25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Beyin kadrosunda kimler var?

Ergenekon'un beyin takımını açıkladı 

Ergenekon Terör Örgütü'nün karakutusu Tuncay Güney, 2001'de verdiği ifadede Ergenekon'un çekirdek kadrosunu açıklıyor. İşte müthiş iddia:

Tuncay Güney, 2001 yılında polis şefi Adil Serdar Saçan'a verdiği ifadede Ergenekon Örgütü'nün çekirdek kadrosunu kimlerden oluştuğunu açıkladı. Güney'in verdiği tüm isimler emekli general ve paşalar.

Ergenekon'un 12 kişilik beyin takımı olduğunu iddia eden Tuncay Güney bu isimleri  şöyle açıkladı:

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Ogeneral İsmail Hakkı Karadayı,
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necip Torumtay,
Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman,
Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Rasim Betir,
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya,
Emekli Tümgeneral Nejat Müldür,
Emekli Tümgeneral Osman Özbek,
Emekli Tuğgeneral Engin Hoş,
Emekli Tuğgeneral Veli Küçük. 

Güney ayrıca kasette, cunta hareketinin içinde Doğu Perinçek'in de bulunduğunu ve Perinçek'in .PKK'nın da Gladyodaki adamı  olduğunu söyledi.

İŞTE GÜNEY'İN ŞOK İFADESİ:


Örgütü Ergenekon olarak değerlendiriyorum. Veli Küçük'ü örgütün sözcüsü olarak görüyorum. Veli Paşa ile sık sık görüşüyordum. Bir tek Amerika'ya gittim. Bir tek Mehmet Özbay'ı gördüm. Dünya ülkeleriyle ilgili hiçbir şey konuşmadık. Türki cumhuriyetlerindeki örgütlenmeleri direkt Veli Küçük yapıyor. Ortadoğudaki örgütlenmeleri Hüseyin Şaşıoğlu yapıyor.

Ergenekon'un Kuzey Irak'ta da örgütlenmesi var. Veli Küçük'ün Kuzey Irak'ta okulu vardı. Hizbullah konusu Halit Güngör'ün öldürülmesinden sonra dikkatimi çekti.

Veli Küçük bana bir sohbet sırasında 'Teoman Paşa Hizbullah'ı başımıza bela etti' dedi. Hizbullah PKK'ya karşı kurulmuştu. 'Biz yanlış bir şey yaptık' dedi. Helikopterlerden PKK'ya ayetler atarlarmış. Veli Küçük ile Turan Yazgan'ın ilişkisi vardı. Ölen adamın Hüseyin Velioğlu olmadığı söylendi. Jack Kamhi suikastini İsrail göstermelik yapmıştı, Adnan Hoca da İsrail tarafından finanse ediliyordu. Adnan Hoca, Veli Paşa ile yemek yemek istemiş. Veli Paşa 'gelmesin' dedi. Fakat bu geldi. Veli Paşa,
'siyonizmi ölçü olarak göstererek propagandasını yapıyor, başka bir yaptığı da yok' dedi. Adnran Hoca'nın yanında Engin Alan'ın yeğeninin vakıfta görevli olduğunu söyledi.

Hizbullah olayından sonra Veli Paşa ile Doğu Perinçek'in arasının bozuk olduğunu biliyordum. Hizbullah'ın kavgasından sonra askerlerin ya da MİT'in kimi desteklediğini bilmiyordum fakat Hizbullah'ın normalde askerlerin kontrolü altında olduğunu biliyordum. Bunu Doğu Perinçek de söyledi. 'Doğrudur dedi, o zaman yapılan hatalardan birisiydi' dedi. Hizbullah'ı Jitem organize etti. Veli Küçük bana Hizbullah'ın normalde askerlerin gözetiminde olduğunu söyledi. Perinçek, PKK'nın Türk gladyosu içindeki adamı.

İfadelerinde, gizli örgütlenmenin Ergenekon olduğundan emin olduğunun altını çizen Güney,

"Bunun içinde askerlerin de olduğuna katılıyorum. Veli Küçük jandarma içine nüfuz edemezdi, önemli bir general değildi. Ergenekon örgütlenmesinin sağı solu yok. Çevik Bir hiçbir zaman bunların hareketine karşı çıkmadı. Bunlar, Bir'in bütün operasyonlarını baltaladılar. Cumhuriyet Gazetesi'ni bunlar mahvetti. Paşa söyledi. 'Çevik Bir ekibi para aldı' dedi. Çok büyük şekilde yaygara çıktı. Cumhuriyet Gazetesi'ni örgütlenme gibi gördüler.

