19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

CHP ile AKP'nin ortak yanları

Baykal'ın "Erdoğan savcı ise ben de avukatım" açıklamasını eleştiren Fırat, CHP'li Onur Öymen ile biraraya gelince bu sefer dostluk mesajları verdi. İki tecrübeli siyasetçi kısa süre de olsa kavgayı bırakıp ortak mesajlar verdi.

Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Eckart Cuntz, Türkiye'yi ziyaret eden Almanya Federal Meclisi Milletvekili Renate Künast ile Avrupa Parlamentosu Milletvekili Cem Özdemir onuruna resepsiyon verdi.

Alman Büyükelçiliği'nin bahçesinde düzenlenen resepsiyona, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AB Komisyonu'nun Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Marc Pierini ile çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.

Resepsiyonda konuşan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Cuntz, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili olarak, olaydan ötürü dehşet içinde olduklarını belirtti.

Hep beraber teröre karşı duruş sergilemeleri gerektiğini ifade eden Cuntz, "Hiçbir yerde teröre karşı güvenli değiliz" dedi.

Konuşmasında Türkiye'deki iç gelişmelere de değinen Cuntz, Türkiye'nin kolay olmayan bir dönemden geçtiğine işaret ederek, "Türkiye'nin yanındayız. Güçlü bir Türkiye istiyoruz. Türkiye'nin AB sürecini destekliyoruz. Türkiye'nin dostuyuz" dedi.

"Ergenekon ve parti kapatma olaylarının belirsizlik ortamı yarattığını" ifade eden Cuntz, Almanya Federal Hükümeti'nin AK Parti'ye karşı açılan kapatma davasıyla ilgili tutumunu net bir şekilde ortaya koyduğunu kaydetti.

Cuntz, "Yüzde 47'lik bir oy oranıyla iktidara seçilen demokratik bir partinin kapatılmak istenmesine biz anlam veremiyoruz. Umarım Türkiye'deki bütün kurum ve kuruluşlar Avrupa normları ve değerleriyle ilgili sorumluluklarının bilincindedirler. Venedik kriterleri, özellikle de demokrasi, insan hakları, hukuk devleti ve laiklik gibi temel ilkeler bu sorumlulukların başında gelmektedir. Bu değerlerin korunmasında izlenecek doğru yol demokrasinin üstünlüğüyle olur. Bu bağlamda TBMM'de de yer verilen, Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözünü tekrarlamak istiyorum: Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" dedi.

Büyükelçi Cuntz'un ardından söz alan Almanya Federal Meclisi milletvekili Künast da, Türkiye'ye ilk kez geldiğini anlatarak, Türkiye'yi beklediğinden daha açık ve gelişmiş bulduğunu söyledi.

Mensubu olduğu Yeşiller Partisi'nin Türkiye'nin dostu olduğunu vurgulayarak, Türkiye'yi AB sürecinde bundan böyle de desteklemeye devam edeceklerini kaydeden Künast, AB'ye üye ülkelerin adaylık süreçlerinde her zaman sorunlar yaşandığına dikkati çekti.

Künast, Türkiye'de bu konuda çok olumlu bir tavır ve iyi niyet gördüğünü, özellikle yasal reformlarda ilerleme kaydedilmesi konusunda büyük bir isteğin olduğunu belirtti.

Parti kapatma davalarının siyasi mücadele aracı olmaması gerektiğine inandıklarını da belirten Künast, "Avrupa ülkelerindeki yasalarda parti kapatma davaları çok sınırlı ve istisnai durumlarda mümkün. Örneğin Almanya'da olduğu gibi, aşırı sağcı bir partinin kapatılması söz konusu olduğunda, biz bunu denedik ve kuralların çok sıkı olması nedeniyle bu başarılamadı. Siyasi mücadelelerin kamuoyunda, sivil toplumda ve parlamentoda açık bir tartışmayla yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Parti kapatma davası konusuyla bağlantılı olarak da AB sürecinde yasal değişikliklerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Avrupa Parlamentosu milletvekili Cem Özdemir de, konuşmasına, İstanbul'daki terör saldırısında yaşamını yitirenlerin ailelerine baş sağlığı dileyerek başladı.

Künast'ın konuşmasını izlerken, yakındaki bir binada asılı bir Türk bayrağına gözünün takıldığını ifade eden Özdemir, "İnşallah bir gün o güzel bayrağı Strasbourg'daki ve Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu önünde göreceğiz. Bunun için hep birlikte mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bunu hak ettiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Bunun için yapılması gereken adımlar olduğunu ifade eden Özdemir, "Parti yasakları demokrasilerde olmaması gereken bir şey. Ancak çok olağanüstü durumlarda böyle bir şey düşünülebilir" dedi.

