17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Boğazlara dikkat!

İran’da kimyasal madde yüklü bir trende meydana gelen kazada yüzlerce insanın hayatını kaybetmesi Boğazlarımızda meydana gelebilecek bir tanker faciasının şehre ne kadar büyük zarar verebileceğini gözler önüne serdi. Milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul’da şehrin merkezine 400 metre mesafeden her gün binlerce ton tehlikeli madde yüklü “ölüm gemileri” geçiyor. 11 Eylül saldırıları bütün dünyaya ‘uçakların’ nasıl bir bombaya dönüşebileceğini gösterdi. Alınan bütün tedbirlere rağmen uzmanlar 50 bin ton petrol taşıyan bir tankerin şehre verebileceği zararın muhtemel İstanbul depremi kadar büyük olabileceğini söylüyor.

Risk her zaman var
2003’te devreye giren ‘VTS’ yani gemi trafik hizmetleri sisteminin kaza riskini minimuma indirmesine rağmen, tehlike her zaman bulunuyor. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri (KEGKİ) Genel Müdürü Barış Tozar, gemi trafik hizmetlerinin bir öncesi ile karşılaştırıldığında riski düşürdüklerini belirterek, “Biz gemi kaptanını güvenli seyir için kendisinin ihtiyacı olacak her türlü bilgi ile donatıyoruz. Dünyadaki en son teknolojik sisteme sahibiz. Fakat burada da yine bir insan faktörü var. Denizcilik otoritelerinin yaptığı araştırmalar şunu gösteriyor ki, dünyada meydana gelen kazaların yüzde 80’i insan hatasından meydana geliyor. Demek ki insan unsuru var ve risk her zaman mevcut” dedi.

Rakamlar ürkütücü
Gemiler için dünyanın en riskli su yollarından biri olarak kabul edilen Boğaz, son yıllarda adeta petrol boru hattına dönüştü. Her gün yaklaşık 1,7 milyon varil petrol Rusya’nın Novorossiysk limanından yüklenip Boğazdan geçerek taşınıyor. Uzmanlar, 10 sene içinde Kazakistan ve Azerbaycan petrollerinin de devreye girmesiyle taşınan bu miktarın üç katına ulaşacağını, günde 4.5 milyon varile ulaşacağını tahmin ediyor. Bu rakam Suudi Arabistan’ın günlük petrol üretiminin yarısına karşılık geliyor. Süveyş Kanalı’ndan üç kat daha işlek bir trafiğe sahip Boğazlardan 1997’de 63 milyon ton tehlikeli madde taşınırken, 2003’te bu miktar 135 milyon tonu aştı. Boğazdan geçen gemilerin sayısında son senede pek bir değişiklik olmamasına rağmen asıl endişe oluşturan konu, artan sayıdaki petrol tankeri. 1995’te Boğazdan 2 bin 871 petrol tankeri geçerken 2003’te bu sayı 8 bin 97’ye ulaştı. Boğazdan 2003’te taşınan yük miktarı, 2000’e oranla yaklaşık yüzde 41, 2002’ye göre de yüzde 10 arttı. Uluslararası Denizcilik Örgütü, Boğazların günde ancak 1.8 milyon varil petrolün taşınmasını kaldırabileceğini belirtiyor. Bu da doyma noktasına ulaşıldığını gösteriyor. 2000’de BP tarafından yayınlanan bir raporda İstanbul Boğazı’nda 1 milyon millik geçişte 6 kaza meydana geldiği bu oranın Süveyş kanalında meydana gelenin iki katı olduğu belirtiliyor. KEGKİ Genel Müdürü Tozar da Boğazın bir fiziksel kapasitesi olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu fiziksel kapasite zaten şu anda en iyi şartlarda kullanılıyor. Türk Boğazları Deniz Trafik tüzüğü var. Burası başıboş bir yer değil; kurallar koyulmuş. Mesela, bazı boyutlardaki gemiler için gündüz geçişleri koyulmuş. Bir gemi İstanbul Boğazı’nı bir saat 15 ile 1 saat 30 dakikada geçiyor.

Önce güvenlik
Ancak, ‘Daha fazla gemi geçirelim. Riski artıralım; güvenliği boş verelim’ dediğiniz anda, son hadiselerde olduğu gibi riski yüksek gemiler, büyük insan kayıplarına mal kaybına ve çevre zararına sebep oluyor. Daha önce meydana gelmiş deniz kazalarına baktığımız vakit, en iyi teknolojik şartlarda bile denize saçılmış bir petrol yükünün ancak yüzde 5’i 10’u toplanabiliyor. Ayrıca Boğazların böyle bir kaza sonucunda haftalarca kapalı kalma riski var. Bu durum Karadeniz ekonomisinde çok büyük bir risk meydana getirir. 3-4 saat hava muhalefeti sebebiyle kapalı kaldığında bile yüzlerce gemi birikmeye başlıyor. Seyir güvenliği, sadece Türkiye için değil Boğazları kullanan bütün ülkeler için birinci önceliktir. Dünya Denizcilik Örgütü ve biz, bunu birinci öncelik olarak önümüze koyduk.”

Gözetlemek bile ‘risk’i azaltmıyor!
VTS sistemiyle İstanbul Boğazı’nı, 8 radar kulesi üstündeki sensör ve gözetleme kameralarıyla gece gündüz denetim altına aldıklarını belirten KEGKİ Genel Müdürü Barış Tozar, “Gemilere, geçişlerini emniyetli yapabilmeleri için hem kendi gemileriyle ilgili bilgileri hem de o anda ortamında bulundukları şartlarla ilgili olan değerleri sunuyoruz. Bunun yanı sıra aynı gemiye kendisinin belki de bilemeyeceği diğer gemilerle ilgili bilgileri de sunuyoruz. Böylece bir gemi kaptanını İstanbul Boğazı’ndan geçerken gerekli seyir emniyetini sağlayabilecek bütün detaylarla donatıyoruz” dedi.

