Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök’ün soruşturma izniyle MSB Dış Tedarik eski Daire Başkanı emekli Tuğgeneral Oktay Alnıak ile aralarında albay-yarbay ve işadamı Metin Kalkavan’ın da bulunduğu 15 sanık hakkında dava açıldı. Davada Hazine zararı ve Alnıak’ın malvarlığında artış tespit edilemedi.

MİLLİ Savunma Bakanlığı (MSB) Dış Tedarik eski Daire Başkanı Emekli Tuğgeneral ve Profesör Oktay Alnıak’a, uluslararası deniz taşımacılığı ihalelerinde usulsüzlük iddiasıyla dava açıldı. Davada, Hazine zararı tespit edilemedi. Alnıak’ın mal varlığında da herhangi bir usulsüzlük bulunamadı. Emekli Tuğgeneral Alnıak ile birlikte aralarında albay, yarbay, sivil memurlar ile işadamı Metin Kalkavan’ın da bulunduğu 15 sanık, 15 Haziran’da Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde hákim karşısına çıkacaklar.

SORUŞTURMA

Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerden alınan askeri mühimmatların Türkiye’ye deniz yolu ile getirilmesi ihalesinde usulsüzlük yapıldığı tespitinde bulunan Genelkurmay Askeri Savcılığı harekete geçti. Usulsüzlük yaptığı iddia edilen kişilerden birinin general olması nedeniyle devreye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök girdi. Özkök, emekli Tuğgeneral Oktay Alnıak, için 2003 yılında ‘soruşturma izni’ verdi. Yolsuzlukla mücadele konusunda son derece duyarlı olan Özkök, bir general için daha yargılama vizesi vermiş oldu. ‘Soruşturma izni’ verilmesinin ardından askeri savcılık dava açtı.

KİME NE SUÇLAMA

2 Mayıs 2005 tarihli, Yarbay Halil Çolak imzalı iddianamede, gemiyle uluslararası taşımacılık ihalesini kazanan işadamı Metin Kalkavan’ın, ihaleyi kazandıktan sonra nakliye işlerini başka bir firmaya yaptırdığı belirtildi. Bu işlem, ‘ihalesiz iş vermek’ olarak nitelenerek, bazı taşıma işlerinde de fazla ödeme yapıldığı, ihaleye fesat karıştırıldığı öne sürüldü. Bu iddialar, 1998-2000 yılları arasını kapsıyor.

Alnıak hakkında ‘görevi ihmal’ ve ‘görevde yetkiyi kötüye kullanmak’ suçlarını işlediği gerekçesiyle dava açılırken, bazı sivil sanıklar hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. İşadamı ve armatör Sami Alıcı hakkında ise ‘Ticarete hile karıştırmak’ ve ‘Görevi kötüye kullanmaya iştirak’ suçlarını işlediği gerekçesiyle dava açıldı. İşadamı Kalkavan hakkında ise ‘Müteselsilen zimmete iştirak’ iddiasında bulunuldu.

Adım gibi Alnıak’ım

BAHÇEŞEHİR Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü olan Prof. Dr. (Yüksek Mühendis), emekli Tuğgeneral Oktay Alnıak, hakkındaki iddialarla ilgili ‘Ahlaka, etiğe, kanuna aykırı hiçbir işim olmadı. Bir bardak haram çay içmedim. Ben soyadım gibi bir insanım’ dedi. Alnıak Hürriyet’e, iddianameyi aldığını, ancak henüz tam inceleyemediğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

KANUNU YAPTIM

1998 yılında bütün taşımalarımızı 50 sene, KİT olarak Deniz Nakliyat yapmıştır. O yıllarda özelleştirme çalışmalarına yeni başlanmıştı. Muhtelif firmalarda taşıma işini yapmak için müracaata bulunmuşlardı. Bu o güne kadar hiç uygulanmamış bir metodolojiydi. Bunun nasıl olacağı konusunda gerekli şartname hazırlandı. İhaleye çıkıldı. Zor bir prosedürün tamamlanması gerekiyordu. Bu prosedürleri yeni baştan ortaya koyup tamamladık. Ben şimdi hocayım. Bu işin kanunlarını yapan insanım. Kavga, ihaleye girenler arasında yapıldı. Paraya, pula, zimmetlere dayalı hiçbir olay yoktur. TSK’nın dışarıdan 200 bin 300 bin kalem malı taşınır. Ne devlette çalışanlarda ne de TSK’da uygunsuz bir şey yapılmadı. Herhangi bir para pul meselesi yoktur. Paranın pulun dönmediği bir sistemdi bizim işimiz. Biz sözleşmeyi yapmışız, ihaleyi yapmışız. Onu takip etmek bizim sorumluluğumuz değil. Bizim gücümüz yetmez o konulara. Bilgim de yoktu, işin başka bir firmaya yaptırttığından. Deniz Nakliyat’ın görevi bize işleri yapmaktır. 50 gemisi olan tek kurum vardı. İhaleye giren firmaların bu kadar gemisi yoktu. Denetlemek gibi bir görevimiz de yoktu.