19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Bu kadar da pişkinlik olmaz!

İstanbul Tuzla’da, 3 kişinin öldüğü, 12 kişinin de yaralandığı kazanın yaşandığı tersanenin kurucusu Mehmet Oyar, filikaların denenmesinde kum torbası kullanılmadığını öne sürerek, "kum torbası falan bilmiyorum, denemede
kum torbası olmaz" dedi.


Tuzla’daki Gisan Tersanesinin kurucusu Mehmet Oyar (88), AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazanın ardından derin üzüntü yaşadığını belirterek, "olaya çok üzüldüm, günlerce ağladım. Çünkü onlar benim evladımdı. Yanımda çalışanların hepsi benim evladımdır. Ben tersaneye gittiğim zaman onlarla birlikte yemek yerdim" dedi.
İstanbul Ayvansaray’da 1960 yılında tankerlere ambar kapağı yapımı ile mesleğinde ilk adımı attığını belirten Oyar, yaklaşık 50 yıllık meslek hayatında kendi iş yerlerinde ilk kez ölümlü bir kaza olduğunu söyledi. Tersanedeki güvenlik önlemleri için bugüne kadar devletin istediği tüm şartları yerine getirdiklerini ve çeşitli zamanlarda yapılan
denetimlerde tespit edilen eksiklikleri anında giderdiklerini kaydeden Mehmet Oyar, "yapılmadık bir şey yok, her şey yapılıyor, ama kaza oluyor" dedi.

-"KAZADA BİZİM HATAMIZ YOK"-

3 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı kazada, denize düşen filikada
kum torbası yerine "canlı denek" kullanıldığı iddialarına tepki
gösteren Oyar, sözlerine şöyle devam etti:

"Filika Çin’den alınmış. Kayacağı kızakları Gürdesan yapmış. Loyd
’çalışır’ diye onay vermiş. Bizim bir hatamız yok. Deneme yapılan
filikanın bağlı bulunduğu geminin 19 kişilik personel kapasitesi var.
Taşeron, filikaya adamları toplamış. 19 kişi geleceği yerde 16 kişi
gelmiş. Filikanın denemesi yapılmasaydı, gemi 19 kişiyle yüzecekti. Bu
gemi denizde fırtınaya yakalansaydı o zaman filikaya binen 19 kişinin
hepsi ölürdü."

48 yıldır tersanecilik yaptığını vurgulayan Gisan Tersanesinin kurucusu
Mehmet Oyar, filikaların denenmesinde kum torbası kullanılmadığını öne
sürerek, "kum torbası falan bilmiyorum, denemede kum torbası olmaz"
diye konuştu.

-"BİLGİSİZ ADAMLARIN ÇALIŞTIRILMASINDAN KAYNAKLANIYOR"-


Tersanelerde son yıllarda artan iş kazalarının bilgisizlikten
kaynaklandığını savunan Mehmet Oyar, "bizim zamanımızda böyle kazalar
hiç olmazdı. Bu kazalar bilgisiz adamların tersanelerde
çalıştırılmasından kaynaklanıyor. Televizyonda gördüm, adam gemide
kaynak yapıyor, altında işçiler çalışıyor. Sanki kasten yapıyorlar"
dedi.

Gisan Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret AŞ bünyesinde 480 kişinin çalıştığını
vurgulayan Oyar, geçen yıl Yalova Altınova’da ikinci bir tersanenin
inşaatına başladıklarını, yıl sonuna doğru buranın da hizmete gireceğini
kaydetti.

Sektörde "Çanak Mehmet" lakabıyla tanındığını anlatan Mehmet Oyar,
1960 yılında Haliç’te ilk adımını attığı Gisan Tersanesini 1982 yılında
Tuzla’ya taşıdıklarını da kaydederek, bir süre önce işi oğulları Cemal,
İsmail ve Rıdvan Oyar’a devrettiğini sözlerine ekledi.
Tuzla tersaneler bölgesindeki Gisan Tersanesinde 11 Ağustos tarihindeki
kazada, gemideki filikanın denize bırakılma testi sırasında meydana
gelen kazada 3 kişi ölmüş, 12 kişi de yaralanmıştı.

AA
Yayın Tarihi : 18 Ağustos 2008 Pazartesi 12:34:28
Güncelleme :18 Ağustos 2008 Pazartesi 13:12:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
el salud IP: 88.242.112.xxx Tarih : 18.08.2008 17:52:49

Keşke bu tersane patronu, ilk işi olan ambar kapağı yapmayı sürdürseydi de, evlerinin nafakasını kazanmaya çalışan günahsız işçileri, kendi icad ettiği dünyanın en tehlikeli filika denemesinde "Kurbanlık Koyun" gibi ölüme göndermeseydi... Onun gözünde "Filikaya bin!!" dediği işçiler için başka seçenek yoktu. Aksi halde söyleyeceği sonraki söz "Kovuldun!!!" olacaktı. Günümüzde %20'si işsiz olan bir ülkede yaşayan bir işçinin duymak istemeyeceği bir kelimedir "Kovuldun". Dünyada pek çok sektörde çarpışmalarda sürücü ve yolcu güvenliğinin testi amaçlı yapılan denemelerde, araçların içine mankenler yerleştirilip, çarpma sonrasında bunların gördüğü hasar incelenerek, test raporları hazırlanmaktadır. Bu testlerin yapıldığı ülkelerin hiç birinde işveren ve işveren temsilcileri, çalışanlarını bile bile ölüme gönderen testleri uygulamayı akıllarından bile geçiremezler. Bilirler ki ülkelerinin kanunları, böyle bir gafletin bedelini onlara tahminlerinden de çok pahalıya ödetir. Bu tür ölümler sıklıkla bir Patagonya'da birde Kanunlarla hakları korunmayan, sendikal örgütlenme hakları elinden alınmış çalışanların, karın tokluğuna çalışmaya zorlandığı Türkiye'de olur. Bu sahipsiz insanlarımıza karınlarını doyurabilecek kadar yüksek ücret de sırf aç kalmayıp sonraki gün işlerine tekrar gelebilmeleri için verilir. Arada bir de olay yerine helikopterle bir bakan gelir ve zevahiri kurtarma amaçlı birkaç söz söyler. Sonra... Sonrasında herşey gibi bu ölen işçiler de unutulur gider... Bugün akşam haberlerinde PKK tarafından kaç aslan yürekli Mehmet öldürülmüş hepimiz birlikte seyredeceğiz. Yarın anaları, Babaları, eşlerı, nişanlıları ve çocuklarıyla birlikte üzüleceğiz. Önlem alması gereken politikacılarımız ise genç kahramanlarımızın arkasından kelle diye bahsederek ruhlarını incitmeyi sürdürecek...