19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Daha fazla yaşamak istemiyorum

Fahrettin Cüreklibatur... 48 yıl önce doktorluğa veda edip, sinemaya merhaba deyince Cüneyt Arkın oldu... Onu 'Kara Murat' ve 'Malkoçoğlu' olarak at üstünde onlarca adamı kılıçtan geçirirken seyrettik. 'Vatandaş Rıza', 'Komiser Cemil', 'Gırgır Ali' ve daha yüzlerce karakteri canlandırdığı 300 filmde başrol oynadı. Şimdi 74 yaşında ama söyleyecek o kadar söz var ki...

Türkiye, Cüneyt Arkın'la nasıl tanıştı?
1961'de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdim. Şark hizmetimi tamamladıktan sonra ihtisas yapmak için İstanbul'a döndüm. İyi bir ürolog olmak istiyordum. Kadro beklerken, 1963 yılında 'Artist' dergisinin artist yarışmasına katıldım, birinci oldum. 1964'te Eskişehir'de Halit Refiğ'le tanıştım, bana 'Gurbet Kuşları' filminde bir rol verdi; 'doktor' rolü...

- Kariyerinizin ilk yıllarında dönemin güzel ve meşhur kadınlarıyla kamera karşısına geçtiniz. Sonra vurdulu-kırdılı aksiyon filmlerinde izledik sizi...
Bu benim tercihimdi. Türkan Şoray, Fatma Girik, Filiz Akın gibi isimlerle çektiğimiz aşk filmleri çok iş yapıyor, piyasayı altüst ediyordu. Fakat ben tatmin olmuyordum. Kendi kendime farklı bir şeyler yapmalıyım diyordum. O dönem Kartal Tibet, 'Karaoğlan' filmleri çekiyordu. Filmin yapımcısı 'Sen Alain Delon-Marcello Mastroianni kırması bir adamsın seni oynatmam' deyince kızdım. Medrano Sirki'ne gittim, eğitim almak istediğimi söyledim. At bakıcılığı karşısında binicilik dersleri aldım. Türlü numaralar öğrendim. Medrano'da ne varsa aldım, Türk sinemasına koydum. Herkes şaşırdı. 'Malkoçoğlu', 'Kara Murat' filmleri de beraberinde geldi.

- Herkesin harcı değildi o sahneleri çekmek...
Eskişehir'de bozkırın içinde yetiştik. Engerek yılanları bile zor yaşardı o şartlarda... Zorluklarla boğuşmak, sorumluluk almak; mücadele duygusunu öylesine geliştiriyor ki yenilmemek için korkunç bir direnç ve yaşama sebebi doğuruyor insanda. Kim bütün gün ter döküp gece on ikiden sonra da Medrano Sirki'nde çalışır? Öğrendiklerini sinemaya uyarlar? 6 yıl kara kuşak karate çalıştım; insanlar gerçek dövüş sahneleri izlesinler diye...

- Oyunculuğunuzu geliştirmek için çok çalıştınız...
Yatırım yapmadan olmaz. Londra'da Marlon Brando'nun hocalarından eğitim aldım. Kamera önünde nasıl durursun, merdivenden nasıl fiziğini bozmadan estetik bir şekilde inersin; bunları öğrendim.

- Avrupa'da tanınıyor muydunuz?
Avrupa'da çok fazla film çektim. Özellikle kadın hayranım çok fazlaydı. İtalya'da birçok hayranıma 'Join Arkın' olarak fotoğraf imzalamışımdır. İsimlerim her ülkede farklıydı. Bana Avrupa'da George Arkın, Uzakdoğu' da Lee Arkın, İran'da ise Fahrettin derlerdi.

- Cüneyt Arkın neden yurtdışına açılmadı?
Yurtdışında çok prodüksiyon yaptık. Beni Burt Lancester ve Marcello Mastroianni'yle kıyaslıyorlardı. Hatta o dönem üçüncü 007 James Bond (Sean Connery ve George Lazenby'nin ardından '007' seçilen Roger Moore, 7 James Bond filminde rol aldı.) aranıyordu. Yapımcısı beni düşünmüş; bizim de bir filmimiz yapılıyor o sırada Londra stüdyolarında. Teknoloji değişmeye başlıyordu artık, şişeden cin çıkıyor, tavuk insan oluyor, insan domuz oluyor... 'Adsız Cengaver'de görmüşler beni, araştırmışlar. Yabancı ülkelerde 'mal' muamelesi görüyorsunuz. Size milyon dolarlar yatırıyorlar; araba kullanamazsın, içki içemezsin, gece geç vakit yatamazsın. Her anlamda makineleşiyorsun. Ben sevemedim, bir manada kaçtım oradan. O çalışma temposunda insan olmaktan çıkıyorsunuz. Geldim ve kendi topraklarımı öptüm.

