Borrell: Kürtlerin devlet talebi doğal

Edindiği izlenime göre Türkiyeli Kürtlerin ayrı bir kültürel kimliğe sahip olduğunu vurgulayan Borrell, toplumların kendilerini belli bir devlete ait hissetmediklerinde kendi devletlerinin olması konusundaki taleplerinin doğal ve demokratik bir seçim olacağı görüşünü savundu.

Cumhuriyet’ten Elçin Poyrazlar’ın haberini alıntılayarak aktarıyoruz....

Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell Kürtlerin kendi devletlerine sahip olmak istemelerini demokratik bir olgu olarak niteledi. AP’de iki gün süren ’’Türkiye ve AB: Tarihi Seçim İçin Nedenler’’ adlı konferansın kapanış bölümünde konuşma yapan Borrell, Diyarbakır ziyaretinde edindiği gözlemlerine değinerek Kürtlerin ayrı bir kültürel kimliğe sahip olduklarını söyledi.

Bu noktada ’’toplumların kendilerini belli bir devlete ait hissetmediklerinde kendi devletlerinin olması konusundaki taleplerinin doğal ve demokratik bir seçim olacağını’’ savunan Borrell, buna benzer bir örneğin İspanya’da bulunduğunu belirtti.

Bunun mücadelesinin demokratik ve barışçıl bir biçimde yapılması gerektiğini vurgulayan Borrell, bu durumun ülkenin bölünmesi anlamına gelmeyeceğini iddia etti.

’’Kürdistan’’ kelimesinin Türkiye’de yarattığı tepkilere dikkat çeken Borrell, gerçekleri analiz ederken ve açıklamalar yaparken kelimelere çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Borrell, Güneydoğu’da daha çok ilerleme kaydedilmesi ve namus cinayetleri sorununun ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

’Türkiye’ye evet diyeceğiz’

Josep Borrell, Türkiye’yi AB içinde görmek istedikleri için ’’evet’’ diyeceklerini de ekledi. Avrupa ve Türk halklarının birbirlerini iyi tanımadıklarına işaret eden Borrell, AP’nin önceliğinin toplumlar arası diyalog olacağını söyledi.

Konferansın Türkiye’nin üyeliğinin politik ve jeostratejik açıdan önemi konulu bölüme konuşmacı olarak katılan Cumhuriyet yazarlarından Profesör Emre Kongar , Türkiye’nin jeostratejik sorunları arasında etnik ayrılıkçı akımları, buna bağlı olarak Kuzey Irak’taki Kürt devletinin oluşumunu, Kıbrıs sorununu, Ege’de Yunanistan ile sorunları, Ermenistan’ın soykırım iddiasını, laik ve demokratik rejime yönelik radikal İslamcı terör tehditlerini ve Türkiye’ye azınlıklar konusunda dışardan dayatılan sorunları saydı.

Kongar bu sorunların hemen hepsinin AB üyesi ülkelerle ilgili olduğunu ve AB’nin bu sorunlar çerçevesinde Türkiye’nin tezlerine aykırı noktalarda bulunduğunu savundu. Türkiye’nin AB’ye katılımında AB’nin pek çok konuda kazanımı olacağını söyleyen Kongar, Türkiye’ninse bu katılımdan gelecek jeopolitik kazançlarının sınırlı olacağına dikkat çekti.

Kongar: Manevra alanı daralır

Emre Kongar Türkiye’nin AB’ye katılımının ulusal sorunlar açısından manevra alanlarını daraltacağına ve güçsüzleşeceğine vurgu yaptı.

Kongar AB ve ABD arasındaki olası jeostratejik sorunlara değinerek Türkiye’nin iki müttefik arasında zor durumda kalacağına da işaret etti.Konferansa konuşmacı olarak katılan Yeşiller Partisi Başkanı Daniel Cohn-Bendit , ’’Ermeni Soykırımına’’ atıfta bulunarak Türkiye’de tabu olan konuların artık konuşulması gerektiğini söyledi. Türk toplumunun bu süreçte yeni deneyimler kazanacağını ifade eden Cohn-Bendit, tarihte tabu olmuş konulardan söz edilmezse özgür bir toplum olunamayacağına dikkat çekti.

Cohn-Bendit, Almanya’nın, Nazi döneminde yapılmış hataların kabul edilmesinin ardından Avrupa’ya tam anlamıyla katıldığını ifade etti. Daniel Cohn Bendit, Yeşiller olarak Türkiye ile müzakerelerin başlamasına açık destek verdiklerini belirterek bu süreçte Avrupa ve Türk halklarının yakınlaştırılmasının önemine değindi.

Cohn-Bendit Güneydoğu’da sosyo-ekonomik gelişmenin sağlanması gerektiğine dikkat çekti.