Öcalan'ın avukatı Doğan Erbaş'la görüştüm. Çevik bir hiçbir zaman Veli Küçük aleyhinde bir açıklama yapmadı. Özel kuvvetlerle Ergenekon arasında hizipleşme vardı. Özel kuvvetler Amerika'dan para alıyor, bunlar öz kaynaklarıyla gidiyorlar. Özel kuvvetler komutanlarını Amerika uşağı olarak görüyorlar. Öcalan normalde Moskova'dayken teslim olacaktı. Türkiye'ye gelecekti. Veli Paşa operasyona karşıydı.

Bunlar Öcalan'la anlaşmış, Öcalan'ı Türkiye'ye getirmeye razı etmişlerdi. Ben Öcalan'ın avukatı Doğan Erbaş'la da görüştüm. Biz teslim olmaya açığız dediler. Öcalan Amerikalıların kucağına düştü. Veli Paşa Öcalan'ın bu şekilde getirilmesine ve Kenya'daki operasyona karşıydı. 'İntihar etsin, gelmesin şerefsiz' dedi. 'Böyle gelme mi olur' dedi. PKK, Lübnan'da Çevik Bir ile görüştü. Bunlar Çevik Bir ile anlaşamamışlar. PKK da otomatik olarak bir hükümet gibi oturmuş masaya. Veli Paşa Öcalan'ın operasyonuna karşıydı. Doğan Erbaş'la periyodik olarak görüşüyorduk.

Yeşil ile Mehmet Eymür'ün arası iyi değildi. General Veli Küçük için Yeşil'in ölü olması hiçbir işe yaramaz, ölü bir hayalet olması işe yarayabilir. Ben öldürülme olayının kendisine yarar getirmeyeceğine inanıyorum. Veli Küçük Yeşil için patrondu. Yeşil'in ölümü Veli Küçük'ün işine yaramazdı. Mehmet Eymür'ün Veli Küçük'le arası açıktı. Sıkılan bütün insanlar Veli Küçük işaret ettiği için sıkılmıştır.

Cem Ersever Jitem'in 4. bölge komutanıydı. Kendisiyle hiç yüzyüze gelmedim, tanımıyorum. Aralarında kavga çıkıyor. Cem Ersever tarafında olanları tasfiye eden Veli Küçük'tü. Veli Paşa, ölmeden önce Cem'i arayarak İzmit'e gelmesini istiyor. Kendisi İzmit'e gelmiyor. Ondan sonra öldürüldü zaten. Kimse Güneydoğu'da kalmak istemezdi ama Cem Ersever orada kaldı. Kimse Yeşil'i Veli Küçük'ten habersiz öldüremez. Veli Paşa'dan korkarlar. Emekli olması önemli değil. Onun için davası önemli. Veli Küçük, bir yüzbaşı için ütopyadır. Gönüllerde taht kurmuştur.

Hiçbir zaman bir kurmay başkanına illegal şekilde "beni Ahmet'le, Mehmet'le görüştür" demedim. 'Veli Paşa'nın emri var' diye demedim. Veli Küçük örgütün sözcüsüdür. Kendilerine bankalardan, büyük işadamlarından, mafyadan, bu örgüte gayri resmi bir yerden para geldiğini göreceksiniz. Tansu Hanım görüşmek istiyordu. Veli Paşa, 'ben politikaya girmeyi düşünmüyorum' dedi. Hiçbir ideali yoktu. Perde arkasında lider olmak daha hoşuna gidiyor. Kendi dünyasında gizemli lider olmak hoşuna gidiyordu. Perde arkasında olunca kimse ona muhalefet edemiyor.
Sabah akşam kendisinin yanındayım. Ben çözemedim" dedi.

