17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Cumhurbaşkanı Sezer'in bayram mesajı: Yargıyı zedelemeyin

Cumhurbaşkanı Sezer, Kurban Bayramı münasebetiyle bir mesaj yayımladı. Mesajında, "İnsanı insan yapan yüce değerlerle özdeşleşen, toplumsal yaşamımızın önemli günlerinden olan bir bayramı daha huzur ve güven içinde karşılamanın mutluluğunu yaşıyoruz" diyen Sezer, dayanışmayı ve yardımlaşmayı güçlendiren, birlik ve düzenliğin sürdürülmesine katkıda bulunan, insanları sıkıntı ve kaygılardan uzaklaştırarak ortak duygularda buluşturan bayramların, mutluluk ve coşku kaynağı olduğunu ifade etti. Sezer, "Bu bayram gününde, sizlere saygılarımı ve en iyi dileklerimi sunuyor, bayramın ülkemize, barış, kardeşlik ve gönenç getirmesini diliyorum" diye konuştu.
Umutların canlanmasını, geleceğe dönük iyimserliklerin artmasını sağlayan bayramların, sevgi ve hoşgörü gibi değerlerin yoğun olarak yaşandığı ve paylaşıldığı özel günler olduğunun altını çizen Sezer, şunları kaydetti:
"Bayramları özel günler yapan değerleri bir yaşam biçimi olarak benimseyerek, başkalarını da bu yönde özendirmeliyiz. Herkese sevgiyle yaklaşarak, birbirimize ve topluma karşı sorumluluklarımızın bilincinde olarak, toplumsal uyumu bozacak, barış ve huzur ortamına zarar verecek davranışlardan kaçınmalıyız. Türkiye Cumhuriyeti'nin 21. yüzyılda hakettiği konuma ulaşmasını sağlamak, çocuklarımıza ve gençlerimize övünecekleri bir ülke bırakmak, aydınlık yarınlar hazırlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Karşımıza çıkan güçlüklerden yılmadan, bireysel başarının toplumsal başarıyı getireceğini gözönünde bulundurarak, daha çok çalışmalı, dünyayla bütünleşme yolunda kararlılıkla ilerlemeliyiz. Yaşamımızda her zaman uzlaşmayı ve hoşgörüyü ilke edinmeli, kendimize inanarak, güvenerek, aklın ve bilimin yol göstericiliğinden ayrılmamalıyız. Ulus olarak gücümüzün ve olanaklarımızın ayırdına vararak, kaynaklarımızı akılcı ve verimli biçimde değerlendirerek, ulusal çıkarları ve kamu yararını her şeyin üstünde tutarak, sorunlarımıza ülke gerçekleriyle örtüşen özgün çözümler üretmeliyiz."

EĞİTİME HER ZAMAN ÖNEM VERİLMELİ
Sezer mesajında, dünyadaki ilerleme yarışında Türkiye'yi etkin duruma getirebilmek için, eğitime her zaman önem vermesi, siyaset üstü bir yaklaşımla sahip olunan genç nüfus potansiyelinin nitelikli insan gücüne dönüştürülmesi gerektiğini dile getirerek, "Yurttaşlarımıza gelecek kaygısı duymayacakları yaşam olanaklarının sunulabilmesi, devlete güven ve saygının artırılması için, demokratikleşme ve insan hakları alanlarındaki atılımların yanı sıra, ekonominin güçlü ve istikrarlı yapıya kavuşturulması çabalarını sürdürmeliyiz. Yüce Atatürk'ün hedef olarak gösterdiği çağdaşlaşma yolunda gereken dönüşümleri, toplumsal uzlaşma ile yaşama geçirmeliyiz" dedi.
Türk ulusunun Yüce Atatürk'ün önderliğinde büyük özverilerle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin, her koşulda sahip çıkılması gereken en değerli varlık olduğuna temas eden Sezer, "Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen devrimler ve atılımlar, Ulusumuza aydınlık geleceğin kapılarını açarken, yurttaşlarımızın evrensel değerlerle tanışmalarını, çağdaş bir toplumsal düzende yaşamalarını olanaklı kılmıştır" ifadesini kullandı. Sezer, mesajında şu ifadelere ver verdi:
"Cumhuriyet'in en büyük başarısı, tüm yurttaşlarımızı, 'Demokratik, laik, çağdaş niteliklerinden ödün vermeden gelişen, büyüyen, mutlu, huzurlu ve güçlü Türkiye' ortak paydasında buluşturabilmiş olmasıdır. Türkiye, sorunları bulunsa da, yurttaşlarının yarınlara güvenle bakmasını sağlayacak olanaklara, en güç koşullarda akıl ve sağduyu ile karar alma ve uygulama bilincine sahiptir. Bugün Türkiye, koruduğu ve ödün vermeden yaşattığı nitelikleriyle birçok ülke için örnek konumdadır. Türkiye Cumhuriyeti, erkler ayrılığı ilkesini temel alan, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Devletin temel yapısını oluşturan niteliklerin değiştirilemeyecek olması, Türkiye'nin evrensel değerlere bağlılığının ve çağdaş dünyayla bütünleşme kararlılığının göstergesidir. Erkler ayrılığı ilkesini benimseyen çağdaş ülkelerde iktidarın gücünün dengelenmesi için yargı erkine ve yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız yapılandırılmasına özel önem verilmiştir. Yargı erkinin yürütme ve yasama erkinden bağımsız, özgür ve güvenceli olması, her türlü baskıdan ve siyasal karışmalardan uzak çalışması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçekleştirilmesi yönünden temel zorunluluktur."

