15
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

'Biz dünyalı değiliz'

Servetini bağışlayan Solak: "Ben dünyalı değilim"


MAL varlıklarını Hazine'ye bağışlamak isteyen, ancak dilekçeleri kabul edilmeyince Ankara'da bindikleri taksinin şoförü İzzet Erdem'e, içinde yaklaşık 40 bin TL tutarında para ve altın ile tapular bulunan çantayı bırakan çiftten Mustafa Solak, mala, mülke önem vermediğini söyledi.

Solak, “Kendimiz birşey istemiyoruz. Neredeyiz biz ya nerede yaşıyoruz biz? Bilmiyorum ben nerede yaşadığımızı. Ben buralı, dünyalı değilim zaten. Dünyalı olamam ben. Uzaydan geldik, böyle birşey yaptık işte” diye açıklamalar yaptı.

Mustafa Solak'ın annesi Emine Solak ise “Oğlum ve eşi, Mevlana ile felsefe kitapları okumaktan gerçek dünyayı, hayatı unuttu. Hayal aleminde yaşıyorlar. Akli dengesini kaybetti. Benim de içinde hakkım olan bir parayı, tapuları, nasıl hazineye teslim eder? Avukatım aracılığıyla hepsini geri alacağım” dedi.

İçinde para, altın, çekler, tapular bulunan, tüm mal varlığını oluşturan çantayı Hazine kabul etmeyince Ankara'da bir taksi şoförüne bırakan Mustafa Solak, çantanın içinde ne kadar para olduğunu saymadıklarını, öylesine takside bıraktıklarını söyledi. Mala, mülke önem vermeyen bir insan olduğunu ifade eden Solak, “Halk için yaptık. Kendimiz birşey istemiyoruz. Yeter ki örnek olalım. Hazine'den artık halka inilsin. Hastası, fakiri, çoluk çocuğu okusun. Sevgi, hoşgörü olsun” dedi. Solak, bıraktığı mal varlığının Hazine'de emanet bölümünde tutulmasını istemediğini, kullanılmasını istediğini söyledi. Solak, devletin doğru yerlerde kullanabileceğine inandığını kaydetti. Solak, çevresindeki insanların tepkileri ile ilgili, “Onaylarlar mı hiç? Öyle birşey var mı dünyada? Onaylayacak adam var mı? Ben kimseye kızmadım. Kırgın değilim kimseye” dedi.

GİTMEDİKLERİ YER KALMAMIŞ

Ankara'da ilk önce TBMM'ye, oradan Cumhurbaşkanlığı'na, Genelkurmay Başkanlığı'na ve son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı'na gittiklerini, çantayı kabul etmediklerini, yazılarını bıraktıklarını anlatan Solak, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İşimiz bittikten sonra otele gittik. Otele iki ayrı şirketten kurye çağırdık. Götürmediler. ‘Vestiyerde unutalım, onlar götürsün versin’ dedik. Arkamızdan koştu geldi, çantayı getirdi. Ben TBMM'ye girerken yanımızdaki görevliye ‘Ankara'da kalacak bu para’ dedim. Görevli ‘Meclis almaz bu parayı’ dedi. Ben de ‘Çöpe atarım o zaman. Çöpe atacağım ama Ankara'da kalacak’ dedim.
En son takcisi imdadımıza yetişti. Allah razı olsun. Taksi parasını verdiğim taksiciye ‘Alın bunu Hazine'ye götürün’ dedim. Ondan sonra olaylar böyle gelişti. Parayı geri talep etmiyorum. Oyun mu oynuyoruz burada? Kimin ihtiyacı varsa devlet elini uzatacak. Biz hangi kişinin yardımına yetişeceğiz. Deniz Feneridir, Kızılaydır, bıraksınlar bu işleri, mallarını mülklerini versinler devlete. Devlet adil şekilde bunları dağıtsın. Neredeyiz biz ya, neredeye yaşıyoruz biz? Bilmiyorum ben nerede yaşadığımızı. Ben buralı, dünyalı değilim zaten. Bu şekilde dünyalı olamam ben. Uzaydan geldik, çatlak böyle, birşey yaptık işte.”

‘İNSANLAR DELİ DEDİ’

Bu davranışı üzerine insanların kendilerine ‘deli' dediğini belirten Mustafa Solak, “Herkes deli dedi. Biz de o zaman Manisa'ya (Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ni kastediyor) gideriz dedik” diye konuştu. Bir hafta önce mal varlığını Hazine'ye bağışlamaya karar verdiğini anlatan Solak, “Devlete güvendik. Devletin de başkalarına bu parayı dağıtacağına inanıyoruz” dedi. Solak, ayrıca Cumhurbaşkanlığı, TBBM, Genelkurmay Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı'na verdikleri, sevgiye, barışa dayalı yeni bir yaşam düzeni talep ettikleri bildiriyi tüm dünyaya yaymak istediklerini söyledi.

