Ankara - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Enerji Bakanlığında yapılan yolsuzluğun bürokratı, işadamı, siyasetçisi ve mafyası ile 4 başı mamur entegre bir yolsuzluk olduğunu belirterek, "Kimdir Cumhurbaşkanına meydan okuyan güç odağı?" dedi.
Baykal, Cumhurbaşkanının vetosuna rağmen atamayı ısrarla yaptırmak isteyenin kim olduğunu soran Baykal, "Arkasında kimler var. Cumhurbaşkanına doğal saygının gereği bunun yerine başka biri atanabilir. Ama buna rağmen ısrarla aynı isim öneriliyor. Kimdir bu, başbakan mı, bakan mı, parti genel başkan yardımcılarından birisi mi? Kimdir bu Cumhurbaşkanına meydan okuyan güç odağı?" dedi.
Yolsuzlukla mücadelenin "Nereye kadar giderse gitsin, damardan gireceğiz, kökünü kazıyacağız" gibi efeliklerle gerçekleştirilemeyeceğini söyleyen Baykal, "Meclise kadar geldi siz ne yaptınız, dokunulmazlıkları dönem sonuna ertelediniz. Başkası için bunları söylüyorsun da kendin için milletvekillerin için bakanların için niye diyemiyorsun. Bunlar boş laflar. Kaldırın dokunulmazlığı ve herkes hesabını versin" dedi.
Yolsuzluk olayına el koyanın hükümet olmadığını söyleyen Baykal, "Güvenlik güçlerinin telefon dinlemesi ile başlayan ve hükümet yetkililerin önüne konulan bir dosya ile gelişen bir süreçtir bu. Yani bir tercih değil, bir mecburiyet sonucu olarak tatbikat başlatılmıştır" diye konuştu.
Deniz Baykal, bir Alman gazetesinde yayınlanan röportajla ile ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın "Pişmanlık" içine düştüğünü savunarak, "Ben onun adına memnuniyetle karşılıyorum. Yalnız bir daha böyle olmayacak işlere fazla kalkışmamak lazımdır. Bu konularda daha ciddi, daha dikkatli, daha duyarlı davranma ihtiyacı vardır" dedi.
Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğanın Alman Gazetesine yaptığı röportajı önce reddettiğini daha sonra ise röportajdaki konularla ilgili Türkiyede yeni bir arayış içinde bulunmadığını dile getirdiğini belirtterek, "Ne zaman, neyi, niçin söylediği, söylediği sözün arkasında ne kadar duracağı belli olmayan bir tablo sergilemektedir. Fakat böyle bir konuda Başbakanın Türkiyede yeni bir gerginlik, yeni bir kutuplaşma eğiliminden vazgeçmiş olmasını memnuniyetle karşılamak lazım" dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Riceın Türkiyeye yaptığı ziyareti de değerlendiren Baykal, "Bu geziden sonra artık hükümet, dış politika konularında ve ABDye yönelik olarak iç siyaseti hedef alan, kuru sıkı atışlar yapma uygulamasına son vermek durumunda kalmıştır. Hükümet dış politika konularında ileri geri, boş, iç kamuoyuna yönelik değerlendirmeler yapma özgürlüğünü kaybetmiştir" dedi.
Kıbrısta bir çözümün oluşturulabilmesi için ABDye ve diğer büyük devletlere sorumluluk düştüğünü söyleyen baykal, "Anlaşmaya sırtını dönen Rumların bu tavırlarını sürdürmeleri durumunda KKTCnin siyasi temellerini güçlendirme ihtimali bulunduğunu hissettirmelidir, çıkış yolu budur" diye konuştu.
Baykal, Erdoğanın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Papadopulosla görüşebileceğini söylemesinin de "Papadopulosun muhatabı benim" demek anlamına geldiğini belirterek, "Onun muhatabı Denktaştır. Biz yıllardır böyle götürüyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı, Papadopulosla konuşacak, Mehmet Ali Talatla Rauf Denktaş ne yapacak?" diye sordu.
Bunu "Laubalilik, dikkatsizlik" olarak niteleyen Baykal, bu tavırların kısa süre sonra Türkiyeyi ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakacağını ileri sürdü.