18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Çiçek: Öcalan kararı Türkiye'nin sorunu

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AİHM’nin Abdullah Öcalan hakkında vereceği kararın AKP’nin değil Türkiye Cumhuriyeti’nin meselesi olduğunu söyledi.

Çiçek, Danıştay’ın 137’nci kuruluş yıldönümü dolayısıyla TBMM’de verilen kokteylde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Öcalan hakkında vereceği karara ilişkin sorusuna Çiçek, ’’bu konuyla ilgili olarak, en az konuşacağım bir alana giriyorum. Çünkü, yapacağım her konuşmanın, şu veya bu şekilde, bazı yerlerde istismar edileceğini biliyorum. Kararı görmeden birşey söylemem mümkün olmaz. Kararı görelim, acelemiz yok" yanıtını verdi.

AİHM’nin vereceği kararın Türkiye Cumhuriyeti’nin önündeki bir mesele olduğunu vurgulayan Bakan Çiçek, ’’son günlerde bazı televizyon kanallarında, meseleyi, bir devlet meselesi olarak değil AKP’nin, hükümetin meselesi gibi görüp siyaset yapmaya çalışan bazı değerlendirmeler var, buna fevkalade üzüldüm" diye konuştu.

Bu konunun hükümeti köşeye sıkıştırma vasıtası olarak görüldüğünü ima eden Çiçek, "...köşeye sıkışacak olan hükümet değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olur. Herkes aklını başına alsın, soğukkanlı, sağduyulu davranarak, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm kurumlarına güvensin. En başta yargısı dahil olmak üzere’’ ifadesini kullandı.

Çiçek, devlet ve kurumları olarak bugüne kadar birçok meselenin üstesinden gelindiğini ifade ederek, sorunların içinden, alnı açık başı dik çıktıklarını söyledi.

Meseleyi, bu çerçevede tutmak gerektiğini vurgulayan Çiçek, ’’Sizler de buna yardımcı olun, başka türlü sorumsuzluk yapanlara da prim, fırsat vermeyin’’ diye konuştu.


CHP’ye çağrı

Çiçek, CHP’nin konuya yaklaşımını ise şu sözlerle değerlendirdi:

’’Benim, cumhuriyeti kuran köklü bir partinin, bu konulara daha sorumlu ve duyarlı davranacağı konusunda inancım var. Sayın Baykal’ın, bu konuda, son derece duyarlı bir davranış içinde olacağına inanıyorum. Şu ana kadar, birçok konuda, bu hassasiyeti göstermiştir, bunu da politik malzeme konusu yapmayacaktır’’

AİHM, Öcalan kararını 12 mayısta açıklayacak

AİHM, Abdullah Öcalan’a ilişkin kararını 12 mayısta açıklayacak.

Avrupa Konseyi kaynakları, AİHM’nin ’adil yargılanma hakkının ihlal edildiği’ni onaylasa bile Öcalan’ın yeniden yargılanması konusunun AİHM kararlarını denetlemekle yükümlü Avrupa Konseyi’nin karar organı Bakanlar Komitesi’nde ele alınacağını belirtiyor.

Öcalan’ın yeniden yargılanmasının gerekli olmayabileceğini kaydeden kaynaklar, Öcalan’ın avukatlarına Türkiye’de yeniden yargılanma talebinde bulunma hakkı tanınmasının Türkiye’nin yükümlülüğünü yerine getirmesi için yeterli olabileceğine dikkat çekti.

Başkentte çalışmalar sürüyor

AİHM’den yeniden yargılama kararı çıkması olasılığına yönelik olarak Ankara’da çalışmalar sürüyor. İlk kez 25 şubatta Milli Güvenlik Kurulu’nun gündemine gelen konuya ilişkin olarak seçenekli planlar hazırlandı.

Çalışma kapsamında AİHM’den çıkacak kararın büyük olasılıkla yeniden yargılama yönünde olacağı belirtiliyor ve hazırlıkların bu doğrultuda yapılması isteniyor.

Hükümetin önünde iki seçenek bulunuyor. Hükümet ya Öcalan’ın yeniden yargılanmasının önündeki yasal engeli kaldıracak ya da yasalarda hiçbir değişikliğe gitmeden yargının karar vermesini bekleyecek.

Eğer hükümet topu yargıya atarsa burada da iki yol görünüyor. Yargı yasalardaki engeli hatırlatarak yeniden yargılama yapmayabilir ya da Anayasa’nın 90’ıncı maddesine atıfta bulunarak, yani uluslararası sözleşmelerin iç hukukun üstünde olduğunu hatırlatarak yeniden yargılama kararı verebilir.

