22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Danıştay: Dini yaymak din özgürlüğüdür

Danıştay, dini yayma eyleminin de din özgürlüğü olarak yorumlanacağını ve misyoner yayınların, yasa dışı faaliyetin propagandası olarak algılanamayacağını kaydetti.

RTÜK tarafından uyarı cezası alan "misyoner radyo" için Danıştay’dan ilginç bir yorum geldi. Danıştay, dini yayma eyleminin de din özgürlüğü olarak yorumlanacağını bildirirken, misyoner yayınların, yasa dışı faaliyetin propagandası olarak algılanamayacağını, dini bilgi olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Danıştay 13’üncü Dairesi, misyoner yayın yapan radyoya RTÜK tarafından verilen uyarı cezasının iptal istemini reddeden Ankara 7’nci İdare Mahkemesi’nin bu kararını, bilirkişi incelemesinin eksik olduğu gerekçesiyle bozdu.

Dava kapsamında, Danıştay Tetkik Hakimi, hazırladığı görüşte, misyoner yayınların "yasa dışı faaliyetin propagandası" olarak değil, "dini bilgi" olarak algılanmasını istedi.

MİSYONERLİK CEZASI

RTÜK, "Hıristiyan dini içerikli yayın yaptığı" gerekçesiyle, bir radyoya uyarı cezası verdi. RTÜK, yayınların, toplumun milli ve manevi değerlerine, Türk aile yapısına aykırı olduğu gerekçesiyle verildiğini bildirdi.

İDARE MAHKEMESİ RTÜK İŞLEMİNİ İPTAL ETMEDİ

Radyo, işlemin iptal edilmesi için Ankara 7’nci İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, davayı reddetti.

"HIRİSTİYAN YAYIN TOPLUMDA ÖZGÜR KANAATİ ENGELLER"

Mahkeme kararında, söz konusu yayının içeriğini oluşturan Hıristiyanlık yaşam felsefesi ve motiflerinin tek bir inanca yönelik olarak toplumda özgürce kanaat oluşmasını engelleyecek biçimde verildiğini belirtti. Mahkeme, yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine, Türk aile yapısına aykırı olduğunu değerlendiren RTÜK’e hak verdi.

"DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRATİK TOPLUMUN TEMELİ"

Radyonun kararı temyiz etmesi üzerine dosya Danıştay’a taşındı.

Danıştay Tetkik Hakimi Erkan Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 9’uncu maddesinde düzenlenen din, düşünce ve vicdan özgürlüğünün demokratik toplumun temellerinden biri olduğunu belirtti.

"DİNİ YAYMAK DA DİN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR"

Demirtaş, AİHM’in, AİHS’in din özgürlüğünü düzenleyen 10’ncu maddesi kapsamında verdiği bir kararında, "Maddede öngörülen din özgürlüğü yalnızca, bireyin dini inancını diğerleriyle topluluk halinde veya aynı inancı paylaşanlar arasında açığa vurma özgürlüğünü değil, tek başına özel olarak, örneğin aydınlatma yoluyla komşusunu inandırma hakkını da kapsar" denildiğini anımsattı.

Demirtaş, bu kapsamda, "komşusunu inandırma (ikna etme) hakkının" da din özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Demirtaş, "İkna eyleminin reddi halinde din veya inanç değiştirme özgürlüğü teorik ve kağıt üzerinde kalan bir varsayım olacaktır" dedi.

RAHATSIZ EDİCİ DÜŞÜNCELER DE DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA

Demirtaş, AİHM’in, düşünceyi açıklama özgürlüğünü demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden, toplumun ilerlemesi ve her bireyin öz güveni için gerekli temel şartlardan biri olarak değerlendirdiğine dikkat çekti.

Demirtaş, "AİHS uyarınca, kabul gören veya zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar da düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Bunlar bir demokratik toplum için olmazsa olmaz; çokseslilik, tolerans ve hoşgörünün gerekleridir" dedi.

Demirtaş, Anayasa’da da din ve inanç özgürlüğünün sadece "istismar etme ve kötüye kullanma" hallerinde yasaklandığına dikkat çekti.

"YASA DIŞI PROPAGANDA DEĞİL DİNİ BİLGİ"

RTÜK’ün uyarıda bulunduğu radyo yayınının "yasa dışı faaliyetin propagandası" olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Demirtaş, yayının dini bilgi şeklinde yorumlanmasını istedi. Demirtaş şunları kaydetti:

"- Yayın, yasadışı faaliyetin propagandası olarak algılanamaz, içerik yönünden dini bilgi niteliğindedir,

- Ülkemizde pek çok radyo kanalı yayın yapmakta ve bu kanalı dinleme zorunluluğu da bulunmamaktadır,

- Özgürce kanaat oluşmasını engelleyecek biçimde yayıncılık yapıldığı iddia edilmekte ise de radyo yayıncılığı ile okul eğitiminde uygulanacak kriterler farklıdır,

- Herkesin saygı içinde kendi inancının gereğini ve kendi fikrini açıklaması esastır,

- Dini inançlar arasında ayırım yapılmaması da en basit anlamıyla eşitlik ilkesinin bir gereğidir."

"YAYINDA BAŞKA DİNE İNANANLARA SAYGISIZLIK YOK"

Demirtaş, Türk toplumunda din konusunda hoşgörü ve kardeşlik duygularının egemen olduğunu kaydederken, "Aslolan çoğulculuktur. Kaldı ki ülkemizde din konusunda yaşanan sıkıntı farklı dinlerin bir arada bulunması değil, dinlerin kamusal alana müdahale etmek istemelerinden doğmaktadır. Böyle bir yayın başka dine inananlara saygısızlık olmadığı gibi din dışı kalabilme hakkına da müdahale oluşturmamaktadır" dedi.

LAİKLİK DERSİ

Demirtaş’ın, "Din özgürlüğünün genel sınırı kamu düzeni ise güvencesi de laikliktir. Ülkemizde ise laiklik devlet düzeni ve toplum yaşamı için özümsenmiş ve aksi üşünülemez bir realitedir. Bu yüzden yayını suç olarak değerlendirmek hukuka aykırıdır" görüşü de dikkat çekti.

ANKA
Yayın Tarihi : 22 Haziran 2005 Çarşamba 21:47:29
Güncelleme :22 Haziran 2005 Çarşamba 21:50:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?