29
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Büyükanıt devretti!

Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 31 Temmuz 2006'da atandığı Genelkurmay Başkanlığı görevini, Orgeneral İlker Başbuğ'a devretti.

Genelkurmay Karargahı'nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, TBMM Başkanı Köksal Toptan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katıldı.

 Org. Büyükanıt konuşmasına TSK'nın teröre karşı hassasiyetini vurgulayarak başladı.

İşte Org. Büyükanıt'ın açıklamalarından satırbaşları:

"Ben de Ulu Önder Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği laik Türkiye hedefinde sapmadan ilerlerken, bu hedefe doğru attığım her adım çektiğim sıkıntıları unutturdu. Gelecekte daha rahat ilerleyecek yollar açmak için daima daha iyisini yapmanın gayreti içinde oldum. TSK’nın eğitim alanında çalışmalarımı yoğunlaştırdım. Akıntıya karşı yerimizde durma şansımız olmadığına göre, ileriye gitmenin destekçisi olmak için gayret sarfettim. Görevimi yerine getirdiğimi söylüyorum. Bu saydıklarıma bakıp büyük işler yaptığımı iddia edemem. Her alanda önüne geçilmez şekilde esmeye başlayan değişim fırtınasının her şeyi sürükleyip götürdüğünü biliyoruz. Fırtınaya hazırlıksız yakalanan ülkelere ne olduğunu biliyoruz. Dünyada meydana gelen politik ekonomik askeri değişimler, anlık değişimler gibi değil bir süreç içinde ve genellikle yavaş olmaktadır. Bu değişim olurken zamanında algılamayan ülkeler sadece sonucu görürler. Bunu tarihte değil yaşadığımız günlerde de görüyoruz.

Ancak bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Tehdit kavramdaki algının da değişmesi önemli. Bugün Atatürk milliyetçiliğinin kucaklayıcı milliyetçiliğine karşılık etnik milliyetçilik ve gerekse Laik ve demokratik yapıya karşı irtica önemli tehdittir. TSK mensuplarına karşı seviyesiz saldırılar yapılıyor. Ancak TSK'ya yapılan bu saldırılar bize olan güveni sarsmaz. Yaşadığımız olaylar ve bunların sonuçları bunun açık göstergesidir. Bugün TSK’nın eğitimine bakarak yarınlarımız için kaygılanmanın da yersiz olduğuna inanıyorum. TSK'nın üzerinden gelemeyeceği bir görev yoktur. Yüce Türk ulusundan aldığı güçle TSK Cumhuriyet'in teminatı olmaya devam edecektir. Uygar devletlerin nasıl tarihten silindiğini bilen TSK kendine tahsis edilen kaynakları en etkin biçimde kullanarak caydırıcı bir güce sahip olmuştur. TSK'nın aşamayacağı bir engel de yoktur. Karşı karşıya kaldığımız bütün olumsuzluklar için elimizde bulunan reçete bizi çağdaş toplumlarına ulaştıracak da bir güçtür.

Tehdit ve riskler günümüzde artmaktadır. Özellikle Ortadoğu'yla ilgili güvenlik politikamızın birlik içinde olması önem taşımaktadır. "

Doğu Akdeniz'de ise petrol odaklarının araştırılmasına yönelik çabaları endişeyle izliyoruz. Bu çabalar hayata geçirildiğinde Türkiye güneyde doğu Akdenizde hapsolma tehlikesiyle karşı karşıya. Her ulus şüphesiz kendi çıkarlarıyla hareket eder. Türkiye'yi ana kıtasına kapatma çalışmalarına karşı Türkiye'nin de çalışmaları olduğu bilinmelidir.

