19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Çiçek: Taziye insani ve ahlaki değil

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in operasyon sonucu öldürülen teröristin evine yaptığı taziye ziyaretini ”İnsani ve ahlaki olmayan davranış” olarak nitelendirdi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında görüşülen konulara ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Türkiye’den Irak’ı eğitim alanı olarak kullanan ve görüşleri doğrultusunda Türkiye’ye yönelik eylem yapan terör örgütü olup olmadığını sorması üzerine Çiçek, Türkiye’den giden terör örgütü mensuplarının özellikle Kuzey Irak’ta bulunduğunun bilindiğini söyledi.

Bunların başında terör örgütü PKK, yeni adıyla Kongra-Gel’in geldiğini kaydeden Çiçek, Kuzey Irak’ta belli bir mevcudunun yer aldığını ifade etti.

Bu konuda bazı adımlar atılması gerektiğini anlatan Çiçek, bu örgüt dışında başkaca unsurların orada olmasının mümkün olabileceğini belirtti.

Çiçek, şöyle devam etti:

“Çünkü orası şu anda tümüyle otoritesizlik alanı haline gelmiştir. O sebeple orada başkaca unsurlar da bulunabilir. Devlet olarak biz, bu konudaki hassasiyetimizi sürdürüyoruz. Terör konusundaki tavrımız belli. Hangi fikirden, hangi düşünceden, hangi kanaatten olursa olsun, ne maksatla işlenirse işlensin cinayetleri, bu neviden işleri tasvip etmediğimizi hep ifade etmeye çalıştık.

Türkiye’nin talihsizliği, terörden çok çekmiş ve pek çok insanını kaybetmiş ülke olarak ister biz isterse bizden önceki hükümetler maalesef bir kısım çevreleri, bir kısım ülkeleri bu noktada yeteri kadar belli bir noktaya getirememişiz. PKK’nın terör örgütü olduğunun kabulü bile bazı ülkeler açısından 20 sene sürmüştür. 20 yıl sonra bir idrak zafiyetinin sonucu mudur, başka bir hesabın sonucu mudur bu örgüt veya onun ceket değiştirmiş olanı, terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Türkiye için beklentimiz şu veya bu örgütün terör örgütü olduğunu kabul etmek değil, bunun ötesinde bazı adımların atılması ve müşterek çabaların ortaya konulmasıdır. Henüz bu noktada aymazlık vardır.”


-“AMAÇ KAÇIŞI ÖNLEMEK”-


Çiçek, Ceza İnfaz Yasa Tasarısı’nda hükümlülerin tek tip elbise giymeleri ve Korsakoff sendromu uygulamaları konusunda neler yapıldığına ilişkin soruyu yanıtlarken de bazı köşe yazıları ve gazete haberlerinde cezaevindeki hükümlülere tek tip elbise giydirileceği şeklinde ifadeler yer aldığını anımsattı. Çiçek, tasarının 64’üncü maddesinde, “kişisel elbisesini giymesine izin verilmeyen hükümlüye...” hükmünün yer aldığını belirterek, kaçışı önlemek gibi nedenlerle tedbir olarak düşünüldüğünü ifade etti.

“Cezaevlerinde bulunan yaklaşık 35 bin hükümlünün tek tip elbise giyeceği” ifadesinin tasarıda yer almadığını anlatan Çiçek, haberlerde yer alan ifadelerin yanlış olduğunu söyledi.

Cemil Çiçek, son günlerde yine gazetelerde Korsakoff sendromuyla ilgili haberler yayınlandığını belirterek, bu konuyla ilgili CMUK’un 399. maddesinde, “akıl hastalığına tutulan mahkumlar hakkında hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı, iyileştikten sonraya bırakılır. Diğer bir hastalık dahi hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı halinde mahkumun hayatı için kati bir tehlike teşkil ediyorsa, bu hastalıkta dahi aynı hükmü tatbik olunur” fiilinin yer aldığını anımsattı. Çiçek, bu hükme göre cezanın tümüyle ortadan kalkmadığını, cezanın infazının ertelendiğini kaydetti.

