19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

DEP davasında karar 14 Temmuz'da

Kapatılan DEP’in 4 eski milletvekiline yeniden yargılama sonucunda verilen kararın temyiz duruşması, Yargıtay’da yapıldı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde görülen davanın temyiz duruşması, dairenin duruşma salonunun küçük olması nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Salonu’na alındı.
Duruşmaya, kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak katılmadı. Duruşmaya katılan avukatlar, Ankara 1 No’lu DGM’nin kararının bozulmasını istediler.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker, duruşma sonucunda temyiz işlemine ilişkin kararın, 14 Temmuz Çarşamba günü açıklanacağını belirterek duruşmaya son verdi.
Kapatılan DEP’in eski 4 milletvekili hakkında yeniden yargılama sonucunda verilen kararın temyiz duruşması, Yargıtay’da yapıldı.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde görülen davanın temyiz duruşması, dairenin duruşma salonunun küçük olması nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Salonu’na alındı.
Duruşmaya, kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak katılmazken, avukatlar hazır bulundular.
Duruşmayı, Orhan Doğan’ın kızı Ayşegül Doğan, Leyla Zana’nın kızı Ruken Zana, Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekilleri Luici Vinci ile Feleknaz Uca, AP temsilcileri Chiara Lamburinu, Stefeno Sguarcino, Almanya Büyükelçiliği’nde politik müsteşar olan Jens Jonik ile bazı büyükelçiliklerin temsilcileri de izlediler.
Duruşma sırasında, Yargıtay’da güvenlik önlemlerinin alındığı görüldü.
Duruşmada, duruşma raporunun okunmasının ardından, avukat Yusuf Alataş savunmasını yaptı.
Kararın ele alınış tarzının olaya bağımsız ve tarafsız yaklaşılmadığı konusunda ipuçları verdiğini ifade eden Alataş, Ankara 1 No’lu DGM’nin 1994 yılındaki gerekçeli kararına değindi.
’’Türk hukuk tarihinde 8 kişinin yargılandığı bir davanın gerekçeli kararının 697 sayfa olduğu bir başka karar var mıdır?’’ diyen Alataş, 1994 yılındaki kararda birçok isnadın dolgu malzemesi olarak kullanıldığını, bunun da kararın denetimini zorlaştırarak sanıkların mahkumiyetine neden olduğunu savundu.
Sanıklara yüklenilen isnatların ne ilk yargılamada ne de yeniden yargılamada net olmadığını savunan Alataş, Ankara DGM’nin yeniden yargılama sonunda verdiği kararın gerekçesinde, sanıkların ve avukatların eski savunmalarına yer verildiğini söyledi. Alataş, ’’Benim esas hakkındaki savunmam 98 sayfadır. Bir kelimeye bile değinmemek ne anlama geliyor’’diye konuştu.
Alataş, mahkemenin, yeniden yargılamayı hiç ciddiye almadığını, gerçeğe ulaşma diye bir kaygı taşımadığını savundu.
Ankara 1 No’lu DGM’nin Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz’in karşı oy yazısının ’’ihsası rey’’ niteliği taşıdığını savunan Alataş, ’’1994 yılındaki yargılamadaki hataları bilgisizliğe bağlayabiliriz, ama artık sokaktaki vatandaş bile Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’ni çok iyi biliyor’’ dedi.

’’MAHKEME, BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ DEĞİLDİ’’

Yusuf Alataş, Ankara 1 No’lu DGM’nin tarafsızlık ve bağımsızlık koşullarına sahip olmadığını ileri sürerek, ’’Bağımsızlık yargıcın kendi dışındaki çevrelerden gelen baskılara karşı direnebilmesidir. Tarafsızlık ise yargıcın kendisine verilen görevdir’’ diye konuştu.
Yeniden yargılama sırasında tüm taleplerinin reddedildiğini belirten Alataş, tanıkları sorgulayamadıklarını anlattı.
Yeniden yargılamada açık hak ihlalleri bulunduğunu da iddia eden Alataş, masumiyet ilkesinin ihlal edildiğini, AİHM’nin gerekçelerinin yerine getirilmediğini, isnatların açıklanıp delillerin gösterilmediğini ileri sürdü.
Avukat Alataş, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin kapatılan DEP’in eski milletvekillerinin tahliye kararını da değerlendirdiği savunmasında, ’’Bu karar, 10 yıllık yargılama sürecinde bu dava ile ilgili verilen tek ve yegane hukuki karardır. Sizin verdiğiniz karar Türk hukuku açısından bir yüz akıdır. Bu kararı kimse başka yere çekmesin, tamamen hukukidir. Biz yargının tarafsızlığını yüksek sesle dile getirmek zorundayız’’ diye konuştu.
Avukat Alataş savunmasında, Leyla Zana, Orhan Doğan, Selim Sadak ve Hatip Dicle’ye yüklenilen isnatlara da cevap verdi.

