Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB ile imtiyazlı ortaklık konusunun Türkiye'nin gündeminde olmadığını belirterek, "Bunu düşünmemiz bile söz konusu değildir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Almanya'da 22 Eylül'de gerçekleştirilecek seçimler öncesinde Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştiren ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşı söylemleriyle dikkat çeken Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Genel Başkanı Angela Merkel ve beraberindeki heyeti Başbakanlık Merkez Bina'da kabul etti. Görüşme yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü. Görüşmenin ardından Erdoğan ve Merkel birlikte basın toplantısı düzenledi. Görüşmede Türkiye'nin AB üyeliğini ve Hristiyan Demokrat Birliği'nin bu konuya yaklaşımını gözden geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, Almanya'da muhalefeti oluşturan partilerin bu süreçte Türkiye'ye destek vermelerini istediklerini söyledi. Hükümetin Kopenhag Kriterleri konusundaki reformları hakkında bilgi verdiklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin mevzuat açısından Kopenhag Kriterleri'ne uyum sağlayarak kritik eşiği aştığını ve reformları bu yıl içinde hayata geçirmeye kararlı olduklarını vurguladı. Erdoğan, Merkel'e, Türkiye gerçeğini ilk elden ve yerinden gördükten sonra Türkiye'nin görüşlerini farklı bir perspektiften ele alacağına olan inançlarını da ifade ettiklerini anlattı.

"TÜRKİYE'YE BİR TÜRK DOSTU OLARAK GELDİM"
Merkel ise, Türkiye'ye bir Türk dostu olarak geldiğini ve beraberindeki heyette partisinin Türkiye-Forumu Başkanı Bülent Arslan'ın da yer aldığını kaydetti. Merkel, Berlin Film Festivali'nde bir Türk yönetmenin büyük ödülü kazanmasının da iki ülke ilişkileri açısından önemine işaret etti. Türkiye'ye yaptıkları gezi sırasında Türkiye'nin Avrupa perspektifi açısından yaptıklarıyla ilgili geniş bilgi edindiklerini anlatan Merkel, son 1 yıl içinde yapılan çalışmaları takdirle karşıladıklarını vurguladı. Türkiye'nin AB perspektifini desteklediklerini ifade eden Merkel, "Biz Hristiyan Demokrat Birliği olarak Türkiye'nin AB kapısını kapatmak istemiyoruz. Birliğe 10 yeni üye katılacak. Şu an için Türkiye'nin tam üyeliğine olumlu bakmıyoruz. Daha çok bir imtiyazlı ortaklık önermek istiyoruz. Türkiye'ye bu yolla AB konusunda destek veriyoruz. Birbirimizi daha iyi tanımamız gerekiyor" diye konuştu.
Parti olarak AK Parti ile biraraya gelerek sorunları tartıştıklarını anlatan Merkel, iki partinin bundan sonra da diyalogunu sürdüreceğini söyledi.

"AB HRİSTİYAN KULÜBÜ DEĞİL, TÜRKİYE'NİN KATILIMI BUNU İSPAT EDECEK"
Açıklamaların ardından Erdoğan ve Merkel basın mensuplarının sorularını cevapladı. "Merkel'in imtiyazlı ortaklık önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz, bu öneri sizin için bir alternatif olabilir mi" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, Türkiye'nin gündeminde imtiyazlı ortaklık diye bir konunun asla olmadığını vurguladı. Böyle birşeyin söz konusu olamayacağını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz Kopenhag siyasi kriterlerini 2003 yılı sonu itibariyle yerine getirdik. Uyum yasaları itibariyle hallettik. Büyük bir titizlik ve ciddiyetle uygulamada da bunu yerine getirmekte kararlıyız. Türkiye, yeni üye olacak 10 ülkeyle kıyaslandığında AB kriterlerine en uyumlu ülkedir. Hazır bir konumda olan Türkiye için imtiyazlı ortaklık gibi kimse için gündeme gelmeyen bir konunun gündeme gelmesi anlaşılır gibi değil. Bunu düşünmemiz bile söz konusu değildir. Almanya iktidar partisinin ortaya koyduğu tavır yanında muhalefetin böyle bir siyasi birlikteliği ortaya koyamamış olmasını anlayabilmiş değilim. Belki daha çok görüşmemiz gerekmektedir. Bunun yanında Türkiye'nin AB üyeliğinin Almanya'da siyasi istismar konusu olmasını istemem."
Türkiye'nin AB'ye girişinin AB için bir yük olmayacağını, tam tersine AB'den yük alacağını dile getiren Erdoğan, AB'nin bir kömür-çelik birliği, bir Hristiyan kulübü olmadığını ifade etti. Erdoğan, "AB bir siyasi değerler birliğidir. Eğer diyorlarsa ki Hristiyan birliği değildir, Türkiye'nin katılımı bunun ispatı olacaktır. Bu olduğu taktirde AB çok daha güçlü olarak çıkacaktır. AB üyesi ülkelerden bunu bekliyorum. Sayın Merkel'den de ülkenin Başbakanı olarak bunu bekliyorum" dedi.

"TÜRKİYE AB İÇ PAZARINDA TAM ÜYE OLARAK YER ALMAMALI"
İmtiyazlı ortaklık önerisi ile neyi kastettiğinin sorulması üzerine ise Merkel, Hristiyan Demokrat Birliği olarak AB'yi Hristiyan kulübü olarak görmediklerini söyledi. Türkiye'nin attığı adımların çok önemli olduğuna işaret eden Merkel, esas sorunun AB içinde olduğunu söyledi. Türkiye ile AB arasında zaten bir ortaklık bulunduğunu belirten Merkel, işbirliğinin daha yoğun hale getirilebileceğini ve çeşitli alanlara yayılabileceğini, Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası içinde daha faal olarak yer alabileceğini kaydetti. Merkel, "İmtiyazlı ortaklık ile egemenlik konusunu ve yapısal fonları kastediyorum. Yani Türkiye'nin Avrupa Birliği iç pazarında tam üye olarak yer almaması gerektiğini ifade ediyorum. Buna daha uzun bir yolunun olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"AB'NİN YANLIŞINI BİZ DÜZELTMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Öte yandan, alınan bilgiye göre, Erdoğan ile Merkel arasındaki görüşme sırasında da Türkiye'nin AB üyeliği konusunda sert tartışmalar yaşandı. Yapısal fonlarda ve entegrasyonda problemler çıkacağını savunan Merkel'e karşı Başbakan Erdoğan katı bir tavır takındı ve Türkiye'nin AB'ye mutlaka üye olması gerektiği üzerinde durdu. Merkel, Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmeleri hayretle ve takdirle karşıladıklarını belirtirken, Erdoğan da görüşme süreci ile ilgili Merkel'e bilgi verdi. AB'ye 1 Mayıs'ta üye olacak bazı ülkelerin halen sorunlarını halledemediğine işaret eden Erdoğan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni kastederek, "AB sorunlarını halletmemiş bir ülkeyi alıyor. Biz de sorunları çözülmemiş bir ülkeyi alarak yanlış yapmayın diye bunu düzeltmeye çalışıyoruz" dedi.