Terörle mücadelenin geçmişine baktığımızda bazı dönüm noktalarının bulunduğu görülmekte. Birinci eşik 1. Körfez Savaşı. Birinci Körfez Savaşı öncesinde çökme aşamasına gelen terör örgütü savaş sonrası geniş alana sahip olmuştur. Bu olay sonrasında Türkiye'de terör olaylarının artmasına sebep olmuştur. Bu dönemlerde yılda verdiğimiz şehit sayısı 500'leri geçmiştir. 1999'da terör örgütünün sözde liderinin yakalanması sonucu terör olaylarında düşüş yaşanmıştır. Mesela 2001 yılında verdiğimiz şehit sayısı 19 olmuştur. Bu noktadan sonra ikinci eşiğe geldi. Bu da 2. Körfez Savaşı'dır. Bu dönemde sınır ötesi operasyonların yapılamaması Irak'taki karışıklıktan yararlanan teröristlerin terör olaylarının artış eylemi başlamıştır. Üçüncü eşik ise 23 Kasım 2007'den bugüne kadar geçen süredir. Yurtiçindeki operasyonların yanında sınır ötesi operasyonlar yapılmıştır. Aralık'ta ilk hava harekatı da yapılmıştır. Kara Kuvvetleri ve Jandarma Kuvvetlerinin katıldığı bir operasyon da Şubat'ta gerçekleşmiştir. Birinci amacımız terör örgütünün ümidini kırmaktı. Irak'ın kuzeyinin terör örgütü için güvenli bir bölge olmadığını göstermek için yapıldı operasyonlar."

Bugün kendisini yıllardır tanıdığım arkadaşım Org. İlker Başbuğ'a görevimi devredeceğim. Kendisine yen, görevde başarılar diliyorum. Yüce ulusumuza, TSK'ya, kendisine ve ailesine bu görevin hayırlı olmasını diliyorum. Ulusal birliğimizi korumak için verilen mücadelede şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. TSK'nın daima ileri gitmesi için emek harcayan tüm mensuplarına, silah ve mesai arkadaşlarımıza, generallerimize, amirallerimize, Mehmetçiklerimize, memurlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Bütün enerjimi meslek yaşantıma yardım eden sevgili eşim Filiz Büyükanıt'a da teşekkür ediyorum. Sevgili kızıma, aile büyüklerime en derin şükranlarımı, hayata veda etmiş büyüklerime de rahmet dileklerinde bulunuyorum. Töreni şereflendiren Sayın Cumhurbaşkanı'mız, Kıbrıs Cumhurbaşkanı'na, komutanlarımıza, saygıdeğer hanımefendilerimize ve TSK personellerine teşekkür ediyorum. Görevimi değerli arkadaşım Org. İlker Başbuğ'a devrediyorum. Arz ederim"

Görevini devreden Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan sonra yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bir konuşma yapıyor.

İşte Org. Başbuğ'un açıklamalarından satırbaşları:

Genelkurmay başkanlığı görevi Org. Yaşar Büyükanıt'tan devraalmaktan onur duyuyorum. Türkiye tarihin odaklandığı kriz merkerzlerini tam ortasında yer almıştır. Anadolu coğrafyasında ancak güçlü devletlerin yaşabildiğini, güçsülerin yok olduğu bir coğrafyadır. Irak, Afganistan, İsrail, Filistin, Kafkaslar ve Balkanların kriz bölgeleri olarak öne çıktığını görebiliriz.

Özellikler terörizmin öne çıkışı ve küreselleşmesi, coğrafi sınırlara bağlı olmayan güvenliğe dayalı stratejik düşünceye dönüşü zorunlu kılmışıtır. Barış, küresel anlamda ya her yerde ya hiçbir yerdedir.

Türkiye, bulunudğu zor coğrafyada simetrikten asimetriğe uzanan geniş bir tehdit karşısındadır.

Türkiye Cumhuriyetinin doğuşu ve gelişimi bir devrimdir. Aynı zamanda Atatürk'ün gerçekleştirdiği bir mucizedir. TSK, Mustafa Kemal'in çizdiği Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinin korunması ve kollanmasında taraftır. Türk ulusu, vatandaşların oluşturduğu bir birliktir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu ve gelişimi bir devrimdir ve Atatürk’ün gerçekleştirdiği bir mucizedir. TSK Mustafa Kemal’in çizdiği kuruluş çerçevesinin kollanmasında her zaman taraftır. Aslında Atatürk devletinin ana hedefi ulus devletin yaratılmasıdır. Ulus devlet yapımızın temelinde vatandaşlık düşüncesi vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ve arkadaşları, ulusu oluşturan bütün unsurların varlığını olabilecek alt kimlikleri hiçbir zaman inkar etmemişlerdir. Kendi istekleriyle birleşen ve bir üst kimlik altında yaşamayı kabul edenlere Türk milleti ismini vermişlerdir.

