19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Cebinden 112 aranmış!..

Göksun İlçesi'nde Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu dahil 6 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından her geçen gün yeni detaylar ortaya çıkıyor,

iddialar ve şüpheler de artıyor. Bugün DHA'ya konuşan BBP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi ve parti avukatı Kemal Yavuz, helikopter kazasında Yazıcıoğlu'nun cep telefonundan 112 Acil Servis'in arandığını ancak görüşme yapılamadığı, hattın kesilmiş olabileceğini söyledi. Cesedine en son ulaşılan gazeteci İsmail Güneş'in fotoğraf makinası, kamerası ve laptopu da savcılık incelemesi tamamlanarak bağlı bulunduğu İhlas Haber Ajansı'na teslim edildi, ancak içeriği açıklanmayan fotoğrafların depolandığı flash karta savcılık el koydu.


Helikopter kazasıyla ilgili partisi adına Kahramanmaraş'ta sürdürülen soruşturmayı takip eden Avukat Kemal Yavuz, bugüne kadar gündeme gelmeyen iddialarda bulundu. Kemal Yavuz, kazayı 112 Acil Servisi'ni arayarak duyuran İHA Muhabiri İsmail Güneş'in bu görüşmeden sonra İHA Genel Merkezi'ni aradığını, ardından de kendisinin telefon numarasını alarak İsmail Güneş'i arayarak yaklaşık 5 dakika konuştuğunu, bu görüşmede gazetecinin kendisine "Bir tanesi yaşıyor o da can çekişiyor" dediğini anlattı.

Güneş'i tekrar aradığında telefonun önce meşgul sonra da kapalı olduğunu anlatan Yavuz, ayrıca, bu konuşmaların ardından Genel Başkan Muhsin Yazıcıoğlu'nun da cep telefonuyla 112 Acil Servis'in arandığını ancak görüşme yapılamadığını söyledi. Enkazın bulunduğu dağ silsilesinde yer alan Tüllüce Tepesi'ndeki Turkcell'e ait baz istasyonundan Muhsin Yazıcıoğlu'nun telefonundan 112 Acil Servis'e sinyal gönderildiğinin saptandığını öne süren Yavuz, "Bu aramayı da İsmail Güneş'in yaptığını düşünüyoruz. Ancak, enkazın bulunduğu noktanın 100 metrekare çevresinde telefon irtibatı sağlanmıyor. İsmail Güneş'in kendi telefonunun şarjı bittikten sonra Muhsin beyin telefonunu da alıp, 112'yi aradığını, ancak bu arada kurtulmak için enkazdan uzaklaştığı için bağlantı sağlayamadığını düşünüyoruz. Ama, şu ana kadar kimin telefonu bulundu, hangisi nerdeydi bu konular netleşmedi. Savcılık soruşturmayı yürütüyor" dedi.


ERGENEKON TANIKLIĞI İDDİASI

Avukat Kemal Yavuz, Ergenekon soruşturmasının gizli tanığı olduğu iddia edilen Muhsin Yazıcıoğlu'nun sırdaşı olduğunu, kendisiyle her türlü değerlendirmeyi yaptığını ancak bu konuda hiç konuşmadıklarını söyledi.

Kemal Yavuz, Hrant Dink suikastının azmettiricilerinden Yasin Hayal'in duruşmaya çıkarken "Yaşasın BBP, yaşasın Alperen Ocaklar" sloganından Genel Başkan'ın çok rahatsız olduğunu ifade ederek, "Gelişmelerin her zerresini biliyorum. Genel Başkan, bu olaydan çok muzdaripti" diye konuştu.

GÜNEŞ'İN KAMERA KAYITLARI

Kemal Yavuz, sağ kurtulmak için insan üstü mücadele eden İsmail Güneş'in fotoğraf makinası, kamerası ve laptopundaki görüntü kayıtlarını incelediklerini, içeri hakkında bilgi veremeyeceğini, bu konudaki açıklamayı gerek görüldüğü takdirde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yapacağını kaydetti.

Öte yandan İsmail Güneş'in çalıştığı İHA'nın Kahramanmaraş temsilcisi ise Güneş'e ait fotoğraf makinası, kamera ve laptopunu teslim alıp, İHA Genel Müdürlüğü'ne gönderdiğini söyledi.


