Hizbullah üyelerinin 102. madde kapsamında tahliye edilmesinin ardından Konca Kuriş'in ailesi çifte acıyı yaşıyor. Kuriş'in çocukları kendilerinden saklanan annelerinin 'domuz bağıyla öldürüldü" bilgisini televizyondan öğrenmenin şokunu yaşıyorlar.
12 yıllık acı sır da 102. madde ile tahliye oldu. Hizbullah kurbanı Konca Kuriş'in çocukları, yıllar sonra gerçeği öğrendi.
Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) tutukluluk sürelerini yeniden düzenleyen 102. maddesinin yürürlüğe girmesinin ardından Hizbullah üyelerinin tahliyesi tartışılıyor. 188 cinayetle yargılanan sanıkların serbest kalması, mağdur aileleri sarstı. Onlardan biri de Kuriş Ailesi. 12 yıl önce örgüt tarafından kaçırılıp öldürülen Kuriş'in iki çocuğu acı gerçekle tanıştı.
5 çocuk annesi Kuriş öldürüldüğünde kızı Sena 3, oğlu Cemal 8 yaşındaydı. Aile, çocuklara gerçeği hiçbir zaman anlatmadı. Vahşeti duymasınlar diye adres, çevre değiştirildi. Ancak Sena ve Cemal, tahliyeler sonrası annelerinin başına gelenleri televizyondan öğrendi. Aile üyeleri toplandı, iki kardeşe yaşananlar anlatıldı. Aile yakınlarının verdiği bilgiye göre, baba Orhan Kuriş ile ilk günden beri olayın takipçisi olan amca eski Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Halil Kuriş, Sena ve Cemal'in, 'Annemiz domuz bağıyla mı öldürüldü?' sorusuna maruz kaldı.
Sena bugün 15 yaşında, liseye gidiyor, ikinci ligde futbol oynuyor. Cemal 20 yaşında, aile şirketinde çalışıyor. Kuriş'in diğer çocuklarından Sırma 30 yaşında, ev hanımı. Tekstil ve moda tasarımı mezunu Muzaffer oyuncu. O dönem annesini teşhis için Konya'ya giden Yahya reklam ajansı işletiyor.
İnatçı muhafazakar bir feminist
Kuriş, 1998'in temmuzunda kaçırılmış, 2000'deki Hizbullah operasyonu sırasında deşifre edilen belgelerle cesedi Konya'daki bir evde gömülü bulunmuştu. Başörtülü, inatçı ve direnen bir feminist olarak biliniyordu Kuriş. 16 yaşında evlenmişti. Bir dönem katıldığı Hizbullah'tan 'Allah ile kul arasına kimse giremez' diye ayrılmış, bu sonunu getirmişti. Kadınlar, engelliler için de mücadele etmişti.
yazık birileri kadını belli amaçlarla ileri sürdü birlerine hedef gösterdi birleri hunharca öldürdü birileride o caniler serbest bıraktı halbuki bu kadının söylediği şeyler içinde islama tek bir hakaret yoktu müslümanlar arasında kadının yerini kuvetlendirmek insan olarak görülmesini sağlamak amacıyla bir iki programda kadını öne çıkardı ben türk vatandaşı olarak şunu öğrendim ölen çoğu gazeteci ve yüksek makamlı kişi yine gazeteler tarafından birilerine hedef olarak gösteriliyor ülkede ismi konulmamış bir medya terörü var gazeteciler bu konularda hassas olmalı öyle ki haber olan herkez ölüm tehdidi alıyor buna birileri dur demeli