Bu hastalığa yakalananların muayene edileceğini, hastalığın devamı söz konusu olduğunda cezaevi dışında kalmaya devam edeceğini, iyileşmesi durumunda cezaevine gireceğini anlatan Çiçek, bu hastalıktan dolayı tahliye edilenlerin tamamının tekrar cezaevine girecekleri yolunda yanlış bir kanaat bulunduğunu ifade etti.

Çiçek, 2001 yılından 2004 yılına kadar bu rahatsızlık nedeniyle muayeneleri sonucunda infazın tehiri gerekmediği için 66 kişinin talebinin reddedildiğini, 123 kişinin CMUK’un 399. maddesi uyarınca cezalarının infazının ertelendiğini ve bunların şu ana kadar cezaevine dönmediklerini bildirdi.

Korsakoff sendromundan dolayı cezaları tehir edilen hükümlülerden 87’sinin muayeneleri sonucu tehir durumlarının devam ettiğini anlatan Çiçek, 254 hükümlünün de cezaları tehir edildikten sonra muayene tarihi geldiği halde ilgili makamlara başvurmadığını kaydetti.


-BAYDEMİR’İN TAZİYE ZİYARETİ-


Cemil Çiçek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in öldürülen teröristin evine taziye ziyaretinde bulunması konusunda hükümetin düşüncesinin ne olduğu şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi:

“Hukuki yönünü soruyorsanız, bildiğim kadarıyla Diyarbakır Valiliği Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmuştur. Hukuki kısmını zaten savcılık yürütmektedir.

İnsani açıdan bakıyorsanız, bu konuda söyleyecek söz bulmakta gerçekten zorlanıyorum. Artık herkesin kafasındaki düşünceleri biraz berraklaştırması lazım. Gayet açıktır. Bu bir vahşettir, bu bir cinayettir. Bu cinayete kimsenin arka çıkması doğru değildir. Bununla Türkiye’de kimse bir yere varamaz. Olup bitenlerden yeterince ders çıkarılmadığı gibi bir kanaat ediniyorum. İnsani bir davranış değil, ahlaki bir davranış değil. Hukuki olup olmadığını ise savcılık ve ilgili yargı makamı tayin edecektir.”


-“CHP’NİN RAPORU SİYASİ”-


Bir gazetecinin, “Van’da yaşanan olayla ilgili resmi yetkililerden doyurucu bir açıklama yapılmadı. CHP’nin hazırladığı raporda ciddi iddialar var. Van’da ne olup bittiği konusunda ne zaman doyurucu açıklama yapılacak?” şeklindeki sorusuna Çiçek, CHP’nin anamuhalefet partisi olması sebebiyle böyle bir konu üzerinde durması ve rapor hazırlamasının doğal olduğunu söyledi.

Raporu hazırlayanların CHP’nin mensupları, raporun da siyasi bir rapor olduğunu ifade eden Çiçek, olayın hukuki boyutunun ise çok yönlü olarak sürdürüldüğünü bildirdi.

Çiçek, Van Cumhuriyet Savcılığı’nın olaya el koyduğunu, İçişleri Bakanlığı’nın konuyu kendi yönünden inceleyip değerlendirdiğini ifade ederek, soruşturmanın kısa sürede sonuçlanacağını belirtti.

Olayı hükümet olarak takip ettiklerini anlatan Çiçek, ancak adliyeye intikal eden bir konu hakkında siyasi değerlendirme yapmanın kendileri açısından zor olduğunu kaydetti. Çiçek, “Hükümet olarak bizim bu olayda yapacağımız şey, yargının görevini yapabilmesi noktasında her türlü kolaylığı sağlamaktır. Bundan sonra ne olacaksa hep beraber yargıya güvenelim. Türk yargısına ben hep güvendim, güveniyorum. Anamuhalefet partimiz de başkaları da güvensin” diye konuştu.
ANKARA
Yayın Tarihi : 10 Ağustos 2004 Salı 00:10:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?