20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Başbakan Erdoğan türbanı savundu, Fransa'yı eleştirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Başörtüsü, yüzde 98'i Müslüman olan Türkiye'de gerek millet ve gerekse kurumların ortak sorunu. Biz bunu toplumsal mutabakatla çözmek istiyoruz. Ama sonuçta şunu da söylemek zorundayım ki, bu sorun Türkiye'de vardır" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin iç ve dış politikasının değişmez hedefinin dünyadaki gelişmeleri Türk halkına sunmak, dışarıda da uluslararası ilişkilerde barışın hakim kılınmasına katkı yapmak olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan ABD gezisi çerçevesinde New York'ta Dışilişkiler Konseyi'nde bir konuşma yaptı ve soruları cevapladı. Amerikan dış politikasının oluşturulmasında etkili kuruluşlar arasında bulunan bir kuruluşta hitap etmekten memnunluk duyduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Bu vesileyle 21. Yüzyıl'da kendi bölgesinde ve gerekse dünyada müspet bir rol oynamaya hazır bir Türkiye'nin vizyonunu sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi.
21. Yüzyıl'ın küresel ve bölgesel olarak değişimlere sahne olduğunu, bu değişim paralelinde yaklaşık yarım asırdır ABD ile paylaşılan birçok değerlerin bu değişimlere rehber olacağını belirten Başbakan Erdoğan, "Türkiye değişimlere rağmen temel hedefinden şaşmayacaktır. Türkiye'nin iç ve dış politikasının değişmez hedefi dünyadaki gelişmeleri Türk halkına sunmak, uluslararası ilişkilerde barışın hakim kılınmasına katkı yapmaktır" diye konuştu.

"TÜRKİYE MODEL BİR ÜLKEDİR"
Dünyada küresel gelişmelerden en fazla faydalanan toplumların demokratik ve dışarıya açık toplumlar olacağına işaret eden Erdoğan, "Türk dış politikasının hareket zeminini oluşturan başlıca etken, Türkiye'nin batı dünyasındaki yeri ve kurumsal özelliğidir. Türkiye'nin, AB adaylığı da bu yönelimin bir devamı niteliğindedir. Avrupa ile gerçekleştireceğimiz ileri düzeyli birleşmeler de gelecekle bu bakımdan bir anlam ifade edecektir. Türk halkının Müslüman olması, genelde doğu, özelde batı ile beraberliği buna engel değildir. Müslüman bir toplumun demokratik ve evrensel değerler çerçevesinde de yaşayacağını Türkiye göstermiştir. Türkiye belki de bölgesinde bir model ve örnek ülkedir" dedi.
Türkiye ekonomisinin Körfez Savaşı'nda ve sonrasında büyük darbeler aldığına, ancak yine de müttefiklere desteğini kesmediğini ve kararlılığını sürdürdüğünü hatırlatan Erdoğan, bu tür işbirliklerinin dünyanın birçok yerinde aynı kararlılıkla devam ettiğini kaydetti. Bugün de aynı durumun yine Irak'ta söz konusu olduğunu belirten Erdoğan, "Körfez savaş sonrasında yapılan yaptırımların Türk ekonomisinde menfi olaylara rağmen müttefiklere desteğini sürdürme kararlılığı içerisinde olmuştur. Diğer bölgelerde de bu işbirliği sürmüştür. Bugün de Irak'ta aynı durum söz konusudur. Irak'ta meselenin çözümü için Türkiye yine elinden gelen gayreti gösterecektir" diye konuştu.
Küresel dünyada büyük bir güç olan ABD'ye de önemli sorumlulukların düştüğüne dikkat çeken Erdoğan, "İslamiyet'e daha objektif bakılmalıdır. Bir barış dini olan İslamiyet'in terörizmle bir ilgisi yoktur. Dolayısıyla bu yanılgıya düşenler her iki tarafta da mevcuttur. Bu yanılgının önüne geçilmesinde herkes sorumluluk üstlenmelidir" dedi.

"BİRİNCİ TEZKERE MESELESİ"
Konuşmasının sonunda soruları cevaplayan Erdoğan, ilk tezkerede niçin olumsuz bir sonucun çıktığına dair bir soruyu, kararın bir yanlış iletişimden kaynaklanabilmiş olabileceğine değindi. Erdoğan, "Bu yanlış iletişimler sebebiyle Türkiye-ABD ilişkilerinde o dönemde bazı sıkıntılar yaşandı. Nitekim nasıl ki ABD'de Kongre'nin kendine ait egemenliği söz konusu ise Türkiye de parlamentonun özgür iradenin tecellisine demokrasiye inananların saygı duyması gerekir. O tezkeredeki olumsuz netice parlamentonun takdiridir. Kabul sayısı fazla olmuştur ama gerekli sayıya ulaşamamıştır. Daha sonra da ABD'nin istediği hava koridoru konusu da çözüme kavuşturulmuştur" dedi.
ABD ile savaştan sonra da münasebetleri sıcak tutma gayretinde olduklarına işaret eden Başbakan Tayyip Erdoğan, "Yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan sorunlar elbette iki ülke arasında olmuştur. Son tezkerede de bizden Irak'a asker gönderilmesi talebi istenmişti. Biz Irak'ın bir an önce demokratikleşmesi için ne yapabiliriz düşüncesiyle tezkereyi parlamentoya sunduk ve bu büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Fakat daha sonra Irak'taki grupların tavırları sebebiyle Irak'a asker göndermemizin doğru olmayacağı bize iletildi, biz de bunu durdurduk, ama Irak'a insani desteğimiz devam ediyor" diye konuştu.
Türkiye'nin Irak'taki yapılanmanın içerisine irade koyan bir konumda olmadığını belirten Erdoğan, "Ancak, şu anda Kuzey Irak'taki talep bir federasyon talebidir. Bizim buradaki temel ilkemiz şudur: Gerek etnik kökene, gerek mezhebi kökene dayanan federasyon anlayışına olumlu bakmıyoruz. Bu demokrasilerde yanlış bir davranış olduğunu söylüyoruz" şeklinde konuştu.

