Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, taşkından en çok etkilenen Karaağaç Mahallesi’ne geldi. Mahalledeki bir kahvehanede konuşan Baykal, taşkınlarda zarar gören Lozan Caddesi’nin yapılması gerektiğini belirterek, ’’Sizin adınıza Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a telefon açarak bu durumu aktarmamı ister misiniz? Şimdiyi kadar hiç Unakıtan’ı telefonla arayarak birşey istemedim’’ dedi.
Vatandaşların ’evet’ yanıtını alan Baykal, daha sonra Afrika gezisinde bulunan Unakıtan’ı mobil telefonundan arayarak, Edirne’ye yardımcı olmasını istedi.
Baykal, telefonda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da selam söyledi.
Telefon konuşması sonrası, ilk defa kendisinin bir bakanı arayarak talepte bulunduğunu bildiren Baykal, ’’Bu sizin için yaptım. Sayın bakan geçmiş olsun dileklerini de iletti. Edirne’ye gelerek sahip çıkmam dolayısıyla bana da teşekkür etti. Bulgaristan’a gideceğini ve protokolle ilgili görüşeceğini de bildirdi. Böylece konuyu muhatabına iletmiş olduk’’ dedi.

"BULGARİSTAN UYARMALIYDI"

Deniz Baykal, Edirne’deki su taşkınları dolayısıyla 20 bin dönüm ekili alanın sular altında kaldığını belirterek, ’’Bulgaristan’la 2000 yılında yapılan protokole göre, nehirlere su bırakılmasında Türkiye önceden uyarılacaktı. Ancak bu uyarı yapılmamış’’ dedi.
Baykal, Trakya Üniversitesi Konukevi önünde bulanan alana helikopterle gelişinde, Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, CHP İl Başkanı Bilgin Paçarız ve öteki partililer tarafından çiçeklerle karşılandı.
Baykal, daha sonra CHP Genel Merkezi’ne ait parti otobüsü ile selden etkilenen merkeze bağlı Avarız Köyü’ne giderek, bir kahvehanede köylülere geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Baykal, ’’Zararları yerinde görmek, vatandaşlarla görüşmek ve sorunlarını yetkilileri iletmek için buradayız. Helikopterden de gördük. 20 bin dönüm ekili alan sular altında’’ dedi.
Baykal, önemli kısmın telafisi gereken ciddi zarar olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ’’Nehirlerden kaynaklanan su taşkınları dolayısıyla 20 bin dönüm ekili alan sular altında kalmış. Bulgaristan’la 2000 yılında yapılan protokole göre, nehirlere su bırakılmasında Türkiye önceden uyarılacaktı. Ancak bu uyarı yapılmamış. Çiftçinin zararının giderilmesi için gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor. Hükümetin ve yetkililerin dikkatini Edirne’ye çekmek için buraya geldik. Çiftçi kendi kaderiyle, baş başa bırakılmıştır. Bir an evvel gerekli tedbirler alınmalı. İktidarın bir an önce el atması gereken iki konu vardır. Zararın bir boyutu çiftçi, bir boyutu da altyapı ile ilgilidir. Sarayiçi’ni, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin yapıldığı yeri gördük. Burası sular, seller altında. Güreşlerin yapılacağı tarihe yetiştirilmesi için çok ciddi harcama gerekiyor. Belediyenin desteğe ihtiyacı var.’’ Baykal, su taşkınlarının niteliğinin doğru tespit edilmesi gerektiğini bildirerek, bölgedeki durumun alışılmış, Anadolu’da görülen bir doğal afet olmadığını söyledi. Baykal, ’’Nehirlerdeki su miktarı karların erimesiyle artmıştır. Yukarıdaki barajlar Bulgaristan’a açılıyor. Türkiye’deki ovaları su basmaktadır. Bunun tedbirini almak lazım’’ dedi.
Türkiye toprakları üzerinde bir baraj sistemine ihtiyaç olduğunu ifade eden Baykal, ’’Su akacağı barajının gereği yerine getirilmelidir. Barajın Bulgaristan topraklarını da kaplayacağı için Bulgaristan’la bir mutabakata varılarak, bu barajın yapımı sağlanmalıdır’’ dedi.

BULGARİSTAN’LA YAPILAN PROTOKOLE UYULMASI

Arda, Tunca ve Meriç nehir su yataklarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Baykal, şunları kaydetti:
’’Bir başka boyutu ise Türkiye geçmişte Bulgaristan’la oturdu, bir temas kurdu. Karların erimesi, nehirlerdeki su artışı ve baraj kapaklarının açılmasıyla ilgili 22 Şubat 2000’de Türkiye’nin önceden uyarılması sorumluluğu protokolü imzalandı. Bu protokolün ikinci maddesinde, (Meriç, Arda ve Tunca nehirlerindeki su seviyesi normalin üzerinde yükselmesi ve barajlardan su bırakılması durumunda Bulgaristan tarafı Türk tarafına önceden haber verecek) deniyor.’’

’’ZARARIN TAZMİNİ GEREKİR’

Baykal, bu protokolün gereğinin yerine getirilmesini isteyerek, şöyle konuştu:
’’Meclis’te arkadaşlarımız soracaklar. Bu protokolün gereğini yerine getirilmesi için Bulgaristan’la görüşüldü mü? Bize gelen bilgiye göre önceden haber verilmemiştir. Bu protokolün yerine getirilmesi gerekmektedir. Ortaya çıkan zararın telafisi gerekir. Bizim hükümetimiz ve Bulgaristan hükümeti üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.’’ Baykal, köylülerin, ayçiçeği ithalatı konusundaki sorusu üzerine Türkiye’de yağ açığını bulunduğunu, bunun ithalatla karşılandığını ifade ederek bunun yanlış politika olduğunu, afet bölgesi ilanıyla ilgili de düzenlemenin işletilmediğini savundu.
Baykal ve beraberindekiler daha sonra Değirmenyeni Köyü’ndeki kahvehaneye gelerek, vatandaşlarla sohbet edip dertlerini dinledi.