Sabancı suikastinden sonra olanları Veli Paşa'ya ulaştırdıklarını belirten Güney, şunları kaydetti:

"Cinayetin olmasının ana teması, devletin yakalamış olduğu uyuşturucuların Akçimento tesislerinde noter huzurunda imha edildiğini biliyorum. Bunlar, uyuşturucuyu imha etmeyip, satıyorlarmış. Abdullah Çatlı'nın grubunun Şevket Sabancı ile görüşüp ortaklık istediğini, onların kabul etmediğini biliyorum. Çatlı, Mustafa Duyar ile İsmail Akkol'u güzel güzel giydirmiş. Çocukların olaydan haberi yok. Fehriye Erdal da içeride. Fehriye Erdal işe girerken referans bölümünde Hüseyin Kocadağ'ın kartviziti varmış. Çocuklar aşağıda beklerken kameraya yakalanıyor. Kumpasa geliyorlar. Fehriye geliyor ve yukarıya çıkıyorlar ama bu sırada teğmen Hüseyin tetiği çekmiş. Sabancı Center'ın tam karşısında bir İETT garajı vardı. Çatlı bu organizasyonları orada yapıyordu. Garaj içine araba çekip birkaç gün gelip giderek bu işi organize ettiklerini biliyorum. Çocuklar kameraya çekilmiş ama aslında bunlar tetiği çekmemiş. Hüseyin Pepekan çekmiş tetiği.

Bu cuntanın içinden general düzeyinde birisi özel kuvvetler komutanı başkan yardımcısı olduğunu biliyorum. Olayı o zaman Doğu Perinçek anlattı. Klasörle dosyaları verdi. Veli Küçük'e getirdiğimde bu dosyayı kendisi de aynı şeyleri düşündüğünü söyledi. Biz o zamanlar dergide 'Naylon katil Fehriye Erdal' dedik. Onun yüzünden DGM dergi hakkında soruşturma başlattı. Sabancı Ailesi de o zaman dedektif ekibi kurmuş cinayeti inceliyordu. Hedef Özdemir Sabancıydı. Sabancı cinayeti Dursun
Karataş'a ihale edildi. Uyuşturucudan pay isteyen Çatlı grubu. Öldüren yüzbaşı özel kuvvetlerde görevli bir isim. Hüseyin Pepekan o dönem Mehmet Ağar'la, Özer Çiller'le beraber, Abdullah Çatlı ile beraber".

Gözaltına alındığı 2001 yılında polise verdiği ifadede Ergenekon terör örgütüne ilişkin bilgiler verdi. Tuncay Güney'in ifadeleri şöyle devam ediyor:

"Dursun Karataş'ı polis destekliyor. Kocadağ tarafından DHKP-C polis kontrolünde bir örgüt haline geliyor. Gaffar Okkan'ı Hizbullah'ın öldürttüğüne inanmıyorum. Hiç kafama Hizbullah yatmadı. Ne İBDA-C'nin, ne DHKP-C'nin Sabancı gibi bir adamı indirme olasılığı imkansız. Sabancı Ailesi'nin bu anlattıklarımdan haberi var.

Cumhuriyet Gazetesi ile ilgili yıllar önce bana Gürbüz Çapan'ın da anlattığı; yıllar önce bazı gruplar Cumhuriyet Gazetesi'ne borçlarından dolayı el koyacakmış. Gazetenin hisseleri, cüzi miktarlarla alınıyor. Gürbüz Çapan Cumhuriyet Gazetesi'nin hisselerini almış. İlhan Selçuk, 28 Şubat'tan sonra bir yazı yazdı. Kıvrıkoğlu'na hitaben 'sen kısa donla gezerken biz devrim yapıyorduk' falan diye rencide eden bir yazı yazdı. O zaman Veli Paşa bana Çapan'la görüşün dedi. 'Yukarının emri var' dersiniz dedi. Perinçek'e de yazıyı naklettik. O hafta Doğu Perinçek köşke çıkmıştı. İki gün sonra Çapan geldi. Veli Küçük, İlhan Selçuk'la gazete olmaz dedi. Çırağan Sarayı'nda toplantı yapıldı. Kapalı kapılar ardında. Veli Paşa 'işadamları örgütlenmesine gitmeliyiz' dedi. Biz gazete, bir televizyon lazım dedi. Doğu'nun elindeki televizyonu alırız, normal televizyon hattına çeviririz dedi. Kemal Özden Cumhuriyeti düşünüyoruz dedi. Veli Paşa 'güçlenmek için basına girmeliyiz' dedi. Cumhuriyet hiçbir zaman solcu değil. Cumhuriyet demek derin devlet demek, Amerika ile girintili ilişkileri olan demektir. Çapan Pentagon'a gitti. O da girmiş Cumhuriyet ailesine. İlhan Selçuklar'ın ailesine girmiş. Sol bitmiştir. Türkiye Amerika'dan para alamayınca komünist oluyorum dedi. PKK ve Dev-Sol sorunu vardır. Cumhuriyet Gazetesi devletçidir. Askerlerin hiçbir hükmü yok orada. Cumhuriyet her gün zarar eden bir gazete ama ismi var. Hablemitoğlu solcudur, gönüllü bir çok yazı yazmıştır. Hiçbir gazetede çalışmak istemem ama Cumhuriyet'te çalışırım. O zaman ne bilgiler gelir.

