31
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Demirel'den aile planlaması!

Başbakan Erdoğan, Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını belirtmiş ve 'her ailenin en az üç çocuk yapması' gerektiğini söylemişti. Erdoğan'ın bu sözlerine karşı çıkan Demirel'in her ailenin bakabileceği kadar çocuk sahibi olması grektiğinin altını çizmiş ve 'Bakamayacağınız halde 3 çocuk sahibi olursanız o çocuklar sokaklara düşer, tinerci olur. Yolsuzluklara bulaşır' demişti. Demirel'in sözlerine cevap vermekte gecikmeyen Başbakan, 'Siz tinerci mi oldunuz, yolsuzluklara mı bulaştınız' diye konuşmuştu. Demirel'den Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerine bugün yanıt geldi. Demirel, 'Daha sağlıklı, daha zengin, daha eğitimli, işi olan bir toplum mu istiyorsunuz o zaman herkes bakabileceği kadar çocuk yetiştirsin' dedi.

DEMİREL İSTANBUL'DA

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, aile planlamasının bir ülkedeki nüfusu azaltma meselesi olmadığını, çocuk ve anne ölümlerini önlemenin de en önemli şartı olduğunu söyledi.

Demirel, İstanbul'da düzenlenen “Rotary 2420 Bölge Toplantısı”nda, “2008 Nisanında Türkiye ve Dünya” konulu bir konferans verdi.

Dünya ekonomisinin son 50 yılda 7 kat büyüdüğünü, buna karşın dünyanın rahat olmadığını belirten Demirel, bunun, nüfus artışı, yoksulluk ve iklim değişikliğinden kaynaklandığını ifade etti.

Bu üç sorunun birbirine bağlı olduğunu anlatan Demirel, İsa'dan Önce 100 yılda dünya nüfusunun 300 milyon iken, 1800 yılında 700 milyona çıktığını, 1800-1900 yılları arasındaki yüz yıllık dönemde dünya nüfusunun 1,5 milyara, 1900-2000 yılları arasındaki dönemde 6 milyara yükseldiğini kaydetti.

Demirel, 2005 yılı rakamları ile dünya nüfusunun yaklaşık 6,5 milyar olduğunu ifade ederek, dünyadaki gelir dağılımına bakıldığında 1 milyar kişinin günde 1 dolar, 2,5 milyar kişinin günde 2 dolar geliri bulunduğunu, dünyada 800 milyon kişinin aç, 800 milyonunun okulsuz, 800 milyon kişinin bir bardak temiz suya hasret olduğunu belirtti.

Dünyada her yıl 10 milyon çocuğun öldüğünü, 150 milyon çocuğun kötü beslendiğini, 100 milyon çocuğun ise sokaklarda yaşadığını dile getiren Demirel, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun 2,6 milyar artarak 9 milyara ulaşacağının hesaplandığını söyledi.

TÜRKİYE'DE DOĞURGANLIK

Nüfus planlaması konusunun dünyada önem kazandığına dikkat çeken Demirel, son 25 yıla bakıldığında, dünyada ortalama doğurganlık oranının yüzde 4,8'den 2,6'ya düştüğünü, batı ülkelerinde bu oranın 1,0, Afrikada hala 5,0 düzeyinde olduğunu kaydederek, “Doğurganlığı azaltmış olan ülkeler, insanlarını daha kolay besleyebilir konuma gelebilmişlerdir” dedi.

Süleyman Demirel, Türkiye'de ise doğurganlığın geçen 25 yıl zarfında yüzde 5,1'den 2,3'e düştüğüne işaret ederek, çocuk ölümlerinin binde 30, anne ölümlerinin ise yüz binde 28 olduğunu, gelişmiş ülkelerde ise çocuk ölüm oranının binde 5, anne ölümlerinin ise yüz binde 5 olduğunu kaydetti. Demirel, sözlerine şöyle devam etti:

“Aile planlaması, bir ülkedeki nüfusu azaltma meselesi değil, bir ülkede çocuk ve anne ölümlerini önlemenin en önemli şartıdır. İnsanlara, sağlıklı üremenin yollarını tarif etmek sanıyorum yanlış bir şey değildir. Aile planlaması konusu, Türkiye'de 50 seneye yakın tatbik edilmiştir, bundan halkımızın da şikayeti yoktur. Türkiye'de çocuk ölümlerine mani olunması için çok büyük gayretler sarf edilmiştir. Türkiye, ne yapıp yapıp, bin çocuktan 30'unun ölmesine müsaade etmemelidir.”