"Demokrasilerde altı çizilmesi gereken hususun, kimsenin hukukun üstünde olmaması olduğunu" kaydeden Özdemir, "Dolayısıyla hukuk dışı metotlarla, insanları tehdit etmek gibi unsurlarla, hele darbe planlarıyla, bunlar asla kabul edilebilecek şeyler değil. Türk hukuk sistemine biz güveniyoruz, gerekeni yapacağından eminiz" diye konuştu.

"Demokrasilerde laikliğin tartışma dışı olması gerektiğini, demokratiklik ve laikliğin asla tartışılamayacağını" ifade eden Özdemir, "AB'ye girmek isteyen bir ülke tabii ki laik olmalı. Çünkü girmek istediği birlik laik bir birlik. Yani laikliğin egemen olduğu bir birlik. Dolayısıyla bu da bence herkesin paylaşması ve eminim paylaştığı konulardan birisi" dedi.

Özdemir, "Türkiye bizim için fevkalade önemli bir ülke. Belki Türkiye'de yaşayan insanlardan biz daha da fazla önem veriyoruz Türkiye'ye" diye konuştu.

Türkiye'nin bölgesinde ve bölgesinin ötesinde çok önemli rol üstlendiğini belirterek, "Pakistan-Afganistan, İsrail-Suriye
ilişkilerinin normale döndürülmesinin Türkiye'de tartışıldığına" dikkati çeken Özdemir, "Belki günün birinde Türkiye, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde arabulucu olabilir" dedi.

Özdemir, "Türkiye, bunu yapabilmesi için iç barışını, iç huzurunu derinleştirmeli. İçerideki sorunlarını demokratik yollarla çözmek zorunda. Bunu yapabilen bir Türkiye, bırakın AB'yi, AB'nin ötesinde çok daha güzel şeyler yapabilir. Türkiye'ye güveniyoruz, Türkiye'deki demokratik sürece, sivil toplum örgütlerine, basına güveniyoruz. Tüm bu sorunların üstesinden gelebileceğinden eminiz" dedi.

Özdemir, AK Parti'ye açılan kapatma davasını anlatmakta zorlandıklarını belirterek, "Bunu Avrupa'da kimseye anlatamazsınız, ne sağcısı, ne solcusu anlar. Çünkü bizde bu işler böyle çözülmüyor doğrusu. Ama tabii ki yargıya müdahale söz konusu olamaz. Biz Türkiye'deki demokrasiye, yargı sürecine inanıyoruz. Burada aklı selim bir karar çıkacağından eminiz" dedi.

Özdemir, Ergenekon soruşturmasına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de böyle bir sürecin demokratik, hukuk devleti çerçevesinde olması gerektiğini belirtti.

Özdemir, "Birtakım iddiaların arkasında olan dosyalar falan varsa, bunlar herhalde mahkemede kamuoyuna sunulacak, herkes de orada fikrini oluşturabilecek. Ama tabii ki şu bir gerçek, darbe planları hiçbir şekilde kabul edilemez. Bütün demokrasilerde, bu olabilecek en ağır suçtur. Bu darbe planlarını yapanların elinde olsaydı, idam cezası kalkmazdı" diye konuştu.

"AK Parti'nin kapatılacağını zannetmiyorum"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, resepsiyonda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın dün CHP grup toplantısında, Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'yi kapatacağını ima ettiği haberlerinin hatırlatılması ve kendisinin bu konudaki görüşünün sorulması üzerine Fırat, "Ben zannetmiyorum. Ama Sayın Baykal'a da sormak lazım. Biliyorsunuz avukatlığı tuttu, birilerinin avukatlığını yapıyor. Belki Anayasa Mahkemesi'nde de avukatlık yapacaktır AK Parti'ye karşı. Burada da savcılığa soyunmuştur belki. O bakımdan kulak vermekte fayda var" dedi.

CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın "Ergenekon soruşturması kapsamındaki sanıklara ait el konulan bilgisayar kayıtlarının yasaya göre delil sayılmayabileceği" görüşünün hatırlatılması üzerine, "Benim anlayamadığım, birileri Ergenekon'u koruyabilmek için gerçekten çok çaba sarf ediyor. Bazen düşünüyorum, acaba Ergenekon ile bir ilgileri mi var diye, korkuları mı var diye. Korkmaya gerek yok" diyen Fırat, "Kimi kastettiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Ben kimseyi kastetmedim. Kim çok ilgi gösteriyorsa veya korumanın içine giriyorsa. İddianameye çok az kaldı. Bilebildiğim kadarıyla 2 bin - 2 bin 500 sayfa olduğu söylenen bir iddianame ve bu iddianamenin ekinde 2 milyonun üstünde belge var. Sonuca yaklaştıkça sesler yükselmeye başladı. Acaba birileri bir şeyden çok mu korkuyor diye, aklıma hep o geliyor. Ha benim bir korkum yok onu da söyleyeyim"

Fırat, CHP liderini mi kastettiğinin sorulması üzerine, "Vekaletini alıp almadığını bilmiyorum ama vekalet almadan avukatlık olmaz. Müdafilik vardır ceza yasasında. Vekalet alana kadar müdafiliği devam ediyor. Orada bir yanlış terim kullandı. Çünkü vekalet aldığını zannetmiyorum. O ekibin müdafi olabilir. İnşallah onlar vekalet verir, avukatlığa devam eder. Ama avukat olabilmesi için milletvekilliğinden istifa etmesi gerekli. Avukatlık kanununa göre gerekiyor" diye konuştu.