Tuncay Özkan, Uğur Mumcu'nun çırağıdır. Mehmet Eymür benim hakkımda bir yazı yayınladı. 'Resimleri satan Susurlukçu' dedi. Tuncay diyor, soyadımı vermiyor. Aslında o bana saldırmıyor. Cumhuriyet dış haberlerde çalışanların hepsi elit yerlerde. Veli Paşa'dan duyduklarımı söylüyorum. Cumhuriyet Gazetesi'ni herkes eline geçirmek için uğraşıyor. 'Gürbüz Çapan'la yapamazsanız Veli Paşam, bir başkasıyla yapın' dedim. Veli Paşa 'Ben sana camı açtım, karşıda elma ağacı var. Git ordan elma topla, elmaları da ben mi toplayacağım' dedi. Paşam, 'Cumhuriyet çok önemli bir gazete' dedim. 'Cumhuriyet Gazetesi'ni alıp, Milliyet'in eski ayarında bir yol tutturursak güzel olur' dedim. Ben şimdi camı açtım, Veli Paşa elmaları topluyor. Veli Küçük'e gaz veriyordum.

Enka tesislerinde Gürbüz Çapan, Veli Paşa, Ferit İlsever, Kemal Özden ve Ümit Ülker yemek yedi. Hisseler konuşuldu. Fakat Çapan Küçük ile beraber olmaya hazır. Veli Paşa, Çapan ile uğraşmak istemiyor. İlhan Selçuk'a karşı değiller. Çünkü İlhan Selçuk olmazsa, Cumhuriyet Gazetesi olmaz. Susurluk kazası öncesinde Mehmet Ağar ayrı, Veli Küçük ayrı bir gruptu. Mehmet Eymür Veli Küçük'e yakındı. Bütün grupların arası açıktı.

Veli Küçük güçlüydü. Çatlı, İzmit'e Veli Küçük'ün yanına gidip gelirdi. Çatlı Mehmet Ağar'la gitmişti. Çatlı beraber olduğunda Aydınlık Gazetesi 'Çatlı Türkiye'de' diye haber yaptı. Veli Paşa, 'Doğu yanlış yapıyor, Ağar'la görüşmüş' dedi. Çatlı'yı '7 TİP'li öldürüldü' olayı çıkana kadar popüler olarak tanımıyordum. Veli Paşa Abdullah Çatlı'dan pek hoşnut değildi. Veli Paşa bunların hepsine oynuyordu. Paşa Giresun'daydı. Albay ve eşi ziyarete gelmişti. Veli Paşa albaya dedi ki, "Mehmet Ağar da
o kazada gidecekti. Aslında bunların hepsi o kazada ölmeliydi.

Bizimkiler de onların arkasındaydı." Malatyalı bir grup vardı. Gülbahar Ateş vardı. Veli Paşa bunların Mossad ajanı olduğunu söyledi. Veli Paşa'yı polise karşı iyi görüyorum. Veli Paşa polisleri ezdirmezdi. Korumaları hep polisti. Başka ülkelerin istihbarat örgütleri ile çalışmayı sevmezdi. Veli Paşa'nın Atilla Çınar ile arasının iyi olduğunu biliyorum. Şükrü Balcı ile telefonda sık sık konuşurdu. Veli Paşa'nın etrafındakiler ona kral gibi
bakıyorlar. Sedat Peker ile konuştuklarını bilirim. Bana çok basit geliyor. Gece 3'lere kadar konuşurlardı. Lojmanda da konuşurlardı. Ben Veli Paşa ile teori konularında konuşurdum. Veli Paşa bana askeri kitaplar verirdi. Veli Paşa bayram namazlarına giderdi ve oruç da tutardı. Ama içki içiyordu.

