Çocukların sorularını mutlaka yanıtlayın
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Önal, çocuklarda iyi bir dil ve düşünce gelişiminin sağlanmasının ancak 0-6 yaş döneminde onların sorularını dinlemekle ve anlayacakları bir dille yanıtlamakla mümkün olabileceğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Önal, "Çoluk Çocuk" dergisindeki makalesinde, sağlıklı bir birey ve bu bireylerden oluşan sağlıklı bir toplum oluşturmak için 0-6 yaş döneminde verilecek eğitimin hayati önem taşıdığını belirtti. Önal, "Öncelikle ebeveynlerin bu yaş dönemi için kendilerini iyi hazırlaması gerekir" dedi. İnsan davranışlarının gelişmesinin temeli olan eğitimin bir ömür boyu süren öğrenme etkinliği olsa da, onun çekirdeğini 0-6 yaş döneminde özellikle aile ve yakın çevreden alınan eğitimin oluşturduğunu ifade eden Önal, şunları kaydetti:
"0-6 yaş döneminde verilen eğitimde aile birinci sırada gelirken, yakın sosyal çevre ikinci, okul öncesi eğitim kurumları üçüncü sırada yer alıyor. Çünkü aile, öğrenmenin temelini oluşturan dil geliimi ve gözlem yapma deneyimlerinin yaşandığı ilk sosyal çevredir. Çocuğun sosyalleşme ve kişiliğinin gelişmesi altı yaşına kadar olan dönemde tamamlamaktadır. Bu nedenle eğitim açısından doğumdan sonra en kritik olan dönem 0-6 yaş grubu çocukların eğitim aşamasıdır. Çocuğun sevecen mi, kıskanç mı ya da yardımsever mi olacağı bu dönemde ortaya çıkar. Altı yaşından sonra verilen eğitim ve davranışların nicelik bakımından değişmesine etki eder. Bu nedenle anne ve babaların özellikle bu yaşlarda çok daha dikkatli davranmaları gerekiyor".
0-6 yaş döneminde çocuklarına doğru bilgi ve özdeşim kurabilecekleri güzel davranışlarla model olabilen anne ve babalar onların geleceğini, ’psiko-sosyal bir aşı’ ile garantilemiş olacaklarını söyleyen Yrd. Doç. Önal, "Çocuk bazen ileri ki yaşlarında kendine örnek aldığı davranış kalıplarından ya da temel karakter özelliklerinden uzaklaşabilir. Çocuların kişiliklerine aykırı davranış biçimleri uzun süreli olmaz" diye konuştu. Önal, çocuklarına çok iyi örnek olan ve onlara dengeli bir eğitim veren anne babaların çocuklarının hiç beklenmedik davranışları karşısında endişeye kapıldığını vurgulayarak, "Ebeveynler bazen, ’Acaba yanlış mı yaptım?’, ’Daha katı mı davranmalıyım?’ ya da ’Fazla mı yüz veriyorum çocuğuma’ diye düşenerek aslında doğru olan davranış biçimlerinden vazgeçebiliyorlar" şeklinde konuştu.
