17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Baykal: Hükümet Rumlara teşekkür etsin

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kıbrıs'ta yapılan referandumu, "Hükümet Rumlar'a, Papadopulos'a teşekkür etmelidir. Eğer uygulanmış olsa büyük olumsuzluklar getirecek bir plan Rumlar sayesinde önlendi" sözleri ile değerlendirdi. Artık Türkiye'nin AB ile ilişkileri açısından Kıbrıs konusunun bir olumsuzluk getirme şansı kalmadığını belirten Baykal, hükümetten KKTC'nin tanınması için çalışmasını istedi.
Baykal, partisi tarafından hazırlanan, Konya'da çöken Zümrüt Apartmanı ile ilgili raporun kamuoyuna açıklanmasının ardından çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Baykal, Anayasa değişikliğine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin kapsamlı bir Anayasa değişikliği atılımı yapması gerektiğini söyledi. Değişikliğin çok geniş kapsamlı olarak ele alınmasını isteyen Baykal, "Sadece Avrupa'dan sipariş edileni değil, Türkiye'nin gerçek esaslarını ortaya koyan bir paket lazım. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve yargının bağımsızlığının güvence altına alınmasını da içeren bir değişiklik yapılmalıdır. Dokunulmazlık konusu Türkiye'nin kanayan yarası. Bunu ele alalım. Türkiye'nin siparişle değil, kendi ihtiyacı doğrultusunda Anayasa değişikliği yaptığını göstermek lazım" dedi. Dokunulmazlık konusunun dahil edilmediği bir değişikliği anlamalarının mümkün olmadığını belirten Baykal, bu konuda herkesi göreve çağırdı.

"RUMLAR İKİNCİ BÜYÜK YANLIŞLARINI YAPTI"
Kıbrıs'ta yapılan referanduma ilişkin de sorulara cevap veren Baykal, hükümetin, Türkiye'nin ciddi sıkıntılarla karşı karşı kalmasına yol açacak çok tehlikeli adımlar attığını söyledi. Bunlardan birincisinin 2003 Mart ayında Irak'a asker göndermek olduğu, ikincisinin 2003 Kasım ayında yine Irak'a asker gönderme olduğunu, üçüncüsünün ise Kıbrıs'ta yapılan referandum olduğunu dile getiren Baykal, "Birinci tehlikeyi CHP 1 Mart tezkeresi ile önledi. İkincisini ABD asker isteğini geri çekerek önledi. Üçüncüsü ise Rumlar, Papadopulos önledi" diye konuştu. Kıbrıs'ta eğer uygunlanmış olsa olumsuz sonuçlar çıkarabilecek bir anlaşmanın Rumların oyu ile uygulanamadığını belirten Baykal, "Yani Türkiye'yi Kıbrıs'ta tehlikeli istikametten kurtaran ne bu hükümetin ne bizim diplomasi ekibinin yaptığı çalışmadır. Rumların aldığı karardır" yorumunda bulundu. Rumların Kıbrıs konusunda ikinci büyük yanlışlarını yaptığını kaydeden Baykal, şöyle konuştu:
"Birincisini 1974 yılında yapıldı. Rumlar o zaman 'enosis'i gerçekleştirmeye çalıştı. Türkiye bunu engelledi. Rumlar'ın baskıları sonucu Türkler kuzeye geçti. Rumlar da güneye geçti. Birinci yanlışın bedeli bu yerleşme düzeninin değişmesi oldu. Türkler biraraya geldiler ve bir yurda sahip oldular. Şimdi ikinci büyük yanlışı yaptılar. Referandumu reddetiler. Bunu yaparak fiilen ortaya çıkmış bu ayrışmayı, hukuku bir niteliğe, yaşayabilir bir alt yapıya, uluslararası bir desteğe kavuşturdular. Bu bizim bilinçli politikamız ile olmadı. Biz tam tersini yapacaktık."

TÜRKİYE'NİN ELİNDE GELİNEN NOKTADA BÜYÜK BİR ŞANS VAR
Türkiye'nin gelinen noktada elinde büyük bir şans olduğunu vurgulayan Baykal, bunu da '1974 yılında ortaya çıkan durumu fiili bir tablo olmaktan çıkarıp, uluslarası hukukun doğal karşıladığı bir konuma getirmek' şeklinde açıkladı. Hükümetin Kıbrıs'ta ortaya çıkan durumu 'son 50 yılın en büyük diplomasi başarısı' olarak nitelendirilmesine karşı çıkan Baykal, "Hükümet böyle bir söz söyleme durumunda değil. Tehlikeli durumu, kendi girişimleri dışında başkaları önledi. Hükümet Rumlara, Papadopulos'a teşekkür etmelidir" diye konuştu. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a yönelik dile getirilen 'istifa' çağrısını da değerlendiren Baykal, Türk toplumun Dektaş'ın bilgisine ve tecrübesine ihtiyacı olduğunu belirterek, bu tartışmaları 'kısır çekişmeler' olarak niteledi. Türk toplumunun birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu vurgulayan Baykal, sözkonusu tartışmaların buna zarar vereceğini kaydetti.
Baykal, bundan sonra yapılması gereken konulara ilişkin de şu ifadeleri kullandı: "Ambargoların kaldırılması, uçakların kuzeye inmesi, limanların açılması, ithalat-ihracat ilişkisinin geliştirilmesi ve Kuzey Kıbrıs'taki toplumun kendi faalitlerini uluslararası düzeyde götürmesinin önünün açılması ile bu gelişmelerin bir parçası olarak da KKTC'nin tanınması yapılması gereken işlerin başındadır. Hükümet yeniden müzakere yapmadan uzak durmalı. Bu fiili durumu hukukileştirecek adımlar atmalı. Artık Türkiye'nin AB ile ilişkileri açısından Kıbrıs konusunın bir olumsuzluk getirme şansı kalmamıştır. Yani hükümet büyük tehlikeleri göze alarak bu konuda bizden istenilenin çok ötesinde bir iyi niyet sergiledi. Sonuç Rumlar'ın kararı sonucu ortaya çıktı. Kıbrıs'ın bir engel olarak ifade edilmesinin şansı kalmadı. Türkiyenin dış polikitada iki hedefi olmalı. Bunlardan birincisi Kıbrıs'a ilişkin girişimlerde bulunmak, diğeri ise Kası ayında AB ile müzakerele başlamak."
Baykal, DEP davasına ilişkin bir soruya ise cevap vermedi.
ANKARA - İHA
Yayın Tarihi : 26 Nisan 2004 Pazartesi 16:56:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?