Susurluk Veli Paşa'ya ciddi darbe vurdu. Jitem dağıtıldı, tasviye oldular ve ekibi dağıldı. Veli Paşa'nın kirli çamaşırları olduğunu bu ülkede herkes biliyor. Nejat Müldür o dönem tırışka bir adam ama şimdi. Bütün bu askeri cuntaya bakacaksınız, bunların adı Ergenekondur. Veli Paşa Bahçeli'yi falan eleştirir. Ergenekon ismi çok güzel bir isim. Bunlar bir yer altı örgütlenmesi olarak geçiyor. Üst düzeydeki insanların hepsi bunu bilir ama telaffuz etmezler. Çok önemli bir şey bu Ergenekon. Ben de bu Ergenekon üzerine çalışıyorum, araştırıyorum. Hazırlanan lobide işadamlarının örgütlenmesi var. Ergenekon örgütün yeniden yapılanmasının tasarımıdır. Doğu Perinçek'in yeniden yapılanma diye Veli Paşa'ya bir teorisi
vardır. Bende olan tüm belgelerin hepsi Veli Küçükte de var.

Ben Ergenekon üyesi değilim. Veli Küçük'ün mutemetliğini yapıyorum. Ben duyduklarımı söylüyorum. Teyit ettiklerimi söylüyorum. Ben bugüne kadar bu hareketi ne Doğu'dan, ne diğer kesimlerden silahlı birlik terimi duymadım. Jitem normal istihbarat sağlamıyor. Jitem şimdi yok.

Ergenekon'un çekirdek kadrosunda İsmail Hakkı Karadayı, Necip Torumtay, Teoman Koman, Rasim Betir, Necati Üldür, Engin Hoş, Güven Erkaya vardı. Veli Küçük dahil 12 kişilik bir beyin kadrosu olduğunu biliyorum. Milli Güvenlik Kurulu'nun dışında Genelkurmay'ın kendine ait bir milli güvenlik kurulu varmış. Bunlar kendi aralarında görüşürlermiş, daha sonra Başbakan'ın olduğuna katılırlarmış."

Ajanslar
Yayın Tarihi : 14 Ocak 2009 Çarşamba 19:04:24
Güncelleme :15 Ocak 2009 Perşembe 00:03:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kemal özkan IP: 85.105.182.xxx Tarih : 14.01.2009 21:11:21

bu tuncay tuncay güney in zahmet edip önce akıl sağlığı yerindemi diye bir kontrolden geçirmeleri gerekmezmiydi bence gerekli imiş yok yapılmamışsa yada yapıldıysa o akıl sağlığına onay vereninde onun söylediklerine inananıda tam teşekküllü bir tedavi merkezinde yoğun bakıma almalı zira görünen o ki çok büyük tahriş edilmiş kolay kolay tedaviye cevap veremiyebilirler resmen tarihi bir vaka ünüversitelerce araştırma yapılması gerekir.


Kuddusi Kurt IP: 88.254.148.xxx Tarih : 15.01.2009 22:38:08

Saçmasapan bir şahsiyet. Türkiyede kocaman kocaman kurumlar ve saygın bildiğimiz bir yığın insan, bu serseri kılıklı yaratığın ettiği saçmasapan sözleri birşey sanıp, onu adam yerine koyuyorlar. ALLAH AŞKINA BIRAKIN ŞU ŞARLATANIDA İŞİNİZE GÜCÜNÜZE BAKIN.


oviraptor IP: 88.245.232.xxx Tarih : 14.01.2009 20:52:18

kara kutu demek hadiselerin yakınında duran ve her şeyi kaydeden alet demek ve bu adamın yakın olduğu tek örgüt nurculardı hadi diyelim ki bu adamın iddaları doğru peki bunları nerden öğrendi ve bu öğrendiği kaynak ne kadar doğru böyle bilgiler istikbarat ister ve öyle kahve bu zatın geçmişine bakınca yakın olduğu ona iş veren tek kişi fettulah gülen fettullah ismi insanı gıcıklandırıyor akıllara bazı sorular takılıyor bu istigbaratı fettullah hocanın müritleri mi hazırladı har yerde muhakkak bir müridi var yoksa zaten CIA nin kucağında olan birine belli bir amaç için sızdırılan bilgiler mi yada hepsi deli saçmasımıdır diyelim peki o zaman neden bu kadar itibar ediliyor bu bilgileri ortaya atanlarla itibar edenlerin kökeninin aynı olması ciddi süpheler uyandırıyor