Eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın 12 milyon dolara yazdığı kitabı My Life (Hayatım) önceki gece yarısı satışa çıktı. Amerikalılar, 957 sayfalık kitapta en fazla Monica Lewinsky ile ilgili bölümü merak ediyor. Oysa kitapta uluslararası krizlere ilişkin pek çok bilgi yer alıyor.

Clinton’ın kitabında Türkiye ile ilgili bölümler de var. Öne çıkan konu ise Kardak krizi. Clinton, Demirel ve Çiller’in krize müdahale etmesini istediklerini yazarken, kayalıktaki keçilerden yanlışlıkla ‘koyun’ diye söz ediyor ve hayvanların hayatını kurtardığını düşündükçe, gülmekten kendini alamadığını belirtiyor.

ESKİ ABD Başkanı Bill Clinton, önceki gece yarısı kitapçı raflarına çıkan My Life (Hayatım) adlı kitabında Ortadoğu, Bosna ve Kuzey İrlanda’da barış için başarılı olup olmaması bir yana, en azından Kardak’taki keçilerin hayatını kurtadığını ve düşündükçe de bu duruma gülmekten kendini alamadığını yazıyor.

Clinton merakla beklenen kitabında, eski Başbakan Tansu Çiller ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den övgüyle söz ediyor. Ancak Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kardak Krizi’ni anlatırken bir hata yapıyor ve kayalıktaki keçilerden ‘koyun’ diye söz ediyor.

Clinton, Nisan 1994’deki görüşmesiyle ilgili olarak, Çiller için, ‘Müslüman bir ülkenin zeki ve modern kadın lideri’ diyor ve aynı tanımlamayı eski Pakistan Başbakanı Benazir Butto için de kullanıyor. Clinton, Demirel’i her görüşünde memnunluk duyduğunu da belirterek, ‘Geniş düşünceli bir adamdı. Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir köprü olmasını istiyordu’ dedi.

TÜRK-YUNAN SAVAŞI’NIN EŞİĞİNDE

Eski Başkan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kardak krizini anlatırken, ‘Demirel ve Çiller ile konuştum, askeri çatışmanın eşiğinde olduklarını ve benden müdahale etmemi ve durdurmamı istediler’ diye yazdı. Bill Clinton, bu kayalıkta insan yaşamadığını, Yunanistan’ın tezlerini Ankara’nın kabul etmediğini ve krizin de Türk gazetecilerin Kardak’ta bayrak değiştirmesi sonucu patlak verdiğini belirtti.

Clinton, ‘Kıbrıs gibi bir sorunu bulunan iki büyük ülkenin koyunların (keçilerin) yaşadığı on dönümlük bir arazi için savaşması düşünülür gibi değildi. Ama, Çiller’in savaşın gerçekten olabileceğinden korktuğunu hissettim’ dedi. Bill Clinton, Washington, Ankara ve Atina arasındaki yoğun bir telefon trafiği sonucunda, sorunun diplomasiyle çözülmesi için karara varıldığını kaydetti.

Eski Başkan, ‘Gülmekten kendimi alamıyordum. Ortadoğu’da, Bosna’da ve Kuzey İrlanda’da barış için başarılı olup olmamak bir yana, en azından Ege’deki bazı koyunların hayatını kurtarmıştım’ ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE VE 21. YÜZYIL

Clinton, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini hep şiddetle savunduğunu ve tüm çabalarına rağmen Kıbrıs sorununu çözemeden görevi bırakmaktan da düşkırıklığı duyduğunu yazdı.

1999 sonunda Türkiye’ye yaptığı geziyi anlatırken, ‘İki korkunç depremden sonra Türkler’e destek vermek, ABD ve AB ile çalışmaları için cesaretlendirmek istedim’ dedi. Bill Clinton, Türkiye’yi anlatırken şöyle yazdı:

‘Türkiye, 21. yüzyıl dünyasında büyük etkisi olacak bir avuç ülkeden biriydi. Kıbrıs sorununu çözebilseler, bazen rahatsız bazen baskı altındaki Kürt azınlık ile uzlaşmaya varabilseler ve laik müslüman demokrasi kimliğini koruyabilseler, Türkiye, Batı’nın Ortadoğu’ya açılan kapısı olabilirdi. Ortadoğu, yükselen radikal İslam dalgasına kurban düşerse, istikrar içindeki demokratik Türkiye, bu dalganın Batı’ya yayılmasını önlerdi.’

Clinton, bu düşüncelerini dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e ve TBMM üyelerine ve daha sonra da İstanbul’da iş dünyasının liderlerine de aktardığını belirtti.