar ’evet’, Rumlar ’hayır’ dedi. Şu anda bunun adil olmadığını düşünüyorlar. Bu adil mi?

AB’NİN KIBRISLI TÜRKLER İÇİN YAPACAKLARI

J.M.B.: Evet, yaşam bazen adaletsiz olabiliyor. Ama AB Komisyonu’nun çabaları da görmezden gelinmemeli. Biz de Türk toplumu için olumlu önlemler almak istiyoruz. Üye ülkelerin birliği lazım. Finansal yardım da kabul edilmeli. Şu anda doğrudan ticaret ve mali yardımın kabulü için bazı bağlantılar var. Ben bu mesajı sürekli olarak iki tarafa da veriyorum.

Her zaman ön şartlar getirmemelisiniz. Hep birlikte olumlu bir dinamik içine girelim. Bu Ada’nın yeniden demokratik bir şekilde birleştirilmesi hepimizin yararına olacak. Şimdi şartlar daha iyi.

A.P.: Fransa’da AB Anayasası’nın reddi için bir trend var. Bu bir kriz yaratır mı?

FRANSA’NIN DURUMU

J.M.B.: Ümit edelim ki Fransa Avrupa’ya bağlılığını sürdürsün. Umarım Fransızlar ’evet’ der.

M.A.B.: Eğer ’hayır’ çıkarsa Türkiye ile müzakereler gecikir mi?

J.M.B.: Türk konusu anayasadan tamamen bağımsız.

M.A.B.: Avrupa’dan gelen eleştiriler var, ’Türk hükümeti çok rahat davranıyor’ diye. ’Başmüzakereci hala atanmadı’ diyorlar. Sizce Türkler şüpheli mi davranıyorlar?

J.M.B.: Ben kural olarak insanların iyi niyetine inanırım. Şu anda Başbakan Erdoğan’ın iyi niyetini sorgulamam için hiçbir neden yok. Kendisiyle birçok kez görüştüm. Hiçbir şüphem yok. Bütün anlaşmalara saygı duyulmasını ümit ediyorum.

"AVRUPA KAMUOYU TÜRKİYE’Yİ KABUL EDEBİLİR"

M.A.B.: Avrupa kamuoyu Türkiye’yi kabul edecek mi sizce?

J.M.B.: Ben kabul edeceğini düşünüyorum. Ama zor olacak. Dürüst olacağım, bu Türk yetkililerin ve Türk halkının ne yaptığına bağlı. Müzakerelerin çerçevesinde toplumdan topluma diyalogun sağlanması için bir hüküm var. Komisyon bu sorunlara gerçekten bir çözüm istiyor. Kamuoyunda bazı konularda ön yargılar var. Belki Türkiye’de de vardır. Medeni bir şekilde, rasyonel olarak bunu ele alalım. İzah edelim. Şu an sizin yaptığınız gibi medya, akademisyenler bu konuların daha iyi tanınmasını sağlamalı. Siyasi ve güçlü yaklaşımlardan kaçınırsak o zaman güveni artırabiliriz. Sonunda Türkiye AB’nin bir üyesi olabilir. Eminim bu Türkiye, AB ve Yunanistan için de iyi olacaktır.


CNN TÜRK
Yayın Tarihi : 19 Nisan 2005 Salı 22:05:31
Güncelleme :19 Nisan 2005 Salı 22:07:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?