8
Haziran
2025
Pazar
ANASAYFA

Bu sahne çok konuşulacak!

'72. Koğuş' filminin karlar üstünde çekilen işkence sahnesi, ABD askerinin Irak'taki Ebu Garib Hapishanesi'nde uyguladığı zulmü aratmadı

Türk edebiyatının usta kalemi Orhan Kemal’in başyapıtları arasında yer alan “72. Koğuş”, ikinci kez beyazperdede...

Ayfer Tunç’un sinemaya uyarladığı filmin çekimleri, geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Yapımcılığını Kerem Alışık ve Yavuz Bingöl’ün sahibi olduğu Sasin Film’in üstlendiği, Murat Saraçoğlu’nun yönettiği film, uzun süre konuşulacak sahnelerle dolu.

‘Kirli’ mahkûmlar dezenfekte edildi

Oyuncuları en çok zorlayan sahnelerden biri, mahkûmların buz üstünde işkence gördüğü anlar... Filmde 72’nci koğuşun sakinleri, yeni müdürün gelişiyle birlikte ilk eziyetlerine maruz kalıyor ve çırılçıplak soyularak, karların üstünde buz gibi soğuk suyla yıkatılıyorlar. Açlık ve sefalet içinde günlerinin dolmasını bekleyen mahkûmlar, yeni müdür ‘kirli’ olduklarına karar verince, insanlık dışı bir şekilde hortumla ‘dezenfekte’ ediliyor.

Erkekler dinlendi kadınlar oynadı

Yavuz Bingöl ve Kerem Alışık’ın da rol aldığı, seyircilerin tüylerini diken diken edecek işte bu sahne, oyuncuların rahatsızlanmasına neden oldu. Rol gereği de olsa işkence gören oyuncular, çekimlerden sonra bir süre hasta yattı. Erkek oyuncular evlerinde dinlenmeye çekilirken, kadınlar koğuşunda yaşananları anlatan sahneler tamamlandı.

4 Mart’ta vizyonda

Yavuz Bingöl, Hülya Avşar, Kerem Alışık, Songül Öden, Ahmet Mekin, Civan Canova, Devrim Saltoğlu, Nursel Köse, Ayça Damgacı, Volga Sorgu, Zeynel Karaca ve daha birçok başarılı oyuncunun rol aldığı “72. Koğuş”, 4 Mart’ta seyirciyle buluşacak.

Hem kurban hem cellat

“72. Koğuş”, Hülya Avşar’ı da dört yıl aradan sonra sinemaya döndürdü. Ünlü sanatçı filmde, genç yaşındayken kendisine tecavüz etmeye kalkan adamı öldürdüğü için 15 yıl hapse mahkûm olan Fatma karakterini canlandırıyor. Yattığı hapishanelerde kendini korumak için olay çıkaran ve bu yüzden pek çok cezaevi değişen Fatma, en son filmin hikayesinin geçtiği Bursa Cezaevi’ne naklediliyor. Fakat onu burada tüyler ürpertici olaylar bekliyor.

Yazarı da hapis yattı

1938 yılında, ‘Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak’, ‘yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik’ suçundan beş yıl hapis cezasına mahkûm edilen Orhan Kemal’in “72. Koğuş”u, 1940’lı yıllarda hapis yatan insanların sefalet ve acı dolu hayatlarını anlatıyor.

Öykünün esas kahramanı, saf ve temiz yürekli Rizeli Ahmet Kaptan. Annesinin memleketten gönderdiği paralarla cezaevindeki garibanlara yardım eden Kaptan, diğer koğuşlarda yatan mahkûmlarla kumar oynuyor ve birden şansı dönüyor. Ama parasını, ranzasını ve giysilerini cezaevinin kötü ruhlu meydancısı Bobi’yi kaptırınca dünyası yıkılıyor.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 20 Ocak 2011 Perşembe 14:28:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hasan kap IP: 88.236.122.xxx Tarih : 20.01.2011 19:43:06

Kendi insanına bu muameleyi yapan zihniyete lanet olsun.Savaşta  insan düşmanına yapmaz.Allah tanımıyanlarde hgertürlü zulmü yapar.Umarım bir gün gelir ,o gün Türkiyede de düşüncü suçu diye bir şey artık kalmaz.


yilmaz IP: 2.210.96.xxx Tarih : 20.01.2011 19:12:03

RAHMETLI SADRI ALISIK HAYATTA BÖYLE TERBIYESIZ FILM DEGIL ADINI BILE ETMEZDI;KIME CEKTI;


ahmet IP: 85.107.240.xxx Tarih : 20.01.2011 23:56:50

o dönemde demokrasinin ne olduğunu anlamamışız şimdide anlamıyoruz o dönemlerde tebasını oradan oraya süren 2 milyon kazak ve diğer halklarla beraber 13 milyon insanı öldüren sovyet rejimini demokrasi sanan yada dine dayalı kapitalist  sömürü sistemlerini demokrasi sananlar aslında cumhuriyetin temel değerlerini hiç anlamadıkları ortada   allahı tanımayan kurşuna diziyor tanıyan taşla başını ezip domuz bağı yapıyor fakat bir gerçek ortada eğer özgürlüğünü birilerinin eline bırakırsan yani iplerini kayıtsız şartsız verirsen o iplerini elinde tutan seni gözden çıkardığı gün o iple en yakın ağaca asar o yüzden yargı yasama yürütme  bir ülkenin vaz geçilmezidir üçüde birbirne nufus etmeyecek şekilde ve birbirini denetleyecek şekilde çalışmalı ve  kimse allah adına ona vekil vasi olarak  kendini ortaya sürmesin çünkü  bahsettiği allantan ne imza nede mühür getirebilirler  zaten dünyada insanların kul olma devri geçti herkes  vatandaştır eşittir  o devirler geçti