Bir dönem MİT’in sağladığı ’Kırmızı Pasaport’la Fransa’dan ABD’ye kadar dünyanın dört bir yanına seyahet eden ve en son da emekli bir MİT üst düzey görevlisinin ’Yeşil Pasaport’u ile Türkiye’den çıkış yapan mafya lideri Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçmadan önce Faruk Mercan’a verdiği son röportajla, siyaset, iktidar ve mafya ilişkileri yeniden gündeme geliyor.

Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçmadan önce Zaman Gazetesi’nden Faruk Mercan’a verdiği röportaj, kamuoyunda oldukça tartışılacağa benziyor.

Zaman Gazetesi’nde yayınlanan haberi alıntılayarak aktarıyoruz:

"Refahyol Hükümeti’ni ben yıktım"

Türkiye’nin son on yılındaki pek çok olayın bir numaralı aktörü Alaattin Çakıcı’nın yurtdışına kaçmadan önce yaptığı çarpıcı açıklamalar Aksiyon dergisinde yayınlandı.

Türkbank skandalında oynadığı rolle Mesut Yılmaz Hükümeti’nin düşürülmesine yol açan Çakıcı, Necmettin Erbakan liderliğindeki Refahyol Hükümeti’ni de kendisinin yıktığını öne sürdü. 28 Şubat sürecinde Doğru Yol Partisi’nde yaşanan bakan ve milletvekili istifalarında etkisi olduğunu açıklayan Çakıcı, böylece Yılmaz’ın başbakan olmasına da katkıda bulunduğunu savundu.

Gazeteci Faruk Mercan, Alaattin Çakıcı ile İstanbul’da yaptığı röportaj hakkında Zaman’a şu bilgileri verdi:

“Röportaj için ikna etmek kolay olmadı. İstanbul’da halka açık bir mekanda görüştük. Yanında birkaç arkadaşı vardı. Yargıtay’ın hakkında vereceği karar için tedirgindi. Fransa’dan Türkiye’ye iadesindeki prosedür gereği, yargılandığı iki davanın cezasını çektikten sonra 45 gün içinde Türkiye’yi terk etmek zorundaydı.

Türkiye’den ayrılırken, pek çok olayın perde arkasını aydınlatacak açıklamalar yapacaktı; ancak Yargıtay’dan aleyhine çıkan karar, yıllarca cezaevinde kalması tehlikesini doğrudu. Bu haberi alır almaz yurtdışına çıktı. Ayrıca, Kartal Cezaevi’nde öldürülmek istendiğini söylüyordu. Dolayısıyla bir daha cezaevine girmek istemiyordu. Aniden yurtdışına çıkınca televizyon çekiminin de yapılacağı kapsamlı ikinci görüşmeyi yapamadık."

Aksiyon dergisinde yer alan habere göre Çakıcı, İstanbul DGM’de yargılanıp tahliye olduğu iki davayı anlatırken, "Mesut Yılmaz hükümeti iktidarda olsaydı en az 36 yıl ceza alacaktım. Böylece cezaevinden çıkmam mümkün olmazdı." dedi.

"Beni Kartal Cezaevi’nde öldürtmek istediler" iddiasında bulunan Çakıcı bir de itirafta bulundu: "Bizler topluma zararlı insanlarız."

Alaattin Çakıcı, uzun bir kaçak hayatından sonra 1998’de Fransa’da yakalanmış, sadece iki hafif suçtan dolayı Türkiye’ye iade edildikten sonra, bir süre Kartal Cezaevi’nde kalarak 2002 Kasım ayında tahliye olmuştu.

Çakıcı, Karagümrük’teki spor lokaline silahlı baskın emrini verdiği gerekçesiyle kendisine verilen 5 yıllık hapis cezasını Yargıtay’ın onaması üzerine yurtdışına kaçmıştı. Kısa bir süre içinde de Avusturya’da üzerinde MİT mensubu Faik Meral’e ait bir yeşil pasaport ile yakalandı.

Çakıcı, Faruk Mercan’ın röportaj talebini kendisi yurtdışına çıktıktan sonra yayınlanması koşuluyla kabul etti. Fransa’da kendisini Amerikalıların yakaladığını öne süren Çakıcı, "Fransa’da, zamanın Başbakanı Mesut Yılmaz’ın açıkladığı gibi yakalanmadım. Dünyanın neresine gidersem gideyim Amerikalılar beni izledi. Fransa’da yakalandığım otelde, ters bir hareket yapsam beni öldüreceklerdi. Kafama silah dayadılar. Aslında o akşam yakalanacağımı hissettim. Aslı’ya (kız arkadaşı) otelden çıkalım dedim. Yorgunum dedi. Polisleri görünce pencereden atlamayı düşündüm. Ancak çok yüksekti ve karşısı denizdi." dedi.

"Türkiye’de Kürtlere işkence yapılıyor demesini istediklerini” söyleyen Çakıcı, bu talebi yerine getirmeyince kendisine işkence yapıldığını kaydetti.

Çakıcı, “Altı ay tek başıma hücrede, yüksek voltajlı ışık altında kaldım. Parapsikolojik müdahaleler oldu. Aklımı kaybedebilirdim. Allah korudu, yoksa Ağca gibi olacaktım." dedi.

Çakıcı, Süleyman Seba’nın başkan seçildiği Beşiktaş spor kulübünün 1984’teki kongresine müdahale ettiği iddialarını doğrularken, yurtdışında MİT mensupları ile ASALA operasyonlarına katıldığı iddiaları için ise "Hiçbir zaman MİT elemanı olmadım" cevabını verdi.