- Bu kadar çalışmanın karşılığında Cüneyt Arkın zengin bir aktör olabildi mi?
Maalesef... Benim kuşağım 'parayı kenara koyalım' fikrini akıl edemedi. Mesela ben o aksiyon dolu sahneleri çektiğim dönemlerde Almanya'da bir yapımcının evine gittim. Adamın evi Hilton gibiydi. İki tane havuz, altı tane araba!

- Geriye dönüp baktığınızda pişmanlıklarınız var mı?
Çok ucuza oynadım. O aksiyonlu, tehlikeli filmleri çektiğim dönemde en fazla 250 bin lira alıyordum. Arabeskçiler 15-20 milyon lira alıyordu!

- Sömürüldüğünüzü düşünüyor musunuz?
Hem de nasıl. Ben çalışmalarımın karşılığını para olarak alamadım ama Türk halkının içten sevgisini kazandım.

- En son bir içecek reklamında gördük sizi. Neden böyle bir reklam filmi çektiniz?
Bu yaşta paraya ihtiyacın varsa her şeyi yaparsın. Bir süre için beni idare edecek kadar kazandım o reklamdan.

- Maddi durumunuz iyi durumda değil galiba?
İki tane erkek evlat evlendirdim; ev dayadık, döşedik. Hastalığım iki yıl sürdü ve çok para gitti. Şu yaşımda çalışmak zorundayım. Kendi başıma kalınca diyorum ki 'Allah'ım daha fazla yaşamak istemiyorum'... Çünkü ilerleyen yıllarda param kalmamış olacak. Oturduğum eve güveniyordum. Bunu satıp, parasının yarısına başka bir ev alıp yarısıyla kalan günlerimi geçirecektim. Buraları SİT alanı ilan etmişler. Mahkemeye verdik, sonuçlanmasını bekliyoruz.

'Sen homo musun?' dediler
- Dönemin yakışıklı aktörlerinden biri olarak kadınların size olan ilgisi nasıldı?
Hayran olanlar, ilan-ı aşk edenler çoktu... Kimse inanmaz ama çapkınlık yapmaya vaktim olmuyordu! Şu an oturduğum evi aldığımda annem ve babam da benimle kalıyordu. Evin önüne kadınlar, kızlar geliyordu. Kapıyı kapatsak bacadan, bacayı kapatsak camdan girmeye çalışıyorlardı.

- Bekarlık döneminizi doya doya yaşadınız o zaman?
Peşimden koşan çok kadın vardı ama ben utangaçtım. Erkek adam bekarlıkta çapkınlık yapar, ben de yaptım. Evlilik kararı aldıktan sonra o defteri kapattım. Bir gün arkadaşlarla içki içiyoruz, bana 'Sen homo musun?' dediler. 'Niye?' dedim. Çevredeki kadınlara bakmıyormuşum! Evlenmişim yahu bunun ötesi var mı?

- Peki hiç birlikte kamera karşısına geçtiğiniz birine aşık oldunuz mu?
Aşk öyle kolay mı? İlişki, sevgi, aşk kolay şeyler değil... Ben maden ocaklarında çalıştım. İnan ki aşk ve evlilik maden işçilerinin yaptığı işten bile ağır. Emek ve güven ister. Çok güzel bir kadınla da evlenmeyeceksin, birtakım fiziksel hataları olmalı. Çünkü o fiziksel hatalarını kapatmak için başka güzellikler koyar ortaya.

Orhan Gencebay'ı çok severim ama arabeskçi olduğu için nefret ederim
- Seks ve arabesk filmleri furyası için ne diyorsunuz?
70 ve 80'li yıllarda kırsal kesimden şehirlere göçler başladı. Türkiye'nin sosyokültürel yapısı altüst oldu. Seks ve arabesk furyası başladı. O dönemde bunlarla rekabet edebilecek tek film benimkilerdi. Aksiyonun içine komedi de katmıştım. Ama maliyet çok zorluyordu bizi, düşünsene her gün tonla adam dövüyordum. Orhan Gencebay'ı çok severim ama arabeskçi olduğu için de nefret ederim. Arabeskçileri affetmiyorum. Ben de Allah'a yalvardım bir gün arabesk film çeksem diye... Acı çeksem, bol bol şarap içsem. Adam masada oturuyor, annesi hasta. Ağlıyor, bir şarkı söylüyor. Ben de çekebilirmişim aslında! Sadece Türk sinemasını değil Türk kültür ve yapısını 100 yıl geriye götürdüler. Dünyanın en büyük tarihine sahibiz, büyük bir medeniyet ve kültür var. Ecdadımız neler görmüş? Türk halkının yapısı arabeskçi değil; çocuklarımızın geninde arabesk yok.