"KİMİ TARTIŞMALAR YARGIYI YIPRATACAK DÜZEYE TAŞINDI"
Mesajında, son günlerde yapılan kimi tartışmaların, yargı kurumunu yıpratacak düzeye taşındığının görüldüğünün altını çizen Sezer, "Olumsuzluklar dile getirilmeli ancak, yargıya güvensizlik yaratacak, yurttaşların hukuka olan inancını zedeleyecek eylem ve söylemlerden özenle kaçınılmalıdır. Çünkü adalet, devletin temeli, 'hak' arayanın tek güvencesidir. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış savlarla kamuoyunun yönlendirilmeye çalışılması, olumsuzlukların tüm kuruma maledilmesi doğru değildir. Toplumumuz, yolsuzluklar konusunda tüm kişi ve kurumlar için aynı duyarlılığın gösterilmesini, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gidilmesini beklemektedir" dedi. "Bugün Türk yargısı, yüksek yargı organları, mahkemeleri, yargıç, savcı ve diğer çalışanlarıyla, sorunlara ve olanaksızlıklara karşın, üstlenmiş olduğu yüce görevi yerine getirmek için üstün bir sorumluluk bilinciyle çalışmaktadır" diyen Sezer, hukuk devleti anlayışının egemen olması için, tüm kişi ve kurumlara büyük sorumluluklar düştüğünü, herkesin bu sorumluluğunun bilinciyle davranarak, Türkiye'yi hak ettiği düzeye getireceğine inandığını belirtti. Sezer, mesajında ayrıca şunları vurguladı:
"Hemen her konuşmamızda belirttiğimiz gibi, Türkiye'nin yakın gelecekte sorunlarını aşarak, uluslararası alanda etkinliği ve ağırlığı olan, saygın, güvenilir ve güçlü bir ülke konumuna yükseleceğinden kuşku duymuyoruz. Demokratikleşme yönünde yapılan değişikliklerin sürdürülmesi, hukuk devleti ilkesinin önündeki engellerin kaldırılması ve yurttaşlarımızın Atatürk devrimleri ışığında laiklik ilkesi ve demokratik değerleri üstün tutmasıyla güçlü Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız. Birey ve yurttaş olmanın bizlere yüklediği görevlerin ayırdına vararak; sorunlarımıza akılcı, sağduyulu ve kalıcı çözümler aramalı, ülkemizin daha ileri gitmesi için sorumluluk bilinciyle davranmalıyız. Üzerimize düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirdiğimizde ve ülkemize katkıda bulunabileceğimiz yeni alanlar yaratabildiğimizde, daha güzel günlere ulaşmamız kolaylaşacaktır. Türkiye'nin, Cumhuriyet'e ve ulusal değerlere gönülden bağlı, evrensel değerleri özümsemiş, yaratıcı ve akılcı düşünen, çalışkan, bilgiye önem veren, bilime inanmış, yeniliklere ve değişimlere açık yurttaşlarının sahipliğinde sonsuza değin yükseleceğine inancımız sonsuzdur. Bayramlar, toplumsal yaşama canlılık getiren, insanların kaynaşmasına, dargınlıkların ve kırgınlıkların unutulmasına aracılık eden günlerdir. Bayramın sevinçli ve coşkulu günlerinin üzüntüye dönüşmemesi için tüm yurttaşlarımı, bayram nedeniyle yapılacak yolculuklarda trafik kurallarına mutlaka uymaya, daha dikkatli ve sorumlu davranmaya çağırıyorum. Çok kısa süre önce de vurguladığım gibi, insan yaşamı, bir anlık dikkatsizlik ve kural tanımazlık sonucu yitirilemeyecek kadar değerlidir. Yurt içindeki ve dışındaki tüm yurttaşlarımızın, Kıbrıs'taki soydaşlarımızın, Türk ve İslam dünyasının bayramını kutluyor; bayramın ulusumuza, ülkemize, dünyamıza ve tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini diliyorum."
BİLGİN ŞAŞMAZ - ANKARA (İHA)
Yayın Tarihi : 31 Ocak 2004 Cumartesi 13:10:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?