CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP’den istifa ederek bugün AKP’ye katılan Edirne Milletvekili Necdet Budak ve Adana Milletvekili Atilla Başoğlu’nu eleştirirken, “İktidara Yürüyüş Hareketi dediler kestirme yoldan kendilerini iktidara taşıdılar” dedi.

Deniz Baykal partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin renkli ve hareketli bir “ibret haftası” yaşadığına dikkat çekti. “Bugün iki milletvekili arkadaşımızın AKP’ye üye olarak katıldığını, sol yakalarının üstüne ampulün rozet olarak takıldığını öğrenmiş bulunuyoruz” diyen Baykal, şöyle dedi:

“Bu arkadaşımızın birisi bizi yeterince Kemalist bulmadı. CHP’ye muhalefet ediyordu. Muhalefetin gerekçesi olarak Bunu gösteriyordu. Bizi de yeterli bulmuyordu. CHP’yi iktidarı taşımanın 9 yiğit neferinden birisiydi. Gelinen nokta budur. Herkesin bundan ibret alması gerekir. İktidara Yürüyüş Hareketi, CHP’yi iktidara taşıyacağız derken, kestirme yoldan kendilerini iktidara getirdiler. Bunlar iyi hoş da, üyesi olduğu aile şirketi Haziran ayı içinde Maliye Bakanlığı denetim elemanları tarafından basılmış mıdır? Yönetim merkezlerine vergi incelemesi başlatılmış mıdır? Sahibi olduğu şirketin belge ve banka kayıtları incelemeye alınmış mıdır? Bunu öğrenmek istiyorum. Bu incelemenin bundan sonraki akıbetini öğrenmek istiyorum. Bu incelemenin akıbeti nasıl gelişecek öğrenmek istiyorum.”

Baykal, siyasetin nasıl bir ciddiyet, sabır işi olduğunun herkes tarafından görüldüğünü bildirdi. Ucuz laf söylemenin, önüne geleni suçlamanın, kendi partisinin kimliği konusunda bu kadar ödün vermenin ve kimseleri beğenmemenin bir siyaset adamını nerelere sürükleyebileceğinin herkes tarafından görüldüğünü dile getiren Baykal, “Hepimizin ülkemize karşı sorumluluklarımızı bir kez daha değerlendirmesi için bunun bir fırsat olarak gözönünde bulundurulması gerektiğine inanıyorum. Onurumuzla ayakta duruyoruz. Partinin olanaklarından yararlanmış milletvekilerini transfer ederek CHP’ye zarar vermeye kimsenin gücü yetmeyecektir” diye konuştu.

Tüzük Kurultayı toplamak için girişim başlatan ve imza veren delegelerin çoğunun imzalarını geri çektiklerini bildren Baykal, CHP’lilerden beklenen sorumlu davranışın bu olduğunu, bu kararı alanları yürekten kutladığını, yanlıştan dönmemenin yanlışın tutsağı olmak anlamına geleceğini vurguladı.

YÜCE DİVAN KARARI

81 yıllık Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakanın Yüce Divan’a gönderileceğini, bunun tarihi bir olay olduğunu kaydeden Baykal, şöyle dedi:

“Bu karar alınırsa, Yüce Divan`dan ne çıkar bilemiyorum. Tarihi tabloya dikkat çekiyorum. Uzun süre başbakanlık yapmış bir zatın Yüce Divan`a gönderilip gönderilmeyeceğini oylayacağız. Ağzından çıkan her söz bir süre önce hep manşetti. Niye şimdi sahip çıkılmıyor. Yüce Divan kararı, o iki kişiyi orada tutan, yanlışlıkları dile getirenleri susturmak isteyen herkes hakkında alınacaktır. Olaylara seyirci kalan, bu olaylara rağmen ilişkilerini sürdüren insanlar kendi paylarına sorumluluk çıkarmıyorlar. Neyi kapatmak istiyorlar? Onların suçunu mu, yoksa kendi sükutlarını, teslimiyetlerini mi kapatmak istiyorlar? Bu manzarayı herkesin takdirine bırakıyorum. Bunları söylemek istemezdim ama bunları söyleyecek bir kişi varsa o da CHP’nin genel başkanıdır. CHP’yi Türkiye’nin istikrarını bozuyorsunuz, Türkiye’nin huzurunu bozuyorsunuz diye karalayan ve parlamentonun dışına itenler herhalde bu olay karşısında başlarını önlerine alıp derin derin düşünüyorlardır.”

Baykal, TSK mensuplarının en yetkili komutanının ağzından Türkiye tarihinde ilk kez “geçinemiyoruz” diye isyan ettiklerini kaydederken, “TSK mensupları, 1 milyar 440 milyon liranın altındaki gelirle geçinmek zorundayız. Yüzde 96’sının yoksulluk sınırının altında diye, geçinemiyoruz diye feryat ediyorlar. TSK mensubu feryat ediyor, işsizi, emeklisi ne yapsın?” dedi.