'Malkoçoğlu' güzel oynuyor
- Türk sineması sizi çok yormuş?
Bu tespitin çok doğru, ruhen çöküyorsun. Sektöre 24 yaşımda girdim. Günde 12-16 saat çalışıyordum; cumartesi ve pazar dahil. Hatırlıyorum, ahşap bir köşkte kavga sahnesi çekiyoruz. Çok yoruldum, ara verdik. Kapının önüne çıktım, çok güzel bir bahar günü. Köşkün yan tarafında bir adamcağız salatalık satıyor, nasıl da güzel kokusu geliyor. Ben ilk defa yıllar sonra bir bahar gününü o zaman yaşadığımı anladım.

- Aksiyon, tehlikeli sahneler derken sağlığınız nasıl etkilendi?
Acısı yıllar sonra çok kötü çıktı. İki yıl önce prostat ameliyatı oldum, hastanede bir ay yattım. Taburcu oldum, bacaklarımda inanılmaz ağrılar başladı.
Gecede üç kere hastaneye giderek iğne vurdurduğumu bilirim. 74 yaşındayım, bu ameliyat öncesi haftada yüz kez halı saha maçı yapıp, yüzen biriydim. Şimdi hepsi yasak.

- 'Kara Murat ve Malkoçoğlu'nu sizinle tanıdı bu ülke... SHOW TV'de yayınlanan 'Muhteşem Yüzyıl'ı nasıl buluyorsunuz?
Bu dizi Türk halkı için çok büyük bir heyecan yarattı diyebilirim. Biz de çektik, anlatmaya çalıştık mesela... Topkapı'da ne kadar minyatür varsa araştırdık, baktık ona göre çalıştık.

- 'Malkoçoğlu Bali Bey'i oynayan Burak Özçivit'i nasıl buluyorsunuz?
Fiziği gayet uygun. Performansını beğendim ama daha güzel at binmesi için biraz daha çalışması gerek.

- Yeni dönemin genç oyuncuları Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ'u nasıl
buluyorsunuz?
Kenan gayet iyi, beğeniyorum. Kıvanç da iyi gidiyor çalıştıkça daha da iyi olacak. Önemli olan halkın benimsemesi, bunun için çalışmaları lazım. Halk ünlü insanları merak eder. Açık olacaklar, kaçmayacaklar.

 

...
Yayın Tarihi : 18 Ekim 2011 Salı 12:05:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serkan IP: 88.227.161.xxx Tarih : 19.10.2011 11:44:28

Türkiyede artist olarak cüneyt abimizden üstünü yoktur ona can feda öbür artistler hep onun taklidi olarakalmışlardır en büyük malkoçoğlu   karamurat başka büyük yok.


mehmethayri IP: 85.100.228.xxx Tarih : 18.10.2011 20:41:40

Öyle oluyor işte. İnsanın yediği hurmalar,gün geliyor bir yerini tırmalıyor.Yaşımız altmış.Biz onun hayatının,meşhur günlerinin şahitiyiz.


ziya yiğit IP: 46.1.72.xxx Tarih : 18.10.2011 18:05:08

Çok seneler evel<HINÇ>flimi çekimi için Halkalı Ziraat Lisesi ne gelip o gün,o mavi

mercedes arabanın içersinde uyurken,lise öğrencilerinin imzalı resmi için araba cam

ını çaldığımızda,o meşhur <malkoçoğlu>bakışınızla bize<ittirit gidin>diye kovmanızı k

eşke röportajınızda söyleyeseydiniz.Tabii evelden Hilton da içip sarhoş olmanızı saym

asak.


karslı IP: 88.231.75.xxx Tarih : 19.10.2011 02:30:08

her insan hata yapar siz hiç yapmadınızmı ziya yiğit...ama ben bu adamı severim..ben karate avrupa şampiyonu oldum..6.dan  yani siyah kuşağım var diye cüneyt baba 300 kişinin gözü önünde önümde eğildi...ben şaksen çok üzüldüm bu adam amerikada olsaydı özel uçağı bile olurdu..ama ülkemizde harbiden harcandı bitti çok yazık üzüldüm valla..çok saygılı bir abimiz büyüyümüzdür ellerinden öperim kendisinin...saygılarımla fahrettin cürekli batur sen bir efsanesin