ÖCALAN’IN YARGILANMASI

25 kasım 1999’da Öcalan için yargı sürecindeki son karar ’idam’ oldu. Öcalan Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesi uyarınca idam cezasına mahkum edildi.
Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi, Öcalan’ı İmralı Adası’nda 31 mayısta yargılamaya başlayan Ankara 2 No’lu DGM’nin 29 haziran’da "oy birliği" ile verdiği idam kararını "oybirliği" ile onadı.
Öcalan, kararın ardından avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada ’Türkiye’de tarihi bir rol oynadığını’ belirterek, ’rolümü mezarda da olsa sürdüreceğim’ dedi.
Ancak Ankara 2 No’lu DGM, savaş ve çok yakın savaş tehdidi halleri dışında idam cezasını kaldıran 4771 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 3 ekim 2002 tarihinde Öcalan’ın idam cezasını ağırlaştırılmış müebbet hapse çevirdi.

AA
Yayın Tarihi : 11 Mayıs 2005 Çarşamba 00:21:25
Güncelleme :11 Mayıs 2005 Çarşamba 09:36:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Serkan Aktaş IP: 85.97.48.xxx Tarih : 12.05.2005 20:49:24
AİHM Türkiye' nin yargılama yetkisini kabul ettiği bir mahkemedir öncelikle. Burada da olayı hukuki açıdan yorumlarken Apo olarak değil de herhangi biri olarak bakmak lazım.Modern hukukta her insanın bazı hakları vardır. Bu insan suçlu da olsa bu böyledir.Zaten kimseye yargılanmadan suçlu denilemez. Kişiler yargılanırken de kişinin kim olduğuna bakılmaksızın belli kurallar çerçevesinde yargılanması gerekir. Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, mahkemeler bağımsızdır.Hukuk devletinin gereği de hukukun üstünlüğüdür.Yani mahkemelerin vermiş olduğu kararları içimize sinmese bile uygulamamız gerekmektedir. AİHM' in kuruluş amacı insan hakları ihlallerinin denetlenmesi ve bunların önlenmesidir. Türkiye' nin bu mahkemeye bu yetkileri verirken amaçladığı da budur. Bu konuda maalesef siyasi parti liderleri tarafından istismar edilmektedir ve talihsiz açıklamalar yapılmaktadır. Dediğim gibi bu hukuki bir meseledir ve bu konuda AİHM' in vermiş olduğu kararı uygulamak da yine bir hukuki kurum olan mahkemelere düşmektedir. Bu konuda CHP Genel Başkanı şunu demiştir:"Bu kararın alınması engellenebilirdi." Bu söz ilk bakışta belki mantıklı gelebilir ama aslında mantıksız ve talihsiz bir açıklamadır. Şöyle ki: Nasıl mahkemelrin bağımsızlığı gerekiyorsa AİHM' in de bağımsız çalışması gerekmektedir. Daha önce de dediğim gibi bu mahkeme insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi için kurulmuştur ve görevini yapabilmesi için bağımsız çalışmalıdır. Bu hukuk devletinin olmazsa olmazıdır. Baykal' ın dediği ise mahkemeyi etkileyip bu kararın değiştirilmesi mahkemenin bağımsızlığına leke düşürülmesidir. AİHM bu amaçlı kurulmamıştır. Devletlerin lobi faaliyetleriyle karar alan bir mahkeme zaten insanlar için yarar sağlayamaz. Bu dediklerimden dolayı CHP' nin eleştirdiği ve kendilerine göre olması gereken şey aslında hukuk devleti ilkesinin katlidir. Ayrıca geçen haftalarda CHP' nin Arınç-Bumin polemiğinde takındığı kısmen haklı tutumununda zıttıdır. Ayrıca CHP yeniden yargılama yapılması durumunda ortalığın karışacağı kehanetinde bulunmuştur. Bu da pek mantıklı değildir. Kısacası CHP kaş yapayım isterken göz çıkartmıştır. Hukuk devleti ilkesini unutmuştur. Teörist başının adil yargılanmaması durumuna gelince şunlar söylenebilir. Öcalan normal yargılama kurallarına göre değil özel muameleye tabi olmuştur. Aslında kendi kendimizi mahkum etmişiz diyebiliriz. Bu bebek katilini sanki normal yargılasak serbest kalacak diye ya da hemen işi bitirip içeri tıkmak belki de şov yapmak için kuralların dışına çıkarak yargıladık. Bu kişiler için özel kanunlar çıkardık hiç gereği yokken. Bunun sonucunda ise bugünlere geldik. Sonuç olarak Türkiye belki Avrupa' da herhangi bir ülkenin başına gelseydi yapamayacağı bir eylem olan yeniden yargılamayı yapmalıdır ve hukuk devleti olduğunu tüm dünyaya göstermelidir. Hukuk devleti olmanın gereği de budur. Bu dediklerim sağduyulu her insanın demesi gereken şeylerdir. Bu mesele hukuki bir meseledir ve buna duygusal olarak yaklaşılamaz. Bu işin duygusal yönünde ise elbette çoğunluğa katılıyorum. Bu insan elbette bir teröristtir.