CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’de yolsuzlukla mücadeleyi CHP’nin yürüttüğünü bildirerek, ”Başbakan’ın havsalası almıyor, ’nasıl olur da böyle bir iddia dile getirilebilir?’... Getirilir, çaren yok. Biz kendimizinkini de getiririz, seninkini de getiririz. Bunu sen dile getirmiyorsun diye zannetme ki senin dahil her türlü bu neviden olaylar dile getirilmez, konuşulmaz. Dile getirilir, konuşulur” dedi.

Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İzmir Limanı’ndaki bazı hizmetlerin ihale yapılmadan iki şirkete devredildiğini anlattı. “80-90 milyon dolar büyüklüğündeki bir işin” devirden biri bir gün, diğeri de iki gün önce kurulan iki şirkete verildiğini bildiren Baykal, her iki şirketin ortakları arasında AKP Bakırköy İlçe Başkanlığı’nda görev yapan Rahmi Genç’in yer aldığını belirtti.

Baykal, devir işleminin taraflarından birinin ”Hızlı tren projesinin mimarı olan eski TCDD Genel Müdürü” olduğunu, diğer taraf Rahmi Genç’in “olay kamuoyuna yansıdıktan sonra Sadullah Hazer isimli bir başka kişiye payını devrederek şirketten ayrıldığını” söyledi.

"70 MİLYON HAKKI AKP’Lİ BİRİNE GİTTİ"

Şirket ortakları arasında “Adnan Hoca’cı olarak tanınan Hasan Basri Güner” isimli bir başka kişinin de yeraldığını ifade eden Baykal, “70 milyonun hakkının AKP Bakırköy teşkilatından birine devredildiğinin fotoğrafını çektik” dedi. Baykal, devlet kurumlarından bir süredir “pis kokular geldiğini, bunların başında da bu kurumun yer aldığını” söyledi.

Olay tartışılmaya başlanınca devir işleminin iptal edildiğini bildiren Baykal, ancak olayın bununla sonuçlanmayacağını, şirket sahiplerinin şimdi de “Trilyonluk tazminat davaları” açabileceklerini ifade etti. Baykal, bu arada bu kişilerin “2.5 trilyonu götürdüklerini” de bildirdi.

“Bu yolsuzlukların siyasi anlamı yok mu?” diye soran Baykal, ”Kim bu kamu mal varlığını bu kadar kolayca eşe, dosta, ahbap çavuşa aktarabilir? Aktarmayı kim onaylayabilir?” dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, bu konunun takipçisi olacaklarını ve Meclis’teki denetim yollarını kullanabileceklerini bildirdi.

“YOLSUZLUK ERBABI HİMAYE EDİLİYOR”

Yolsuzlukların Türkiye’nin ve dünyanın ana gündemini oluşturduğunu belirten Baykal, değerler sisteminin, ilkelerin, ahlakın sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Baykal, gelişmiş, ciddi ülkelerin bu iddiaların üzerine kararlılıkla yürüdüğünü, bu sorunu başka türlü çözme olanağı da bulunmadığını ifade etti. İddialar karşısında takınılan tavrın kararlı, tutarlı, etkin olmasının bir türlü sağlanamadığından yakınan Baykal, yolsuzlukla mücadele iddiaları dile getirilirken bir yandan da “Yolsuzluk erbabının himaye edildiğini” savundu.

“MÜCADELE MAHKEME KARARIYLA MI OLUR?”

CHP Genel Başkanı Baykal, bunun Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelesine en büyük darbeyi vurduğunu bildirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yolsuzlukla mücadele bir bütündür. ’Senin yolsuzun, benim yolsuzum, senin rüşvetçin, benim rüşvetçim’ diye ayırım yaptığınızda yolsuzlukla mücadeleyi kaybedersiniz. Nasıl tarımda kımıl zararlısıyla mücadeleyi sadece kendi tarlanızda yapamazsanız, komşu tarlada mücadele yoksa zararlının kendi tarlanıza da geleceğini görüyorsak yolsuzlukla mücadelede de aynı şeyi yapmak zorundayız. Bir bütün halinde davranmak zorundayız. Birisi çıkıp diyor ki ’Falan meselede şöyle olmuş...’ Peki falan meseleyi sen neden görmüyorsun, neden konuşmuyorsun, neden üstünü örtüyorsun, nasıl oluyor da görmüyorsun... Bin dereden su getiriliyor ’Mahkeme kararı yok da ondan...’ Yolsuzlukla mücadele mahkeme kararıyla mı olur? Yolsuzluk mücadelesi mahkeme kararıyla başlamaz, mahkeme kararıyla biter...”

İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün “Bir memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmalı” sözünün herkes tarafından anımsandığını belirten Baykal, yolsuzlukla mücadelenin cesaret gerektirdiğinin bu sözle 70 yıl önce ortaya konulduğunu ifade etti.

“YOLSUZLUĞUN BAYRAĞINI İNDİRELİM”

Baykal, yolsuzlukla mücadele edilirken “Senin adamın, benim adamım, adam bana ruhsat verecek, görmezden gelelim” denilemeyeceğini bildirerek, “Diyen desin biz demeyiz, diyemeyiz. Biz demezsek, siz demezseniz Türkiye temizlenir” dedi. Kendilerine “Niye kendi içinizdeki yolsuzları söylüyorsunuz” denildiğini belirten Baykal, şöyle konuştu:

“Bizim derdimiz siz biz değil. Bizim derdimiz Türkiye’de yolsuzluk bulunmasın, yolsuzluğun bayrağını indirelim, yolsuzluğun egemenliğine son verelim. Yolsuzluğun sözünün geçtiği Cumhuriyet olmasın, halkın sözünün geçtiği, hukukun sözünün geçtiği Cumhuriyet olsun. Bakın biz söylüyoruz. Ne oluyor bu Ulaştırma Bakanlığı’nda Sayın Başbakan diyoruz... Senin yapmaya cesaret edemediğin tartışmayı biz yapıyoruz. Türkiye’de yolsuzlukla mücadeleyi biz götürüyoruz. Başbakan’ın havsalası almıyor, ’Nasıl olur da böyle bir yolsuzluk iddiası dile getirilebilir?’ Getirilir, çaren yok. Biz kendimizinkini de getiririz, seninkini de getiririz. Bunu sen dile getirmiyorsun diye zannetme ki senin dahil her türlü bu neviden bu olaylar dile getirilmez, konuşulmaz. Dile getirilir, konuşulur. Hiç şüphe yok konuşulacak, gereği yapılacak.”

“140 DOKUNULMAZLIK DOSYASI VAR"

Baykal, halkın CHP’de olanları üzüntüyle ama ilgiyle izlediğini belirterek, “CHP yarın bunları aştığı anda tüm güçlükler karşısında kendini kanıtlamış, yolsuzlukla mücadele konusundaki samimiyetini bedel ödeyerek ortaya koymuş, dürüst, namuslu, güvenilir ve kendisine devlet emanet edilebilir bir siyasi parti olduğunu kanıtlamış olacaktır” dedi.

TBMM’de, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve milletvekilleri hakkında 140 dokunulmazlık dosyası bulunduğuna dikkati çeken Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Açabiliyor musun bir tanesinin kapağını? CHP’nin açmaktan korkabileceği bir tane yolsuzluk iddiasını önümüze koyabilirler mi? Tam tersi... AKP Grup Başkanvekili bizim kendi içimizde yolsuzluk tartışmasına giriyor olmamızdan paniğe kapılmış, CHP’nin içişlerine müdahale ediyor, ’Nereden çıkardınız, bırakın bu defterleri’ demeye çalışıyor. Sıra size de gelecek, sıra size de gelecek... Önümüzde güzel günler var. CHP haklılığını, hukuka, halka saygınlığını kanıtlayacak.”

GRUPTA TARTIŞMA

Baykal konuşmasının ardından alkışlarla kürsüden inerken, salonda bulunan izleyiciler arasında bir tartışma yaşandı. Adıyaman Gölbaşı İlçe Başkanı Hacı Ali Avcı, yanında oturan kişiye, Baykal’ın konuşması sırasında laf attığı gerekçesiyle tepki gösterdi. Tartışma salon dışında da devam ederken, güvenlik görevlilerinin yanı sıra milletvekilleri de araya girerek tartışmanın büyümesini önlediler.