VTS güvenli fakat...
Gemi trafik hizmetlerinin uzaktan kumanda ile gemileri yöneten bir sistem olmadığını da vurgulayan Tozar, şöyle konuştu: “Bu mümkün de değildir. Ekipmanlarımız iyi, bunları da kullanarak riski olduğundan daha aza indirdik diyebilirim. Ancak geminin makineleri bir anda arıza yapıp Boğazın içinde akıntı sebebiyle gidip başka bir gemiye veya karaya çarpabilir. Böyle durumlarda bir römorkör yardımı olması lazım. İşte bizim işlettiğimiz VTS kılavuzluk hizmetleri ile römorkör hizmetleri bir araya geldiği zaman risk yüzde birler seviyesine düşer. Ama yine de risk vardır.”

Ölüme davetiye çıkaran facialar
Boğazlar ve Marmara Denizi’nde 1952 - 2003 seneleri arasında toplam 578 deniz kazası meydana geldi. Bu kazaların yüzde 57’sini çarpışmalar, yüzde 22’sini karaya oturmalar yüzde 16’sını karaya çarpma ve yangınlar, kalan yüzde 5’ini ise diğer faktörler oluşturuyor. Son 52 senede meydana gelen önemli deniz kazaları ise şöyle:
14 Nisan 1953: Dumlupınar ve Naboland adlı gemilerin çarpışması sonucu Dumlupınar battı, birçok denizci öldü.
14 Aralık 1960: W.Harmony ve P.Zarovic tankerlerinin çarpışması sonucu tankerlerden biri battı ve yandı. 20 kişinin öldüğü kazada denize tonlarca petrol yayıldı.
4 Eylül 1963: Arhangelsk adlı geminin kıyıdaki yalıya çarpması sonucu çok sayıda kişi öldü.
1 Mart 1966: Lusk ve K.Oktibar gemilerinin çarpışması sonucu denize dökülen petrolün de etkisiyle Karaköy İskelesi ve Karaköy Vapuru yandı.
27 Temmuz 1972: Turan Emeksiz ve Sönmezler adlı gemiler çarpıştı.
11 Ocak 1977: Severin ve Adım Zmajeviç gemilerinin Çanakkale Boğazı’nda çarpışması sonucu büyük hasar meydana geldi.
21 Nisan 1979: Haydarpaşa önlerinde Romen bandıralı Independenta tankerinin Evriali adlı Yunan tankeri ile çarpışması sonucunda 95 bin ton petrol denize döküldü. 43 kişinin öldüğü kaza sonucu çıkan yangın altı hafta sürerken Boğaz günlerce deniz trafiğine kapatıldı.
24 Eylül 1985: Xacah ve Meltem adlı hücumbotun çarpışması sonucu Meltem battı, 5 kişi öldü.
28 Ekim1988: İstanbul’da Bluestar adlı kimyasal yüklü tankerin Gaziantep tankeri ile çarpışması sonucu Bluestar tankerinde bulunan 1000 ton amonyak gazı denize ve havaya karıştı. İnfilak etme tehlikesi bulunan tanker İstanbul’dan uzaklaştırılarak Marmara Denizine çekildi.
29 Mart 1990: D.T. Shan ve Lambur gemilerinin çarpışması sonucu iki bin ton petrol denize aktı.
22 Eylül 1990: Burgas ve Okan adlı gemilerin çarpışması sonucu, Okan battı.
19 Ağustos 1991: Rabunion 18 ve M. Lilly adlı gemilerin çarpışması sonucu Rabunion battı. 22 bin koyun telef olurken 3 kişi öldü.
22 Ağustos 1992: Leonatas tankeri Boğaziçi’nde karaya oturdu.
13 Mart 1994: Nassia ve Shipbroker adlı tankerlerin İstanbul Boğazı’nda çarpışması sonucu büyük bir yangın çıktı. 29 kişinin öldüğü kazada, binlerce ton petrol denize aktı.
13 Şubat 1997: Tuzla’daki Gemsan Tersanesi’nde bakıma alınan Türkiye’nin en büyük gemisi TPAO Tankeri’nde kaynak yapılırken çıkan yangında 2 itfaiye eri öldü.
7 Kasım 1999: Semele ve Shipka adlı gemilerin çarpışması sonucu Semele battı.
29 Aralık 1999: Volganef-248 adlı tanker kuvvetli lodos etkisi ile kırıldı. Burun kısmı batan gemiden bin ton fuel-oil denize döküldü. Dökülen fuel-oil Florya-Menekşe sahillerinde büyük bir kirliliğe sebep oldu.

Gül: Tek yol boru hatları
Boğazlar için en fazla tehlikeyi Rusya gemileri oluşturuyor. Çünkü Boğazlar’dan geçen gemilerin büyük çoğunluğu Rus bandıralı ve petrol yüklü gemiler. Bu konuyu Rusya gezisi sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü söyleyen Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, “Teknoloji gelişiyor, oturup konuşalım. Aslında problemin çözümü, Boğazları by-pass edecek boru hatlarında yatıyor. Bunları kuralım, dedim. Boru hatlarını devreye sokarak olabilecek faciaları gidermek gerekiyor. Tabii meseleleri samimi olarak görüşünce çözümü mümkün” dedi.
TÜRKİYE GAZETESİ
Yayın Tarihi : 1 Mart 2004 Pazartesi 04:44:11
Güncelleme :1 Mart 2004 Pazartesi 05:27:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?