Artan nüfusa iş bulmak gerektiğini, bir kişiye istihdam yaratmanın maliyetinin 100-150 bin dolar civarında olduğunu ifade eden Demirel, Türkiye'de yılda bir milyon civarında çocuk dünyaya geldiğini, yüzde 5'lik bir büyüme ile ancak 500 bin kişiye istihdam yaratılabildiğini de vurguladı.

Demirel, “Burada bir tercih yapmak durumundasınız, acaba daha çok işsizlik, yoksulluk, eğitilmemişlik ve daha çok muhtaç insan mı elde etmek istiyorsunuz, o zaman çoğalın. Yoksa daha sağlıklı, daha zengin, daha eğitimli, işi olan bir toplum mu elde etmek istiyorsunuz, o zaman herkes bakabileceği kadar çocuk yetiştirsin” dedi.

“İYİ İLE KÖTÜYÜ AYIRMAK”

Süleyman Demirel, Türkiye'nin bugün nüfusunun 70 milyona geldiğine işaret ederek, “Bugün içinde bulunduğumuz sıkıntıların en önemli kısmı nüfus artışındandır. Dünya meselelerinin kökünde de nüfus yatar. Önümüzdeki tercih şu, işsizlere işsizler, yoksullara yoksullar, eğitimsiz insanlara eğitimsizleri mi ekleyeceğiz? Elimizdeki imkanlar ancak yüzde 1 civarındaki bir çoğalmaya imkan veriyor. 2023 yılındaki Türkiye'nin hedefi en az yüzde 6 büyüme, yüzde 1 nüfus artışı, yüzde 10 kırsal kesim, yüzde 100 eğitim ama yüzde 40'ı yüksek eğitim, olmalıdır” diye konuştu.

Demirel, dünyanın gelişmiş ülkelerinin nüfus konusunda bir sorun ve sıkıntı yaşamadığını belirterek, “Bu konudaki tartışmaların bir anlamı yoktur. İyi ile kötüyü ayırmakta müşkülat çekmemek lazımdır” dedi.

SORULAR

Demirel, konferansın ardından bir gazetecinin, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın nüfus artışı konusundaki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Benim kimseyle tartışmam yok. Benim söylediğim şey dünyanın artan nüfusunun dünyayı ne hale getirdiği, Türkiye'nin artan nüfusunun Türkiye'yi ne hale getirdiği, nüfus politikasının ne olması gerektiği ve 40 senedir de Türkiye'nin takip ettiği nüfus politikasını anlatıyorum. Benim kimse ile bir tartışmam yok. Seçenler yanlış bir hedef seçmiş. Polemiğe hevesim yok.”

Süleyman Demirel, “Konuşmanızda dünyanın gidişinde sadece nüfus artışı suçlu gibi bir durum ortaya çıktı, yöneticilerin hiç suçu yok mu?” sorusu üzerine de “Söylediklerimden hiçbir şey anlamamışsın” yanıtını verdi.

Konferansa, rotaryenlerin yanı sıra Şevket Demirel, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu da katıldı.

Ajanslar/Hürriyet
Yayın Tarihi : 5 Nisan 2008 Cumartesi 18:10:25
Güncelleme :5 Nisan 2008 Cumartesi 19:55:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
sor IP: 88.228.97.xxx Tarih : 5.04.2008 21:16:13

agzı olan konuşuyor demirelin hiç çocugu olmadıki çocukları savunsun diyoki tinerci olur yolsuzluklara karışır fakir çocukları bunları yapamaz ama bu ülke murat demireli unutmadı yolsuzluklarınla çok meşur bir ailedir kendileri ayrıca ben demireli kınıyorum her söze maydonoz oluyor yaş gitmiş halla lakırtı yapıyor yıllarca bu ülkenin başındaydı bol bol fakir çogalttı hem neyaptki ne konuşacak adamda utanacak surat yokki çıkıp çıkıp konuşuyor yazık