`Bir tanesi yaşıyor, o da can cekişiyor'

Kemal Yavuz, 112 ile son konuşmalarını bütün Türkiye'nin TV'lerden dinlediği gazeteci İsmail Güneş ile kendisinin de yaklaşık 5 dakika süren görüşmesini şöyle özetledi:

Kemal Yavuz (KY): Başkan'a ne oldu

İsmail Güneş (İG): Öldü, Başkan parçalandı, eks oldu

KY: Başkan ne yapıyor

İG: (Sesi yükseliyor heyecanlanıyor) Parçalandı, öldü eks oldu dedim ya. Aha şurda yatıyor.

KY: Nerdesiniz?

İG: Yerimizi tarif edemem bir yer görünmüyor

KY: Etrafına iyi bak bakalım, sizi bulmamız için

İG: Biz dağın zirvesine çok yakınız. Bulunduğumuz yer çok meyilli

KY: Kar var mı?

İG: Kar yok sis ve tipi var.

KY: Taşlık, ormanlık mı nasıl bir yer

İG: Tipi var hiç bir yer göremiyorum

KY: Senden başka yaşayan var mı?

İG: Bir tanesi yaşıyor o da can çekişiyor.

İG: O ölmek üzere ben de öleceğim. Çünkü kanamam var. Kan kaybından ben de öleceğim. Yetişin muhakkak kurtarın

KY: Bu numaraya dikkat et. Seni tekrar arayacağım. Telefona mutlaka bak, sizi bulmamız için.
 

YAZICIOĞLU'NUN 'AÇILIM' PLANI NEYDİ?

Yazıcıoğlu'nun yarıda kalan açılım planı

Muhsin Yazıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili kuşkular sürerken BBP liderinin gizlice yürüttüğü bir açılım planı da gün yüzüne çıktı.

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendisi ile birlikte 6 kişinin ölümüyle noktalanan helikopter kazasıyla ilgili hergün yeni bir gelişme yaşanırken Yazıcıoğlu gündeme bu kez gizlice yürrütüğü bir açılım projesi ile geldi.

Türkiye'nin önde gelen aydınları ile kurulan temaslardan sonra Mayıs ayında buluşmak için randevuların alındığı gün helikopter kazası yaşandı.

Can Dündar'ın sunduğu Canlı Gaste'ye konuk olan  Baskın  Oran ve Kezban Hatemi,  Yazıcıoğlu'nun yapmayı istediği görüşmeyle ilgili bilgi verdiler. Kezban Hatemi,  kendisi ile birlikte 15 kişiye yapılan çağrıyı ilk kez gündeme getirerek Muhsin Yazıcıoğlu'nun yürüttüğü projenin ayrıntılarını verdi, kaza ile ilgili kuşkularını dile getirdi.

Kezban Hatemi programda şu açıklamayı yaptı: Benimle ilk kez, kendi talebiyle, Fener Rum Patriği Bartelamaus Hazretleri’nin evinde bir yemekte görüştü. Yemeğe katılmak ve Patrik Hazretleri'yle de görüşmek istedi. 2005 yılının eylül ayıydı ve anlamlı bir tarihti; 6 Eylül’dü.

Yazıcıoğlu o yemekte çok önemli şeyler söyledi. 'Yanlış tarihi birikim, önyargılar, maalesef birbirimizi tanımamızı engelliyor. Ben de aynı iradeden müzdaribim aynı irade bana da işkence yaptı' dedi. Çok entersan bir diyalog geçti Patrik Hazretleri’yle; kendisi çok şaşırdı ve 'Ya sizde mi? Siz nasıl işkence gördünüz?' dedi. Sayın Yazıcıoğlu hapishane yıllarını anlattı. Beni bu konuşmada etkileyen şey, ‘önyargılar ve yanlış tarihi birikim’ üzerinde durması oldu.

Yemeğin ilerleyen saatlerinde cemaatten önemli birisine telefon geldi. O kişi telefonu bana verdi; 6-7 Eylül olaylarının 50. yıl dönümüydü o gün. ‘Beyoğlu'ndaki sergi BBP ve Ülkü Ocakları tarafından basılıp resimler tahrip edildi, yumurta atıldı ve insanlar tartaklandı’ denildi telefonda. Ben hemen telefonu kesip masaya döndüm. ‘Büyük bir olay nasıl olur?’ dedim. Çok üzüldüğünü söyledi ‘olmaması gerekir’ dedi. Tasvip etmediğini söyledi ve daha sonra yemeği noktaladık.

