23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

'Çernobil'in etkilerini araştırmamız engelleniyor'

Karadenizli genç şarkıcı Kazım Koyuncu'nun kanserden ölümü ''Çernobil faleketini ve etkilerini'' yeniden gündeme getirirken sivil toplum örgütleri de Çernobil kazasının etkilerinin araştırılması ve önlemler alınması için Sağlık Bakanlığı ve üniversitelere bir kez daha çağrıda bulundu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 2. Başkanı Dr. Metin Bakkalcı, 1986 yılında Rusya'da yaşanan Çernobil kazasının ardından konuyla ilgili ciddi bir çalışma yapılmadığını belirterek konunun ciddiyetle ele alınması gerektiğini söyledi.

Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'ın ''Bize bir şey olmaz'' diyerek yurttaşların karşısında çay içmesini unutmadıklarını vurgulayan Bakkalcı, ''Öncelikli olarak önlemlerin alınması, sürecin izlenmesi ve konuya ilişkin bilimsel çalışmaların yapılmasını önerdik. Biz de çalışmalar yaptık. Hatta 1993 yılında '7 Yıl Sonra Çernobil Olayı ve Türkiye' isimli bir çalışma yaptık ve bunu kitaplaştırdık. Ortada kritik bir sorumsuzluk süreci yaşanmıştır'' dedi.

Bakkalcı şöyle devam etti:

''Çernobil kazasının sonuçlarının ortadan kaldırılması için önlemler alınması, ilgililerin konuya içtenlikle ve ciddiyetle yaklaşması gerekiyor. Karadeniz elbette ilk önce akla geliyor yakın olduğu için, ama elimizde haritalar var, etkilenen alanların ortaya çıkarılabilmesi için bütünlüklü bir proje hazırlanmaılı.''

Bakkalcı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun (TAEK), Karadeniz'deki kanser vakalarının artışının nedenini çevre kirliliğine bağlayan raporunu da ''Bu yaklaşım bana halkı çay içerek kandırmaya çalışan bakanın tutumunu anımsattı. Türkiye'de pek çok konuda olduğu gibi çalışmalar bilgiye dayalı olmuyor'' diye konuştu.

' ÜNİVERSİTELERİN ÇALIŞMALARI ENGELLENDİ'

İstanbul Tabip Odası (İTO) Basın Sözcüsü Dr. Osman Öztürk de Çernobil sürecinin bir sorumsuzluk örneği olduğunun altını çizerek ''Ateş düşünce bu kazayı yeniden hatırlıyoruz, ama bu konuyla ilgili yıllardır çağrılarımız oluyor. Sağlık Bakanlığı ve üniversitelere büyük görev düşüyor'' dedi.

Çernobil kazasının etkilerinin araştırılması ve önlemlerin alınması konusunda yıllardır çağrı yaptıklarını belirten Çevre İçin Hekimler Derneği Başkanı Dr. Ümit Şahin de ''Daha önce de üniversitelerin yaptığı çalışmaları engellediler. Üniversitelerde bugün için yürütülen birkaç çalışma olduğunu da biliyorum. Bakalım bunları açıklayabilecekler mi? Söylediklerinin aksinin çıkması korkusuyla cesaret edip açıklayabileceklerini sanmıyorum'' diye konuştu.

İstanbul tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Osman Öztürk, Bakan Akdağ'ın sözlerinin ne anlama geldiğini fark etmediğini belirterek ''Bakan ne dediğinin farkında değil. Eski bakan Osman Durmuş 'tan beter çıktı. Bu açıklama Bakanlığın soruna ne kadar ciddi yaklaştığını gösteriyor'' dedi. TTB İkinci Başkanı Dr. Metin Bakkalcı da, bunu ciddiyetsiz bir yaklaşım olarak nitelendirerek ''Bakanlık bu konuyu en azından tütün kadar ciddiye alsın'' diye konuştu.

CHP'li Tandoğdu: 'On hastadan sekizi kanser'

CHP'nin hekim kökenli Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu, Karadeniz Bölgesi'ndeki kanser vakalarında Çernobil kazasına bağlı artış olduğunu gösteren veri olmadığını savunan Sağlık Bakanı Recep Akdağ 'ı doğru söylememekle suçladı.

Kanser uzmanı da olan Tandoğdu, ''Son 5 yılda bana gelen 10 hastanın 8'i ya mide ya da akciğer kanseri çıkıyor'' dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ önceki gün yaptığı açıklamada, tüm dünyada olduğu gibi çevre, beslenme koşullarındaki değişim nedeniyle kanserde artış olduğunu savunurken Karadeniz'de belirgin bir artış yaşanmadığını savundu.

Çernobil kazasının etkilerinin son 5 yılda Karadeniz bölgesinde görülmeye başladığını belirten CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu ise Bakan Akdağ'ın doğru söylemediğini savundu.

Çernobil kazasının olduğu 1986'da radyasyon ölçüm ve erken tanı teknolojisinin son derece yetersiz olduğuna işaret eden Tandoğdu, " O zamanın teknolojisiyle radyasyon ölçümlerinin doğru yapıldığını söylemek de mümkün değil'' diye konuştu.

Bölgede kanserli hasta sayısında son 5 yılda artış olduğuna kendisinin tanık olduğunu belirten Tandoğdu, ''Son 5 yıldan beri bana gelen her 10 hastanın 8'i ya akciğer ya mide kanseri. Bölgedeki vaka sayısındaki artışın tek nedeni radyasyondur. Ben bu bölgenin çocuğuyum. Devlet, hatasını ve özeleştirisini yapmıyor, suçunu itiraf etmiyor. Ama benim yüreğim yanıyor'' diye konuştu. Bu konuda kendisinin aylar önce Meclis araştırma önergesi verdiğini anımsatan Tandoğdu, ''Ama hâlâ bu konuda bir şey yapılmadı. Meclis bir an önce duruma el koymalı'' dedi.
Cumhuriyet - Şule Köktürk
Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2005 Cuma 11:26:38
Güncelleme :1 Temmuz 2005 Cuma 11:39:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?