Bu nedenle Türkiye'nin bütün vatandaşları "Ne mutlu Türk'üm" diyerek Türk vatandaşıyım demekten çekinmemelidir.

Yaşanmakta olan küreselleşme çağında ulus devlet yapısının sorgulandığı gerçek. Bazıları bu yapının ömrünü tamamladığını söylemektedir. Bugün küreselleşmenin bazı aktörleri, olumsuzluklarına karşı koymak için kendi ulusal yapılarını güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu devletlere ABD ve AB'yi de örnek verebiliriz. Ulus devlet yapısını zayıflatmaya çalışmak Türkiye'nin ülkesi ve bütünlüğünü istememek demektir. Türkiye'nin ulus devlet yapısı da tartışılamaz. Ulus devletlerin nasıl güçlendirilebileceğine yönelik tedbirler üretilmelidir. Küreselleşme çağında küreselleşmeye karşı çıkarak ülkeleri buna karşı tutmaya çalışmak gerçekçi bir yaklaşım değil. Önemli olan ulusal devlete zarar vermeden küreselleşmenin içinde yeralmaktır. ABD bunu çok iyi yerine getiriyor. Küresel düşün, ulusal hareket et düşüncesi önemlidir. "

Hem medyanın hem de ilgili bütün kurumların sorumlulukla davranması önemlidir. Cumhuriyet ve ulus devlet rejiminin temel ilkesi erdemdir. Siyasal erdemdir. Bu ise demokrasi içinde yasalara saygı ve bireyin topluluğa yakın iradesi. Bu sorunun cevabı ortak bilinç, ortak vicdan kavramlarında bulunabilir. Atatürk de her toplumun ortak bilinç olmasının önemine dikkat çekmektedir. Kendi çıkarlarının önünde toplum çıkarlarına sahip olan kişilerin varolması bir güç teşkil etmektedir. Bizim ortak amacımız ise ülkenin ulusal menfaatlerinin korunmasıdır. Bu ise Cumhuriyet'in varlığına ve temellerine sıkı sıkıya bağlı kalarak rehaf seviyesini arttırıcı bir biçimde çalışmaktır.

Terör örgütününün temelinde etnik milliyetçilik var. Bazı kesimler etnik milliyetlerinin kabul edilmesini söylemektedir. Bu ulus devlet yapısını hedef almaktır.

Laiklik ilkesi Türkiye Cumhuriyeti'ni oluşturan temel taştır. Anayasa Mahkemesi'nin laikliğe ilişkin yapmış olduğu yorumlar vazgeçilmez kaynaktır. Laikliğin ne anlama geldiğine ilişkin yorumlara bir bütün olarak bakılmaması durumu vardır. TSK'nın laikliğe bakış açısı da Anayasa'da belirtilmektedir. Herkesin bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalması.

Askerlik mesleği değerlere önem veren mesleklerin başında gelmektedir. Moral değerlerin içinde din de mevcuttur.

anka-iha
Yayın Tarihi : 28 Ağustos 2008 Perşembe 17:58:01
Güncelleme :28 Ağustos 2008 Perşembe 22:58:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yusuf hayaloğlu IP: 85.105.60.xxx Tarih : 29.08.2008 13:00:32

bide askerligi on iki aya indirseydi çok iyi olurdu ve büyük bir moral olurdu askerler için onlarıda düşünmek lazım. teşekürler