"ÇÖZÜMSÜZLÜK ÇÖZÜM DEĞİL"
Kıbrıs'la ilgili şu ana kadar genelde gelişmelerin olumsuz seyrettiğine değinen Erdoğan, Kıbrıs'ta 'Çözümsüzlük çözüm değildir' anlaye gerçekleştireceğimiz ileri düzeyli birleşmeler de geleceışı ile hareket ettiklerini ve Kıbrıs'ta yeni hükümet ve Türkiye'de kendilerinin 1 Mayıs 2004 sürecini iyi değerlendirmek istediklerini kaydetti. Türk tarafının gösterdiği iyi niyetin aynısını Rum Kesimi ve Yunanistan'dan beklediklerini ifade eden Erdoğan, "Garantör olarak Türkiye ne yapabilir, KKTC ne yapabilir, bunu düşünüyoruz. BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonunu kabul ediyoruz, Annan Planı çerçevesinde bu misyonu sürdürmek istiyoruz. Biz iyi niyetimizi ortaya koyarken Güney Kıbrıs ve Yunanistan'dan bekliyoruz. Temel ilkeler konusunda süratle hareket edilebilirsek ilerleme olur zannediyorum. Güney Kıbrıs'ın olumlu yaklaşımı göstermesi önemli. Karşı taraftan gelecek bir adıma KKTC daha fazlasıyla cevap verecektir" diye konuştu.
Görüşmelerde taraflarda bir yıpranma söz konusu olduğuna işaret eden Erdoğan, "Biz taraf olmayan bir ülkeden tarafsız fakat siyasi misyonu olan bir kişinin böyle bir süreci sürdürmesini istiyoruz. Öyle zannediyorum ki bu süreci hızlandıracaktır" dedi.

"ORTADOĞU'DA ARABULUCU OLURUZ"
Ortadoğu barışı konusunda arabuluculuk konusundaki bir soruya Erdoğan, "Suriye, İsrail, Filistin üçgeninde eğer tehdit gelirse böyle bir arabuluculuğa hazır olduğumuzu söylüyoruz. Gerek Filistin tarafı ve gerekse Türkiye'yi ziyaret eden Esad, 'Türkiye'nin bir arabuluculu olmasından memnunluk duyacaklarını' söylediler. Komşularımızdaki huzursuzluk bizim için de bir huzursuzluktur. Onların istikrarı ve mutluluğu bizim için de istikrar ve mutluluktur. Bu üç ülke ile de bizim aramız iyidir. Türkiye'ye böyle bir misyon verilirse bu münasebetlerimiz daha önemli bir konuma ulaşır" cevabını verdi.
Erdoğan, Türkiye'deki başörtü meselesiyle ilgili bir soruya da şu cevabı verdi:
"Seçimler öncesinde meydanlarda söylediğimi yeniden söylemek istiyorum. Başörtüsü meselesi Türkiye'nin ortak sorunudur. Bu bir toplumsal mutabakatla çözülür. Fransa'nınki farklı boyutlardadır. Farklı boyutlarda olan yaklaşımın AB içerisindeki özellikle Kopenhag kriterleriyle nasıl izah ediliyor bunu merak ediyorum. Bizler farklı grupların yaşama hakkı verilmesini bir zenginlik olarak kabul ediyoruz."
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün bir konuşmasında İran'ın nükleer tehdit oluşturduğunu hatırlatan bir gazetecinin sorusuna esprili bir şekilde yaklaşan Erdoğan, "Benim böyle bir açıklamadan haberim yok. Savunma Bakanı burada o açıklasın" dedi. Savunma Bakanı Gönül de, "Bütçe konuşmaları yapıyorduk. Konuşmamda İran'ın nükleer çalışmaları ile ilgili konu gündeme geldi. Konuşmada İran'ın nükleer olarak bir tehdit oluşturduğunu söylemedim, sadece bu gelişmelerin dünya ve Türkiye için bir kaygı oluşturduğunu söyledim" ifadelerini kullandı.

İSMAİL BALLI/EVRİM ÖCAL-NEWYORK (İHA)
Yayın Tarihi : 27 Ocak 2004 Salı 10:00:27
Güncelleme :27 Ocak 2004 Salı 13:58:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?