O olaydan sonra birkaç kez yine aynı ortamlarda bulunduk. Daha sonra 18 Mart'ta; tıpkı Baskın Hoca gibi önemli bir yakını tarafından mail'le bilgi sahibi oldum. Ben ve eşim de Ege'deki toplantıya davet edildik. Benden temasa geçmemi istediği isimler: Ahmet Altan, Mehmet Altan, Eser Karakaş, Baskın Oran, Oral Çalışlar, Mümtaz'er Türköne, Fehmi Koru, Murat Belge, Ali Bayramoğlu, Rıza Türmen, Nuray Mert, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Etyen Mahçupyan, Fuat Keyman, Elçin Macar, Ali Bulaç, Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak’tı. Bu isimlerin toplantıya katılması için yardımcı olmamı rica ediyordu. Baskın Hoca ve Eser Karakaş’la temasa geçtiklerini ve bu toplantının yapılmasındaki amaçlarının da birarada olmak, farklılıklar üzerinde konuşmak, fikir alışverişinde bulunmak, birbirimizi daha iyi tanımak ve aydınlanmak gayesi taşıdığını belirttiler.

Belirtilen tarihin benim için uygun olmadığını söyledim ve ‘diğerleri ile görüşüp değiştirebiliriz’ yanıtını aldım. Çarşamba günü aldığım bir mail'di bu. 20-25 dakika sonra da kazayı öğrendik.

Enteresan olan şuydu: Dink davasının müdahil avukatı ve ailenin avukatıyım. Hemen Orhan Dink'i aradım. ‘Böyle bir toplantı var ben sizin avukatınızım. Bu konu mutlaka gündeme gelecek, ne diyorsunuz? dedim. ‘Hocam mutlaka katılmalısın’ dedi ve ekledi: Her zaman diyaloğun ve karşılıklı görüşmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Ben bu toplantıya katılacaktım.

Programa telefonla bağlanan BBP Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Selçuk Özdağ ise bu çalışmaları doğrulayarak Yazıcıoğlu'nun kendisi ile birlikte Cihangir Ekici'ye verdiği talimatı ve daha sonraki gelişmeleri şöyle anlattı.

"Türkiye’de Yahudi, Musevi Rum Süryani gibi bir azınlıklar sorunu olduğu gerçeğinden hareketle bir komisyon kurulması ve bir dosya hazırlanmasıyla ilgili partinin Merkez Karar Yönetim kurulu üyesi Cihangir Ekici ile beni sayın genel başkan görevlendirdi. Biz sayın Barthelomous, sayın Mutafyan ile birlikte Musevi ve Suryani cemaati ile görüşmek istedik. Cihangir Ekici bu cemaatlerin program ve etkinliklerine katılmaya başladı. BBP’yi, sayın Yazıcıoğlu’nun fikirlerini görsünler tanısınlar, biz de onların problemlerini bilelim istedik. Rahmetli Hrant Dink ile de görüştük ve hatta ben kendilerine buyurun bir iftarımıza katılın siz bizi tanıyın biz de sizin bir dini etkinliğinize veya bir faaliyetinize katılalım dedik. Ancak kendisinin mazereti olduğu için katılamadı.

Genel Başkanımız, Bartholemeos ve Mutafyan ile görüştü. Biz Yunanisan ve Bulgaristan’a gitmek ve oradaki Türk azınlıklarla görüşmek gibi çabalarımız oldu.

Bu temasları yaparken basınla ve teşkilatla paylaşmıyorduk. Ama görüşmelerimiz sürüyordu. Takibat altında olabilirdik. Bizim sitelerimiz ciddi şekilde manipüle ediliyordu. Zaman zaman hackerler tarafından çökertiliyor ve buralarda ulusalcı yazılar ve ulusalcı ve ırkçı söylemler dile getiriliyordu. Genel Başkanımız bu konuda beni görevlendirmişti. Ben de bu konuda bir Osmanlı İnterlandı yaşadığımızı bir Müslüman hoşgörüsünün olması gerektiğini yaradılmışı severiz yaradandan ötürü ilkesine sadık kalmamız gerektiğini teşkilatlarımıza söylüyor ve buralara müdahale ediyordum. Ama bir milyonluk bir kitleyi ki sevenleri ile birlikte bu çok daha fazla bir rakamdır ' kontrol kolay değil. Zaman zaman manipüle yapılıyordu. Ajiteler oluyordu, provakate oluyordu.