M.SALİH ÖZBEY IP: 78.178.12.xxx Tarih : 29.08.2008 15:20:59

Gerçekte. Yaşar, BÜYÜKATIN sonra, yeni gelen, Gelen, Genel kurmay Başkanı, BAŞBUĞ paşanın bu BAYRAMLIK " sözlerine, İTİMAT etmek şimdilik çok erken de ! . ama TESBİTLER, DOĞRU ! Türkiye Hızla, CEMAATLAŞMAYA, gidiyor DOĞRU ! Cemaat ve Tarikatların,, SİYASET. EKONOMİ ve SOSYAL, alanda İyiden iyi ağırlıklarını, his ettirdikleri, GÜN gibi orta ! Sonu nereye, gider, Sorusuna, DÜNYADA' da benzer :ÜLKELERDE, neredeye gittiyse oraya gider ! Son günlerde, Başlatılan, İÇKİ yasağı uygulamaları, TÜRBAN, benzeri, tartışmaların devamıdır! İnsanların, ÖZEL yaşamlarındaki, YUMUŞAK. Karnı ,Hedef alınıyor ! Tercümesi, Müslüman ÜLKEDE, İÇKİ içilmez ! Tüm bunlar, Türkiye'yi, ŞERİAT, devleti, yörüngesine sokmak ,için yapılan ucuz çalışmalardır ! Bu güruh tarafından , Şimdilik bu konuda en büyük ENGEL TSK, olarak görülmektedir !TSK Söylem var tespit var ama İCRAAT yok ! Hatırlanacaktır, Bay RTE, kafalarında ki REJİMİ, getirmek için, ÜÇ engel. saymıştı, BÜROKRAT, YARGI VE TSK, bÜROKRAT VE YARGI İŞİ TAMAM ! TSK’ da , Hilmi ÖZKÖK, paşadan başladı, Hocam mocam, ayakları, yakınlaşmalar ! YAŞAR BÜYÜKANIT, paşa ile. Aynı tabaktan PASTA yemeler, Paşa'nın, Çankaya'nın Gül’le, Kayseri, Hava İkmal Merkezinde, BABA Gül’ün çalışma karnesini HEDİYE olarak, Koltuğunda dosya ile ÇANKAYA’YA çıkması, ve nihayet , RTE; BÜYÜKANIT, DOLMABAHÇE, buluşmaları! Sonuç, Milyar dolarlık. ZIRHLI, araç. Ve Devlet Övünç Madalyası ile ÖDÜL, ile "AKP-TSK " yakınlaşması ! Sonuç olarak, TSK, yavaş yavaş AKP’ nin yörüngesine girmişti ki ! BAŞBUĞ paşa devri başladı ! Bundan sonra bilinmez Bugün konuştuklarını, Yarın , UNUTABİLİRLER ! Hani, ÖZDE ve SÖZDE, Atatürkçü, söylemiyle, Halkı , Umutlandıran, Yaşar Paşa'nın FOS çıkışları gibi ! Bekleyip göreceğiz Sonumuzu ! İşte biz koyun gibi bir milletiz ! KOYUN gibi bakliyeceğiz, diyoruz , her sözümün, başında ya da sonunda ! Yalan mı !


Yilmaz IP: 91.67.176.xxx Tarih : 28.08.2008 19:47:59

Sayin genel Kurmay baskani Pasam, bundan sonraki yasaminiza da basarilar temennisiyle,iyi ve saglikli gelecege yasamani yüce Tanridan dilerim.Yasasin var olsun her zaman askeriz, ruhlari sad olsun bütün Atalarimin.


gökçe güntepe IP: 88.228.26.xxx Tarih : 28.08.2008 22:53:58

keşke hep kalsaydı


SURULLAH KUŞ IP: 88.229.228.xxx Tarih : 29.08.2008 17:12:03

hepsini anladıkta yeni karakuvvetleri komutanının cumhuriyetin temel nitelikleri iç siyasetle ilgili değildir. sözlerinden birşey anlayan olduysa bir açıklama getirsin. bizim diplomatik dille açıklama yapana ihtiyacımız yok.cumhuriyetin temel nitelikleri iç siyasetlede ilgilidir,dış siyasetlede ilgilidir.gayet açık ve nettir.