eren IP: 88.243.245.xxx Tarih : 5.04.2008 18:33:52

başbakan ne yapmak istiyo anlayamadım gitti bence başbakan ne dediğini bilmiyo görüyoruz güneydoğunun halini bir erkek o erkeğe birkaç tane eş 20 tane çocuk ondan sonra sal hepsini sokağa salarkende temmbihle sakın eliniz boşgelmeyin diye çocukların isimleride ilker tanrıverdi allahverdi soner yeter imdat arada birkaçtanede kız çocuğu tabi başbakanın dümeni tıkır iyi güzelde o yapılan çocuklar nasıl bakılacak nasıl eğitimleri sağlanacak bunu hiçmi düşünmüyo başbakan anlamadım gitti ve en sonunda kimisi dağa çıksın kimisi uyuşturucu bağımlısı kimisi gelsin istanbula HE VALLAH BİZ DELİKANLININ HARMAN OLDUĞU YERDEN GELMİŞİK birsürü gayrımeşru işler haraç çeteleri bunları hep görüyoruz kardeşim her gün görüyoruz ben bu başbakanın ne düşündüğünü anlamış değilim anlayamamda


Leyla kuzu IP: 212.175.112.xxx Tarih : 26.09.2008 10:22:25

aile planlaması böyleolur


EREN PATNOSLU IP: 85.110.53.xxx Tarih : 5.04.2008 22:19:41

Anlayan anladı kardeşim çok iyi anladı doğu ve güneydoğu hergün gittikçe nufusunu artırıyor siz varın çocuk yapmayın 10 yıl sonra türkiyeyi görürsünüz HERŞEY TÜRKİYE İÇİN


ahmet altun IP: 88.226.180.xxx Tarih : 6.04.2008 00:39:45

türkiyede kürt istilası mevcut. habire ürüyor herifler. sanırım tayyip kürt nüfusu, türk nüfusunu geçmesin diye 3 çocuk istemiştir.


corrector IP: 124.184.82.xxx Tarih : 6.04.2008 09:40:47

mantikli bir kisinin nufus konusundaki (ve diger bircok konulardaki) gorusleri, o kisinin Turkiye (ve diger konulardaki) vizyonuna gore belirlenir. ne istiyoruz? nasil bir Turkiye istiyoruz? 2020 yili icin vizyonumuz nedir? 2050 yili icin ne? ve bunlar ne kadar icin de bulundugumuz cografya, trentler, konjektur, stratejik olasiliklar vs vs icin dogrudur? eger vizyon sahibi degilseniz, amaclariniz, idealleriniz, vs ve bunlar icin stratejileriniz, yol haritalariniz vs. yoksa iki karsi dusuncenin dogru olup olmamasi veya bu dusuncelerin acilimlari, neden sonuclari, birimleri, duzeyleri, farkli acilardan gorunusleri vs. sizin umrunuzda degildir. siz olay-lar-i goremezsiniz. sadece olayi meydana getiren seylerden birine kafanizi takar, fokusunuzu oraya verir vs. ve bunlarin sonucu ile tamamen konudan uzaklasabilirsiniz. veya konunun ozunu -hatta tamamini- iskalayabilirsiniz. hatta baskalarina da iskalattirirsiniz. tabii, eger ahlak ve etik olarak derin degilseniz, onemli konulari sulandirma hakkini kendinizde bulabilir ve bunun sonuclarini onemsemeyebilirsiniz. zaten hayvanlar da yaptiklari seylerin sonuclarini dusunmeden hareket ederler. istatistik yalnizca ve sadece vizyonunuz, amaclariniz vs varsa ise yarayabilir. cok gereklidir. ama dogru bilgileri (data) ortaya cikarmak onemlidir. bunlari verilere (informasyon) donusturmek gerekir. hatta dogru veriler kullanilmaz ise: statistik, arac degil amac olabilir/yapilabilir. su an konusulan konunun onemini anlayan icin Sayin Demirel veya Sayin Erdogan'in dedikleri sadece konunun kapsaminda analiz veya yorum edilmelidir. bu kisiler kendi vizyonlarina gore goruslerini acikliyorlar. ama siz bu gorusleri, bu zatlarin kisilikleri etrafinda veya sag-sol, ak-kara, "efendim eskiden de soyle demisti" diyerek vs bazi kaliplara koyarak alirsaniz, o kisilerin vizyonlarini iskalarsiniz. boylece onunuzdeki -kendi yarattiginiz- agactan arkadaki ormani goremezsiniz. vizyonunuza vizyon katamaz, hatta kendi vizyonunuzu kendi elinizle kucultursunuz. bazi arkadaslara soyle sormak zorunda kalmamaliyiz: siz konuyu mu tartismak istiyorsunuz, yoksa konudan uzaklasmak mi? yoksa bir sey diyebilmek veya demis olmak icin mi bilincsiz ce konusuyorsunuz? yoksa baska amaclariniz mi var?