Arkadaşlara, AdamlarıYassıadaya koyduk, ama hiç konuşmadık. Menderesle konuşmak istiyorum dedim. Orhan Erkanlı, Dündar Seyhan, İrfan Solmazer, Orhan Kabibay, Fazıl Akkoyunlu ile Yassıadaya gittik.
27 Mayıs ihtilálinin güçlü isimlerinden Numan Esin de anılarını yazdı. Doğan Kitapçılık tarafından yayımlanan, Devrim ve Demokrasi, Bir 27 Mayısçının Anıları isimli kitapta, ilk kez gün ışığına çıkan ayrıntılar da yer alıyor. Bunlardan en önemlisi, Esinin Orhan Erkanlı, Dündar Seyhan, İrfan Solmazer, Orhan Kabibay ve Fazıl Akkoyunlu ile birlikte Yassıadaya gidip Adnan Menderesi sorgulaması.
EN ÖNEMLİ SORUN
Menderesin tedirginliğini kendisine Yenice sigarası ikram ederek gideren Numan Esin, anılarında kendisinin sakin sakin konuştuğunu ama diğer subay arkadaşlarının Menderesi suçlamaya başladıklarını belirtiyor. Esin, bir ara Menderese Kürt sorunu, Türkiyenin en önemli sorunudur. Siz hükümet olarak ne yapmayı düşünüyordunuz? diye sorduğunu belirtiyor. Adnan Menderesin verdiği cevap, Türkiyenin 45 yıl sonra uygulamaya koyacağı çözümle aynıdır: Bizim çözümümüz demokrasiydi. Halka vereceğimiz serbestlikle bu işe bir çözüm geleceği kanaatindeydik. O yönde hareket ettik. Böylece, halkı yönetime ve ülkeye bağlama yolunu seçtik.
Numan Esin, anılarında Adnan Menderesi nasıl sorguladıklarını şöyle anlatıyor:
Sanırım ekim ayıydı. Ben arkadaşlara dedim ki: Adnan Menderesle konuşmak istiyorum. On sene memleketi idare etmiş bu adam. Aldık adamları, koyduk Yassıadaya, ama hiçbirimiz konuşmadık. Kendisiyle görüşüp doğrudan bir fikir sahibi olalım. Orhan Erkanlı, Dündar Seyhan, İrfan Solmazer, Orhan Kabibay, Fazıl Akkoyunlu ve ben, Yassıadaya gittik. Ada komutanı Tarık Beye istediğimizi söyledik.
ÜRKEK VE GERGİN
Adamı rahatsız etmeseniz olmaz mı? Çok ürkek dedi. Ben, Hayır, konuşacağız dedim. Diğer arkadaşlar pek taraftar değildi, ama sonunda, Peki denildi. Biz salonda oturduk. Ortaya bir sandalye getirip koydular. Biraz sonra da Adnan Menderesi getirdiler. Zavallı bir durumdaydı. Bitmiş, tükenmiş, erimiş bir adam. Elbiseleri üzerinden düşüyor. Bitkin vaziyette sandalyeye oturdu. Baktık, çok fazla gergin bir hava var, kalktım, sigara ikram ettim. O tarihte Yenice sigarası içiyorum. Onun da aynı sigarayı içtiğini duymuştum. Sigarasını yaktım. Bu onu rahatlattı biraz. Sonra daha samimi bir havada, Biz sorgulama heyeti değiliz. Sizi sorgulamaya gelmedik, sohbete geldik dedim. Bunun üzerine biraz daha rahatladı. Yüzündeki o gerginlik kayboldu.
İhtilal, Türkeşle benim tembelliğime kurban gitti
Kitapta yer alan anılara bakılırsa, 14lerin tasfiye edilmesinin gerisinde Alparslan Türkeş ve Numan Esinin tembelliği yatıyor. Alparslan Türkeşle Numan Esin, tasfiyeden bir gün önce. yani 12 Kasım akşamı, tembellik yapmasalarmış 27 Mayısın kaderi adamakıllı değişecekmiş:
12 Kasım akşamı, Türkeşin evindeydim. Türkeş, Vaziyet bildiğin gibi değil Numan, bu adamlar kötü gidiyor dedi. İkimiz de bazı haberler alıyorduk. Dedik ki: Artık evimizde kalmayalım. Güvendiğimiz birliklere gidip yatalım. Ama o akşam tembelliğimiz tuttu. Bu akşam evimizde kalalım da, yarın akşamdan itibaren birliklerde yatalım dedik. Ertesi sabah tasfiye edildik.
HÜRRİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi :
28 Mart 2005 Pazartesi 03:25:22
Güncelleme :28 Mart 2005 Pazartesi 03:29:08