"İstifa etmesini mi öneriyorsunuz" sorusuna da Fırat, "Vallahi ondan zengin olmuştu. Epey kalabalık bir şey müvekkil grubu, epey çıkabilir oradan. Önermiyorum kendisi kabullendi onu" yanıtını verdi.

Öymen ile Fırat'ın sohbeti

Resepsiyonda sohbet eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen ile Fırat'a gazetecilerin, aralarındaki gergin havayı hatırlatarak, sohbetlerine dikkat çekmesi üzerine Öymen, "Bir çok ortak noktamız var. İki partinin ortak noktası teröre karşı olmasıdır. İktidarla muhalefet arasında terörle bir yere varılamayacağı konusunda zannediyorum bir görüş ayrılığı yok" dedi.

Bir gazetecinin, "Bir tek bu konu galiba" sözleri üzerine ise Fırat, araya girerek, "Tek değil, bir çok konumuz var" dedi.

Daha sonra sözlerini sürdüren Öymen, şöyle konuştu:
"Sadece bu değil bir çok konu var. Mesela AB konusunda iktidarla muhalefet arasında özde görüş ayrılığı yok. Biz sizin tahmin ettiğiniz dışında yurtdışında çalışıyoruz. Daha dün geldik, AK Partili arkadaşlarımızla Paris'te bunun için beraber çalıştık.

Aslında Türkiye'nin çıkarına olan bütün konularda partilerin görüş birliği içinde olması lazım. Tabii ki farklı görüşlerimiz olacak. Bunlar demokrasilerde normal, ama ülke çıkarı, hele güvenlik çıkarı söz konusu olunca, bütün bu iç tartışmaları bir kenara bırakıp, ülke güvenliği için birlikte hareket etmek lazım. Biz gerilimden yana değiliz. Gerilim politikası yanlısı değiliz"

"İki parti arasında düzeltilemeyecek konu var mı?"

Bir gazetecinin, "İki parti arasında düzeltilemeyecek bir konu var mı?" sorusuna Öymen, "Siyasi partiler her konuda tartışır bu demokrasilerde normal" yanıtını verirken, "Ergenekonu konusunda uzlaşma var mı?" sorusunu ise Fırat şöyle yanıtladı:

"Kesinlikle hiç şüphemiz yok. CHP de, biz de, demokrasiye inanan ve savunan ve dolayısıyla hukuk dışı her türlü faaliyete kesin karşı olan iki siyasi düşünceyiz. Ondan şüphemiz yok. Onda ihtilafımız da yok. Dolayısıyla hukuk dışı her türlü organizasyonla, çetelerle birlikte mücadele etme iradesini gösteririz"

Öymen, Fırat'ın bu sözlerinin ardından, "Ben eminim ki, bazı AK Partililer, CHP'yi darbe yanlısı diye takdim ederlerse, ilk önce parti yönetimi onlara karşı çıkar" dedi. Fırat da, Öymen'in sözlerine "Kesinlikle yani" karşılığını verdi.

Bu sözlerin ardından konuşmasına devam eden Fırat, "Çünkü darbelerden CHP daima payını almıştır. Bildiğimiz kadarıyla 1980 darbesinde kapatılan partilerden biridir CHP" dedi.

Bir gazetecinin "aranızı bozmayalım, gidelim" sözlerine ise Fırat, "Yok bozmazsınız. Dolayısıyla darbeleri hiç birimizin savunması mümkün değil. Ondan hiç şüphemiz yok" yanıtını verdi.

"Bakın ikimizin de saçı beyaz"

Başka bir gazetecinin "arasında gerilim olan iki parti yetkilisinin sıcak sohbetinin sırrını" sorması üzerine Fırat, "İki adil adam, bakın ikimizin de saçı beyaz" diye konuştu.

Bu söze tepki gösteren Öymen de, "Sen benim saçımı karıştırma. Hemen ihtilaf çıktı bak. Laf atıyor benim saçıma" dedi. Fırat ise, "Hayır, hayır senin saçın benden daha siyah. Benimki bembeyaz öyle değil mi?" yanıtını verdi.

cnnturk
Yayın Tarihi : 10 Temmuz 2008 Perşembe 01:10:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?