19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bu da Avrupa'nın çifte standardı: DHKP-C'nin bürosu Fehriye Erdal'ın evi çıktı

  Terör örgütü DHKP-C'ye karşı geçen hafta Avrupa çapında düzenlenen operasyon sonunda, güvenlik birimleri ve adli çevrelerde yapılan değerlendirmelerde Belçika ''kötü puan'' aldı.
      İtalyan polisinin ve istihbarat birimlerinin öncülüğünde başlatılan, Türkiye dahil çeşitli Avrupa ülkelerindeki operasyonlar çerçevesinde, Belçika polisi, İtalya'nın bildirdiği iki adrese baskın düzenledi.
      Teröristlerin Brüksel'de ''Enformasyon Bürosu'' olarak adlandırdığı binaya, geçen perşembe sabahı saat 05:00'te kapıyı kırarak giren polis, 5 kişiyi gözaltına alarak kapsamlı aramalar yaptı ve çok sayıda belgeyle bilgisayar malzemesine el koydu.
       Belçika polisi, Brüksel'de Mustafa Top isimli bir şahsın da evini bastı ve 3 kişiyi gözaltına aldı.
      Savcılık, gözaltına alınan kişilerin tamamını süratle serbest bırakırken, ''Enformasyon Bürosu''nda ele geçirilenler arasında Sabancı suikastı faillerinden Fehriye Erdal'ın bulunduğunu basından sakladı ve bu konuda çıkan haberleri de açık ifadelerle yalanladı.
      Ancak, Federal Savcılık, daha sonra terörist Erdal'ın söz konusu binada ele geçirilenler arasında yer aldığını, bu konunun ''istemeden gölgede bırakıldığını'' açıklamak durumunda kaldı.
     
     TERÖRİST ERDAL'IN İKAMETİ

      Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayının zanlılarından Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da Belçika'da, Neşe Yıldırım adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı.
      Belçika, Türkiye'nin iade talebini, idam cezasının yasalardaki varlığı nedeniyle reddetmiş ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti. Erdal, bir yıl kadar hapis yattıktan sonra bir evde gözaltına alındı ve Belçika'da işlediği suçlardan yargılanmasını bekliyor. Bu suçlar arasında silah taşımak, suç örgütü faaliyetlerine katılmak, sahte kimlik kullanmak gibi unsurlar bulunuyor.
      Teröristi tutuksuz yargılamaya karar veren Belçika adaleti, bu kişinin ''adresi gizli tutulacak bir evde'', ''gözaltında'' barındırılmasını, bu sürede hiçbir örgüt ve siyasi faaliyete katılmamasını kararlaştırmıştı.
      Belçika İçişleri Bakanlığı ve Federal Savcılık, geçen haftaki operasyonda gözaltına alınanlar arasında terörist Erdal'ın da bulunması nedeniyle sıkıntıya düşerek bu olayı basından gizlemeye çalıştı. Polis ve istihbarat bünyesindeki unsurlarsa ''siyasi temelli bu tavrı'' eleştirerek, basına farklı bilgiler sızdırdılar ve gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı oldular.
      Normal adli koşullarda, Erdal'ın, ''gözaltında bulunması gereken evde'' bulunmadığı ve mahkeme kararına uymadığı gerekçesiyle tekrar tutuklanması gerekiyor.
      Fehriye Erdal ile birlikte tutuksuz yargılaması devam eden Musa Asaoğlu isimli terörist, ''Enformasyon Bürosu Basın Sözcüsü'' sıfatıyla düzenlediği basın toplantısında, bir yandan terörist ''Erdal'ın gözaltına alınan şahıslar arasında bulunmadığını'' ileri sürerken, bir yandan da ''Erdal bulunması gereken yerde olmasaydı, tutuklanması gerekirdi'' dedi.
     
     SABANCI AİLESİNİN AVUKATI

      Sabancı ailesinin Belçika'daki avukatı Fernand Schmitz de, ''terörist Fehriye Erdal'ın güvenlik endişeleri nedeniyle sık sık adres değiştirdiğini, son gizli adresinin muhtemelen Brüksel'deki terör örgütü DHKP-C binası olduğunu, dolayısıyla bulunması gereken yerde bulunduğunu, bu nedenle tutuklanmadığını'' ifade etti.
      Bu veriler, teröristin son dönemde, terör örgütünün ''Enformasyon Bürosu'' olarak adlandırdığı binayı adres gösterdiğini, bu durumun ortaya çıkması nedeniyle şimdi hemen adres değiştireceğini ortaya koyuyor.
      Adli karar nedeniyle basın, teröristin bulunduğu ''gizli adresi'' konu alan haberler yapmıyor.
     
