18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Bucak gizliliğe sığınıyor

Kirli ilişkilerin gün ışığına çıktığı Susurluk sanıklarından Sedat Bucak'ın bazı 'gizli belgeleri' mahkemeye sunması, kendisini kurtarma çabası olarak değerlendirildi. Ancak, aynı davanın geçmişteki seyrine bakıldığında, yargı, hiçbir dönem "gizlilik" iddialarını ve gizli duruşma istemlerini kabul etmedi. Yargıtay'da 'gizlilik' iddialarını, 'çeteyi' ve işlenen suçları ortadan kaldıramayacağı görüşüyle kanıt olarak değerlendirmedi.

Yargının, 'gizlilik' iddialı belge ve açıklamaları suçu ortadan kaldıracak nitelikte görmediği, Susurluk Ana Davası'nda ortaya çıkmıştı. sedat Bucak7ın yeni adımı da bu çerçevede sonuç doğurmayacak bir girişim olarak değerlendirildi. İstanbul 6'Nolu DGM, özel harekatçı İbrahim Şahin ile eski MİT'çi Korkut Eken'i çete kurmak ve yönetmek suçlarından 6'şar yıl, özel timci polisleri de 4'er yıl hapis cezasına çarptırdı. Temyiz istemini görüşen Yargıtay 8. Dairesi, sanıkların 'gizli duruşma' isteminin yerel mahkemece karara bağlanmaması nedeniyle mahkumiyetleri usulden bozdu.

Dairenin kararı dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu itiraz ederek Yargıtay Ceza Kurulu'na başvurdu. Kanadoğlu, "görülmekte olan dava çürüm oluşturmak için silahlı teşekkül oluşturmak suçuna aittir ve teşekkülün silahlı olduğıu kaza sonrası elde edilen silahlarla ilgili açıklamaların bu konuda açılan ve zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı öne sürülen davayla bağlantısı ileri sürülebilirse de görülmekte olan davaya etkili olacağı ve bu yöndeki açıklamaların sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesini değiştirebileceği bir varsayım olarak dahi düşünülemez" diyerek gizlilik istemini gerçekçi bulmamıştı. Yargıtay Ceza Kurulu da başsavcının görüşüne katılarak bozma kararını ortadan kaldırdı ve dosyayı esastan karara bağlamak üzere 8. ceza Dairesi'ne gönderdi. Daire, yerel mahkemenin kararını oybirliği ile onadı. Daire gerekçeli kararında, "terörle mücadele adı altında da olsa hukuk dışı örgütlenmeye gidilemeyeceğine" dikkat çekti.

bu süreç dikkate alındığında, Sedat Bucak'ın "gizli belgelerle" ," devlet de onla birlikteydi" mesajının yargıda kabul edilmesi zor görünüyor.

Suç itirafı

Sudat Bucak'ın susurluk kazasından 8 yıl sonra, kazada ölen Abdullah Çatlı'nın kaza sırasında "kaybolan" çantasındakiler "gizli belgeler" olarak mahkemeye sunuşunu da "delilleri gizleme suçunun" itirafıydı. Ancak bir belgenin gizli olup olmadığı sadece mahkeme kararıyla belirlenebiliyor. Bucak7ın davayla ilgili olarak sunulan belgeleri bunca zamandır mahkemeye vermemiş olması, TCK'ya göre suç oluşturuyor. Çıkarılan af yasası nedeniyle Bucak'ın bu suçtan yargılanması olanaklı görülmüyor.

Paşalardan destek

Bucak'ın generallerin de içinde yer aldığı fotoğrafları mahkemeye sunması, akıllara aynı davadan mahkum olan Korkut Eken'e destek veren generalleri getirdi. Mahkumiyetinin kesinleşmesi ardından Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, orgeneraller Teoman koman, Adnan Doğu, Korgeneral Hasan Kundakçı,Atilla Kurtaran, Tümgeneral Cumhur Evcil, yaptıkları açıklamalarda Eken'e destek vermişlerdi. Haluk Kırcı'nın ifadesine göre Çatlı'nın bütün ilişkilerini kaydettiği bütün ilişkilerinin kaydettiği defter ise hala kayıp. Bucak'ın kazada ağır yaralandığı, hemen ardından Çatlı'ya ait çantayı nasıl aldığı ve bu zamana kadar çantadan söz etmemesi karşın yeniden yargılanma aşamasında gündeme getirmesi bazı kuşkulara neden oldu. Bucak'ın belgeleri mahkemeye sunarak bazı çevrelere 'mesaj' vermek için kullandığı ve elinde başka belgelerin de olabileceği belirtiliyor.

Cumhuriyet Gazetesi
Yayın Tarihi : 1 Ekim 2004 Cuma 09:16:41
Güncelleme :1 Ekim 2004 Cuma 10:31:40


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?