19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Başbakan Erdoğan'dan 'müzakere' uyarısı

  Erdoğan-Fischer görüşmesinde ağırlıklı olarak Türkiye-AB ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve Irak'taki son gelişmeler ele alındı. Erdoğan'ın, Fischer'in isteği üzerine Alman konuklarına Türk kahvesi ikram ettiği görüşme 1 saat 15 dakika sürdü.    Fischer'i Türkiye'de görmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Türkiye-Almanya arasındaki ilişkilerin memnuniyet verici olduğunu kaydetti. Erdoğan, 22-24 Şubat tarihlerinde Ankara'ya gelecek olan Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'i Türkiye'de görmekten mutluluk duyacağını, Haziran ayında Almanya'ya gidecek olan Meclis Başkanı Bülent Arınç'in ziyaretinin ilişkilere ivme kazandıracağını söyledi. Alman hükümetinin Türkiye'nin AB üyeliğine vereceği desteğe teşekkür eden Erdoğan, Fischer'in bu yönde çok cesaretlendirici açıklamalar yaptığını vurguladı. AB sürecinde Türkiye'nin Kopenhag kriterlerinin büyük ölçüde yerine getirdiğine işaret eden Erdoğan, "Kritik aşamayı geçmek üzereyiz. Şimdi uygulamaya geçilmiştir" diye konuştu. Bu konuda sivil toplum örgütlerinin ve halkın hükümeti desteklediğini belirten Erdoğan, AB Komisyonu'nun hazırlayacağı raporu çok önemsediklerini ve olumlu çıkmasını temenni ettiklerini kaydetti. "Türkiye, AB'ye bir yük değil yardımcı olacaktır" diyen Başbakan Erdoğan, zaman zaman siyasi olmayan kriterlerin sorun olarak ortaya konulduğunu hatırlattı. Bu sorunların aşılamayacak sorunlar olmadığını belirten Erdoğan, "2004 yılı sonunda müzakerelere başlanamaması Türkiye'de hayal kırıklıkların ötesinde bir durum ortaya çıkaracaktır. Türk halkına bunu anlatmakta zorlanırız. Bu mümkün değil. Fakat biz sonuç ne olursa olsun reformları sürdüreceğiz. Kopenhag kriterleri, halkımız için önemli altyapı oluşturacaktır. Biz yolumuzdan dönmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN YANINDAYIZ' MESAJI
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in selamını Başbakan Erdoğan'a ileten Fischer de, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda Almanya'nın tutumunda herhangi bir değişikliğin sözkonusu olmadığını söyledi. "Bütün gücümüzle Türkiye'nin yanındayız" mesajını veren Fischer, Türkiye'nin son 1 yılda çok büyük gelişme kaydettiğini vurguladı. 2 yıl önce Türkiye'deki gelişmeleri tahmin bile edemeyeceklerinin altını çizen Fischer, Türkiye'nin hem ekonomide hem dış politika alanında büyük gelişme gösterdiğini bildirdi. Fischer, "Bu gelişmeler Türkiye'nin AB üyeliğini desteklememizdeki en büyük kozdur. Bu dinamizm sürdürülmelidir. Diğer AB üyelerini etkilememiz için bu dinamizmin sürmesi önemli" diye konuştu. AB'nin kendi içerisinde çok zor bir süreçten geçtiğini kaydeden Fischer, hem genişleme konusunda hem mahalli konularda tartışmaların olduğunu ifade etti. Türkiye'nin bu süreçte reformlardan asla geri adım atmaması gerektiğini belirten Alman Bakan, Türkiye'deki insan hakları, kültürek haklar ve azınlıklarla diyalog konusunda çok olumlu gelişmeler yaşanmasının sürece olumlu etki yapacağını bildirdi. Fischer, Türkiye'de işkence yapanların cezalandırılmasının Avrupa'da olumlu etkiler yaptığını da anımsattı. Almanya eski Başbakanı Kohl'ün 'Türkiye, Kopenhag kriterlerini yerine getirdiği takdirde müzakerelere başlamalıdır' yönündeki sözlerinin de çok önemli olduğunu ifade eden Fischer, Kohl'ün ilk kez net bir açıklama yaptığına dikkat çekti. Fischer, "Bu olumlu gelişmelerin sürdürülmesi için hoşgörü ortamının tesis edilmesi lazım. Müslümanlar ile Hrıstiyanlar arasında hoşgörü ortamı tesis edilmelidir. Bu sadece Türkiye açısından değil, bizim açımızdan da çok önemlidir. AB de bunu tesis etmelidir. Sayın Erdoğan'ın Berlin konuşması bu konuda çok olumlu etki yapmıştır. AB'de müslümanlar ile hrıstiyanların aynı temelleri üzerinde yaşaması medeniyetler buluşması açısından çok önemlidir. Buna biz de katılıyoruz. Günlük yaşamda da hoşgörüyü yerleştirirsek çok önemli gelişmelere imza atmış oluruz" dedi.

TÜRKİYE'NİN KIBRIS'TAKİ ÜÇ TEZİ
Erdoğan-Fischer görüşmesinde 'Kıbrıs' sorunu da ele alındı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin sürecin başından beri iyiniyetini ortaya koyduğunu, çözümden yana olumlu adımlar attığına işaret ederek, Türkiye'nin Kıbrıs tezini anlattı. Türkiye'nin adada iki ayrı devlet, iki ayrı halka dayalı bir ortaklık istediğinin altını çizen Erdoğan, "Bizim önemsediğimiz üç nokta var. Birincisi iki kesimliliktir. İkincisi eşitlik ilkesidir. İki halk açısından haklar eşit olmalıdır. Üçüncü olarak geleceğe yönelik Türk-Yunan garantörlüğünün korunmasıdır. Kıbrıs'ta kalıcı çözüm sadece Türk-Yunan tarafının deği, AB'nin yararınadır" diye konuştu. AB'nin, Türk tarafının iyiniyetli adımlar attığını artık kabul etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, güney kesiminin de aynı iyiniyetle yaklaşması konusunda ikna edilmesini istedi. Alman Bakan Fischer de, Kıbrıs sorununun 1 Mayıs'a kadar çözümlenmesinin çok önemli olduğunu bildirdi. Annan Planı temelinde müzakerelere başlanmasını ve 1 Mayıs'tan önce iki tarafta da halk oylamasının yapılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Fischer, Almanya, Fransa ve İngiltere olarak ellerinden gelen her türlü çabayı göstereceklerinin sözünü verdi.

PKK-KADEK UYARISI
Görüşmede ele alınan diğer bir konu da Irak'ta yaşanan son gelişmeler oldu. Başbakan Erdoğan'ın Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini belirten Erdoğan, mezhepe dayalı bir yapının oluşmasının kabul edilemez olduğunu bildirdi. Erdoğan, Irak'ın yeraltı zenginliklerinin tüm Irak halkının yararlanacağı şekilde kullanılmasından yana olduklarını ifade ederek, Türkiye'nin PKK-KADEK konusundaki hassasiyetlerini de dile getirdi. Erdoğan, demokratik bir Irak yönetiminin kurulması için mezhepe dayalı bir yönetim kurulamayacağını belirterek, İran ve Suriye'nin de aynı görüşleri paylaştığını söyledi.

DEVLET ARIK - ANKARA (İHA)
Yayın Tarihi : 22 Ocak 2004 Perşembe 16:50:22
Güncelleme :22 Ocak 2004 Perşembe 18:00:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?