     TERÖRİSTİN AÇIKLAMALARI

      Terörist Asaoğlu, geçen cuma günü yaptığı basın toplantısında, Belçika'da düzenlenen operasyon sırasında 8 kişinin gözaltına alındığını, bunlar arasında tutuklandığı belirtilen şahsın kendisi olduğunu, daha sonra serbest bırakıldığını bildirdi.
      ''Belçika İçişleri Bakanlığı ile güvene dayalı anlaşmamız var'' diyen terörist, Fehriye Erdal'ın ''bulunması gereken yerde olduğunu'', bu yeri kendilerinin belirlediklerini ve Bakanlığın isteği üzerine ''güvenlik açısından değiştirdiklerini'' söylerken, terörist Erdal'ın gözaltına alınanlar arasında bulunmadığını iddia etti.
      ''Belçika İçişleri Bakanlığı ile karşılıklı anlayış çerçevesinde temasta olduklarını'', terörist Fehriye Erdal'ın kalacağı yer konusunda ''kendilerinin karar verdiğini'', Belçikalı yetkililerin zaman zaman kontrole geldiklerini söyleyen terörist, ''bu anlaşmayı hiçbir zaman ihlal etmediklerini'' öne sürdü.
      Asaoğlu, ''Enformasyon Bürosu'' içinde, üst katta ''Halkın Sesi TV'' isimli bir kuruluşun internet üzerinden televizyon ve radyo yayınları yaptığını, bu kuruluşa gelen bir telefonun İtalyanlar tarafından tespit edildiğini, baskının da bu nedenle İtalyanların talebiyle düzenlendiğini söyledi.
      Baskın sırasında polisin çok sert davrandığını ve çok fazla malzemeyle bilgisayar, cep telefonu ve belgeye el konulduğunu anlatan terörist kendilerinin ''resmi bir temsilcilik'' olarak, basına açık çalıştıklarını ileri sürdü.
      Terör örgütü yandaşlarının, polis tarafından kırılan bina kapısına terör örgütü ''bayrağı'' astıkları görüldü.
      Savcılık ve İçişleri Bakanlığı kaynakları soruları yanıtsız bırakırken, terör örgütüne karşı operasyonun ''Belçika'da açılmış herhangi bir dosyayla ilişkisi olmadığını'', ''İtalya'nın talebi üzerine gerçekleştiğini'' söylemekle yetindiler ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasıyla ''konunun kapandığı'' mesajı verdiler.
     
     BELÇİKA'NIN GENEL TAVRI

      Belçika, terörizme karşı mücadele konusunda, uzun yıllardır başta İspanya, Türkiye, İngiltere ve Fransa olmak üzere çok sayıda müttefik tarafından eleştiriliyor ve ''terörizmin arka bahçesi'' olmakla itham ediliyor.
      Türkiye'nin, Belçika'ya, terör örgütü DHKP-C ve terörist Fehriye Erdal'a ilişkin olumsuz tavrı nedeniyle çok sayıda nota verdiği biliniyor.
      İspanya, AB bünyesinde yarattığı baskı ve krizlere rağmen, Brüksel hükümetini ikna edemedi.
      Brüksel Mahkemesi, geçen hafta, İspanya'nın ''terörist'' olmakla itham ettiği ve Belçika'dan 10 yıldır iadesini istediği bir çifte ilişkin AB tutuklama ve iade talebini bir kere daha geri çevirdi.
      Luis Moreno ve Raquel Garcia isimli evli çiftin, 12 yıl önce bir İspanyol polisi öldüren ETA teröristlerine yataklık ettiği belirlenmişti. Söz konusu çift, Güney Amerika'dan Belçika'ya gelişinde gözaltına alınmış, ancak daha sonra serbest bırakılmıştı. Moreno ve Garcia, 10 yıldan fazla bir süredir Belçika'da yaşıyor. Bir AB ülkesi tarafından ''terörist'' olarak aranan bu kişilere, 2001'de Belçika tabiiyeti verildiği ortaya çıktı.
      Öte yandan, geçen hafta Belçika'da tutuklanan iki ETA militanı da sorun kaynağı oluyor.
      Tutuklanan şahıslardan Jon Lopez Gomez'in İspanya'da bir otobüsün yakılması eylemine katılması nedeniyle 1997 yılında gıyabında yargılandığı ve 17 yıl hapis cezasına çarptırıldığı bildirildi.
      Diego Ugarte Lopez de Arkaute isimli diğer tutuklunun, 2000 yılında, sosyalist politikacı İspanyol Fernando Buesa'nın öldürülmesi olayına karıştığı belirtildi.
      Federal Savcılık, söz konusu şahısların İspanya'ya iade edilmeyeceklerini, Belçika'da sahte kimlik ve ehliyet kullanmak suçlarıyla yargılanacaklarını bildirdi.
MİLLİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi : 5 Nisan 2004 Pazartesi 19:43:49
Güncelleme :5 Nisan 2004 Pazartesi 19:48:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?