23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Danıştay’dan Yargıtay’a laiklik tepkisi

Danıştay’ın 137’inci kuruluş yıldönümüne Yargıtay’ın tartışmalı laiklik kararı damgasını vurdu.
Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, karara tepki gösterirken laikliğin tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından korunması gerektiğini belirtti.
Danıştay’ın 137’inci kuruluş yıldönümü ve İdari Yargı Günü, Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde yapıldı. Törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Yardımcıları Mehmet Ali Şahin, Abdüllatif Şener, bakanlar Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Vecdi Gönül, Hilmi Güler, Güldal Akşit, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Yargıtay Birinci Başkanı Osman Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Askeri Yargıtay Başkanı Tuğamiral Ferhat Ferhanoğlu, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz katıldı.

ERDOĞAN’LA BUMİN TOKALAŞTI

Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başladı.
Başbakan Erdoğan salona girişinde katılımcılarla tokalaştı.
Türban tartışmasından sonra, Erdoğan’ın Mustafa Bumin’le tokalaşması dikkat çekti.

YAŞ KARARLARI DENETİME AÇILSIN

Törenin açış konuşmasının Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya yaptı. Çetinkaya, Anayasa’nın 125’inci maddesinde idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunun ilkesel olarak ortaya konulmasına karşın aynı maddede Cukmhurbaşkanı’nın tek başına yapacağı işler ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarının yargı denetimi dışında bırakıldığını belirtti. Ayrıca Anayasa’nın 148’inci maddesi ile olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş durumlarında çıkarılan KHK’ler, 159’uncu madde ile HSYK kararları, geçici 15’inci madde ile de bir çok tasarrufun yargı denetimi dışında bırakıldığını, 129’uncu maddede de uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimi dışında bırakılabileceğinin öngörüldüğünü kaydeden Çetinkaya şunları söyledi: "Bu konuların yargı denetimi dışında bırakılmasının Cumhuriyetimizin hukuk devleti niteliği ile bağdaşmadığı kuşkusuzdur. Hak ve özgürlük çağı olarak kabul edilen günümüzde gerek anayasal gerekse yasal düzenlemelerle yargı denetimi dışı bırakılan konular ayıklanmalı, pozitif hukukumuzdan biran evvel çıkarılmalıdır." Çetinkaya, bütün devlet kurum ve kuruluşlarının yargı bağımsızlığına saygı göstermesi gerektiğini belirtirken, yargının bağımsız olmaması halinde hak ve özgürlüklerin tehlikeye düşeceğini, hukukun üstünlüğünün sağlanamayacağını kaydetti. Hakimlik ve savcılık teminatının bir dokunulmazlık olmadığını ifade eden Çetinkaya, yargı mensuplarının soruşturulmama, tutuklanmama veya yargılanmama gibi bir bağışıklığının bulunmadığını söyledi. Mahkemelerin bağımsızlığı ve hakim teminatının sağlanması bakımından Anayasa ve yasalarda yer alan düzenlemelerin yeterli olmadığığını belirten Çetinkaya, "Hakimlik ve savcılık teminatı, sadece yargı mensuplarının 65 yaşından önce emekliye ayrılmamaları, azil olunmamaları, aylık ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun bırakılmamaları ile sağlanamaz. Bunun temini için hakimlik ve savcılık mesleği ve karar organları ile ilgili maddeler yeniden ele alınmalı, yargı bağımsızlığına ve hakim teminatına ilişkin evrensel ilkeler iç hukukumuza taşınmalıdır" dedi.

KİŞİSEL BAŞVURUSU HAKKI

Anayasa değişiklik paketinde Anayasa Mahkemesi’ne kişisel başvuruda bulunma hakkının tanınmak istendiğini anımsatan Çetinkaya, "İlgili yargı mercii ve onun üstündeki yüksek mahkemelerin Anayasa, milletler arası antlaşma, yasa ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uyarınca incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiş bir yargı kararının hangi amaç ve hangi yöntem adı altında olursa olsun bir başka yüksek mahkeme tarafından inceleme konusu yapılması, kesinleşen yargı karırının uygulanmaması sonucunu doğuracağı gibi yargı ayrılığını ve yüksek mahkemelerin denkliği ilkesini de zedeleyici bir nitelik taşıyacaktır" dedi.

YARGININ POROTOKLDEKİ YERİ

Çetinkaya, yargının başkent protokol listesindeki yerinin yeniden gözden geçirilmesini istedi. Çetinkaya, yüksek mahkemelerin temsilcilerine başkent protokol listesinde yürütme organının içinde yer alan kurumların yöneticileri, yardımcıları, hatta yönetim organlarının üyeleri ardından 56 ve 57’nci sıralarda yer verilmiş olmasını doğru bulmadığını ifade ederken, yüksek mahkemelerin başkanları arasında izlenen protokol düzeninin bu mahkemelerin başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeleri arasında da izlenmesi gerektiğini yüksek mahkeme üyelerine protokol listesinde başkanvekili ve daire başkanlarının üstünde yer verilmemesi gerektiğini kaydetti.

LAİKLİK

Çetinkaya, laiklik ilkesinin var olduğu ülkelerde farklı dinlerin birlikte ve barış içinde yaşayabildiklerini ifade etti.
Laikliğin Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Atatürk’ün Türk milletine barıktığı en büyük kazanımlardan biri olduğunu söyleyen Çetinkaya, Yargıtay’ın Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar hakkında verdiği karara tepki göstererek şunları kaydetti:
"Cumhuriyetimizin vazgeçilmez temel değeri olan laiklik, kendisine yönelik saldırı ve akımlara karşı korumasız, sahipsiz bırakılamaz. Dünyanın pek çok ülkesinde köklü demokrasilerde bile Cumhuriyet’i ve temel ilkeleri korumaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmakta, bu ilkeleri koruyacak yeni savunma mekanizmaları gerçekleştirilmektedir.
Her zaman uyanık olmak ve bu kazanımları geliştirerek bir sonraki kuşaklara aktarmak mecburiyetinde bulunan laik Cumhiuriyetimizin her türlü tehlikelere karşı kendini koruyacağı özel olarak korunmasına ihtiyaç kalmadığı yolundaki tezleri gerçekçi bulmuyoruz.." Çetinkaya, laikliğin kutuplaşma değil, bir uzlaşı ilkesiolduğunun gözardı edilmemesini isterken, laikliği velaik rejimi koruma ve kollama görevinin devletin tüm organ ve kurumlarının ortak görevi olduğunu belirtti.
Çetinkaya., konuşma kitapçığındaki laiklikle ilgili değerlendirmelerinin bir bölümünü okumadı.
Okunmayan bölümler şöyle:
"Laiklik kimi maksatlı çevrelerce dile getirildiği üzere bir dinsizlik olmadığı gibi İslamiyet’in veya başka bir dinin de alternatifi değildir. Laiklik ilkesinden vatandaşları sağladığı idini inanç, düşünce ve vicdan özgürlüğünün sınırlarının bulunduğuna inanıyor, laikliğin verdiği imkanların kullanılarak laikliğin yokedilmesi düşüncesini kabullenmiyoruz. Toplumsal barışın, ulusal birlik ve beraberliğin vazgeçilmez koşulu olan laikliği yıkmayı hedefleyen eylemlere, görüşlere, açıklamalara ve her türlü yönlendirmelere hoşgörü gösterilmemeli, laiklik kötü odakların emellerine karşı korumasız bırakılmamalıdır."
AA
Yayın Tarihi : 10 Mayıs 2005 Salı 18:08:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?