EŞİ: VİCDANIM RAHAT

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Radyo Televizyon Sinema Bölümü'nden 2005 yılında mezun olan 29 yaşındaki 3 yıllık eşi Seher Solak, eşine sonuna kadar destek verdiğini, bu düşüncelerinden geri dönmeyeceklerini söyledi. Eşi Mustafa Solak'ın konuyu kendisine açtığında mantıklı geldiğini anlatan Seher Solak, “Bu işin bu şekilde olabileceği aklıma yattı. Mantıklı olduğunu düşündüm. Bir hayır kurumuna vererek bir sonuca ulaşmayacağını düşündüm. Bizim devletimizin bunu yapabileceğini, idare edebileceğini, doğru ve eşit bir şekilde paylaştırabileceğini düşündüm. O yüzden de onlara güveniyorum. Herşeyimiz onların” dedi.

Örnek olmak istediklerini vurgulayan Seher Solak, “Biz örnek olmak istiyoruz. Böyle düşünen, yapamayan varsa, şikayeti olan varsa, biz de şikayetçiyiz eşitsizlikten, insanların birbirine muhtaç olmasından. O yüzden evet bu yol doğrudur. Çok rahatım. Vicdanım rahat. Sonuna kadar hizmet etmeye de hazırım. Sonuna kadar bu düşüncemin arkasındayım” diye konuştu.

‘İNSANLARA GÜVENİYORUM’

Seher Solak, ellerinde birşey kalmadığını belirterek, “Bundan rahatsız değilim. İnsanlara, toplumumuza, kültürümüze çok güveniyorum. Bizim arkamızda olan insanlar da var. ‘Maddi olarak zorluk çekerseniz biz size her zaman yardım ederiz’ diyen insanlar da var. ‘Kapımız açık’ diyenler var. Bunu bir iki insan söylese benim için yeterli. Yardım etmesinler bana ama düşünmeleri, sorgulamaları yeterli” dedi. Bunları bir sinema filmi ile insanlarda anlatmak istediklerini ve senaryo yazma hazırlığı içinde olduğunu ifade eden Seher Solak, “Bunu insanlara en iyi sinema filmi ile, sanatla iletebileceğimizi düşünüyorum. Görüntülerin insan zihninde çok daha güzel şeyler açabileceğine inanıyorum. Ama reklam amaçlı değil. Yine kazandığımız parayı Hazine’ye veririz” dedi.

ANNESİ İSYAN ETTİ: BENİM DE HAKKIM VAR

Mustafa Solak’ın annesi Emine Solak ise olan bitene isyan etti. Oğlunun yaklaşık 8 yıl önce hayatını kaybeden babası Ali Solak'tan kalan mirasla geçimini sağladığını söyleyen 65 yaşındaki Emine Solak, “Oğlum ve eşi, Mevlana ile felsefe kitapları okumaktan gerçek dünyayı hayatı unuttu. Hayal aleminde yaşıyorlar. Akli dengesini kaybetti. Benim de içinde hakkım olan bir parayı, tapuları, nasıl hazineye teslim eder. Avukatım aracılığıyla hepsini geri alacağım” dedi. Oğluna neden böyle bir olaya kalkıştığını sorduğunda ise ”Canım öyle istedi” karşılığını aldığını dile getiren Emine Solak, “Bizim Karabağlar'da firmamız vardı. Onu geçen ay başka birisinine devrettik. Eşimden kalan paralar ve altınlar, evlerin tapuları ile bir yazlığımız var. Hepsini satıp Almanya'da yaşayan oğlumla birlikte üçe böldük. Yapılan çılgınlık” dedi.



 

Yayın Tarihi : 10 Şubat 2009 Salı 02:16:06
Güncelleme :10 Şubat 2009 Salı 02:30:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Deli ya! IP: 88.254.95.xxx Tarih : 10.02.2009 07:55:49

Demek  öyle olmuş :)) Mala Mülke  önem vermeyen  bir hayır işleyen bir insan deli konumuna  gelmiş  tabi burası  türkiye  kim kime ne kadar  ii  darbe vurursa o kadar akıllı  biri  biraz  iyi oldumu  O demekki deli oluyor...:))


hüseyin gedik IP: 88.242.160.xxx Tarih : 10.02.2009 12:03:08

bu devirde şaşilacak bir durum bunda ilahi bir örnek var bu kararı veren bir beden bir insan olmuş olsa delilik iddiası güç kazanır zira iki ayri beden aynı karar içinde ve mutlu düşündürücü kendilerini kutlar bu insani örneklerin artmasını dilerim hüseyin.


fahrettin öcal IP: 85.97.34.xxx Tarih : 10.02.2009 04:35:06

vaay be bu devirde böyle insanlar varmıydı .yaav amaan Allahım bu ne mütevazilik ne cömertlik böyle. Yüce Allah senden eşinden ve senin gibilerden razı olsun bu dünyada hayatınız mutlulukla geçsin cennet lerin varisleri olasınız  ;siz aslında başbakanımız olmalıymışsınız :ama keşke o paranın 3000bin tl sini bana verseydiniz okadar ihtiyacım varki?ben 4 aydır işsizim kredi kartı borçlarım yığıldı dahası kiramı bile ödeyemiyorum haciz gelecek. zaten bir şeyimde yok. galiba hapishaneye gönderirler beni ;evden dışarı atılacağım bu soğukta .nasılsa devlet ilgilenmiyor bizimle tok açın halinde anlamaz bari siz yardımcı olsaydınız çünkü sizin gibisini henüz görmedik kim bilir belkide yardımınız dokunur bana inşaallah..