’’YENİ DGM’LER KURULDU’’

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler ile iç hukuktaki kanunların çelişmesi halinde uluslararası sözleşmelere üstünlük tanıyan Anayasa’nın 90. maddesindeki değişikliği ’’Türk hukuku açısından bir devrim’’ olarak nitelendiren Alataş, bu konuda en temel görevin yargıya düştüğünü söyledi.
DGM’lerin olağanüstü mahkemeler olduğunu kaydeden Alataş, DGM’lerin yerine kurulan mahkemelerde sadece isim değişikliği yapıldığını iddia eden Alataş, şöyle devam etti:
’’Hiç değilse yeni kurulan ağır ceza mahkemelerinin hakim ve savcıları değiştirilmeliydi. Şimdi Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı da üyeleri de eski DGM’nin başkan ve üyeleri. Şimdi bunlar verilebileceğiniz bir bozma kararından sonra adil yargılama yapabilecek mi? Yine adil yargılanma olmayacağından korkuyorum.’’

10 YIL ÖNCE SÖYLEDİKLERİ VE YASALAR

Buna rağmen Türkiye’nin, son 10 yılda siyasal yapısında, hukuk sisteminde, temel hak ve özgürlükler alanında ufkunun değiştiğini vurgulayan Alataş, şunları kaydetti:
’’Bugün, benim müvekkillerim 10 yıl önce ne söylemişlerse, Anayasa ve yasalara girmiştir. Türkiye artık eski Türkiye değil. Biz yeniden yapılan yargılamada bir hayal kırıklığı yaşadık. Türkiye’nin hukuku bunu hak etmedi. Ben Türkiye’nin hukuku ile gurur duymak istiyorum. Vereceğiniz karar siyasi muhalifler için de adaletin işlediğini, hatta herkes için işlediğini gösterecek ya da demokrasi, hak ve özgürlüklerin istenilen kesim için geçerli olduğunu gösterecektir. Türk hukuku açısından tarihi bir karar vereceğinize inanıyorum.
Hükmün bozulmasını talep ediyorum.’’ Avukat Hamit Geylani ile Nuri Özmen yargılamanın adil yapılmadığını savunarak, DGM’nin verdiği kararın bozulmasını istedi.
Avukat Nurettin Yılmaz, tahliye kararının Türk hukuk tarihinde milat olarak kabul edileceğini ifade ederek, ’’Yüce mahkeme, Türkiye’de hakimlerin de varolduğunu gösterdi’’ diye konuştu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker, duruşma sonucunda temyiz işlemine ilişkin kararın, 14 Temmuz Çarşamba günü açıklanacağını bildirdi.

SÜREÇ

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, başsavcılığın görüşü doğrultusunda Ankara 1 No’lu DGM’nin kararını usulden bozarsa, hükümlüler yeniden yargılanacaklar.
9. Ceza Dairesi, başsavcılığın istemine aykırı olarak yerel mahkemenin kararını onarsa, hükümlülerin karar düzeltme isteminde bulunma hakları var.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 9. Ceza Dairesi’nin onama yönünde verebileceği karara katılmazsa, dosya yerel mahkemeye gitmeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na itiraz edebilecek. Genel Kurul’un vereceği karar kesin olacak.
ANKARA
Yayın Tarihi : 8 Temmuz 2004 Perşembe 18:00:06
Güncelleme :8 Temmuz 2004 Perşembe 18:04:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?