Dink davasında BBP’nin isminin ısrarla ön plana getirilmesi de bizim farklı duruşumuzdan birilerinin rahatsızlık duymasından kaynaklanmaktadır.
Bize tehditler de geliyordu. Zaman zaman yakın korumaya alınıyorduk. Sayın Yazıcıoğlu da bunları biliyordu.

Devlet yetkilileri bu tehditlerin çeşitli örgütlerden kişilerden geldiğini söylüyordu. Bunlar genellikle bizim hareketimizin demokratik ve insani kimliğinden rahatsız olan kişilerden geliyordu. Bizim hareketimizi biraz daha ırkçı bir yapıya çekmek biraz daha demokrat kimliğinden uzaklaştırmak gibi bir çabanın içindeydiler.

Baskın Oran: Yazıcıoğlunun beş kazadan kurtulması, farklı isnanlarla temas etmek isteyip netice alamaya yönelik girişimleri , bu konuyu da akla getiriyor. Suikast konusu ciddi araştırılmalı


 

 

...
Yayın Tarihi : 3 Nisan 2009 Cuma 14:08:29
Güncelleme :3 Nisan 2009 Cuma 17:36:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
asena_CcC IP: 78.167.177.xxx Tarih : 3.04.2009 18:59:51

kusura bakmayın helikopter düştüğünde devlet nerdeydi acaba? zaten devlet bulmadı halk buldu sonra neden 17 koruyucuya konuşma yasağı koydu devlet kaçıncı istismar bi 1)abdullah çatlı 2)recep yazıoğlu 3)turgut özal ... böyle vefat eden kaç büyüğümüz var hepsinin ölümü sır oldu ama bu sırlar er geç çıkar


gonul ozer IP: 81.70.215.xxx Tarih : 4.04.2009 03:26:12

ben politikayi seven biri deyilim merhum yazicioglunuda sadece kisiligiyle taniyorum durusuyla vatanseverligiyle atakligiyla unutulmayacak biri oncelikle ASENA nin yazdigi birseye kendimce yorum yapmak istiyorum diyorki koruculara konusma yasagi geldi. iyide olmus TC kimligi tasiyorsan eger o kimligin hakkini vereceksin devlete ve devletin askerine ileri geri konusmayacaksin baglandigi bir tv kanalinda korucu diyorki burada hic arama yapilmamis hic ayak basilmamis diyor ve arkasindanda ekliyor tipi var burda goz gozu gormuyor o hava sartlarinda ne izi ariyor acaba kar ve tipi araliksiz devam ederken televizyondan izledigim kadariyla yagan karin uzerine ayak bassan 5 dakika sonra kendi izini bulamayacak kadar kar yagiyordu .Ve onemli bir konu daha var allah rahmet etsin iha muhabiri belki o şokla aklina gelmemis olabilir 112 deki bayan 20-25 dakika telefonda bos yere tutana kadar iha muhabirine telefonunla 7777 ye NEREDEYIM diye mesaj yaz ben seni tekrar arayacagim gelen mesaji bana oku deseydi yeteri kadar bilgi 112 deki bayana yeterdi benim burada gordugum 2 ihmal var sadece birincisi 112 deki bayanin bilincsizligi ikinciside pilotun hava sartlarini ogrenmeden  hareket etmesi meteroloji denen birsey var mekanlari cennet olsun yakinlarinada allahtan sabir diliyorum 


yunus zor IP: 78.167.155.xxx Tarih : 3.04.2009 10:42:18

Sayın Yazıcıoğlu'nun zaman zaman geçirdiği kazalar ve son kazada yaşanan kurtarma rezaletide olası suikast ihtimallerini göz önüne seriyor... Sayın Yazıcıoğlu, farklı duruşu ve birliktelik düşünceleri ile bazı kesimleri rahatsız edecek bir insandı... bu değerli insanı bizlerden bile bile kppardıklarını düşünüyorum...