Devlet Bakanı Mehmet Aydın, "Kuran Yolu Türkçe Meali ve Tefsir" isimli 5 ciltlik eser için Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, Prof.Dr. Hayrettin Karaman, Prof.Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof.Dr. Mustafa Çağırıcı ve Prof.Dr. Sadrettin Gümüşe 2001 yılında brüt 300 bin dolar ödendiğini bildirdi.
Aydın, İstanbul Bağımsız Milletvekili Emin Şirinin sorularını yanıtladı.
Bakan Aydın "Kuran Yolu Türkçe Meali ve Tefsir" isimli eseri hazırlayan dört profesörün, bilimsel çalışmalarla kendilerini kanıtlamış ve halen Diyanette görev yapan binlerce vaiz ve müftüyü yetiştirmiş bilim adamları olduğunu belirtti.
"KİŞİSEL YORUMLARI İÇERMESİ KAÇINILMAZ"
Bu tefsirin yazarlarıyla Diyanetin yaptığı sözleşmede, Diyanetin görüşünü temsil edecek bir eserin hazırlanmasının istenmediğini kaydeden Bakan Aydın, 300 bin dolar verilen tefsirin kişisel görüşler içermesinin kaçınılmaz olduğunu ve Diyanetin bu tür yorumlardan birisini seçerek resmi görüş olarak sunmasının mümkün olmadığını açıkladı. Aydın şöyle dedi:
"Tarih boyunca yazılan bütün tefsirlerde olduğu gibi bu tefsirin de müelliflerinin bilimsel dirayetleriyle bağlantılı olarak kişisel yorumlarını içermesi kaçınılmazdır ve telif eserlerden beklenen budur.
Diyanet İşleri Başkanlığının bugüne kadar yayımladığı bu tür eserlerin içeriği ve taşıdığı fikirler hiçbir zaman ilim ve fikir çevrelerince Başkanlığın resmi görüşü olarak algılanmamaktadır.
Başkanlık sadece, yayımladığı eserlerin bilimsel ölçütlere göre telif edilmiş olmasına ve halkı dini konularda aydınlatmada olumlu katkı sağlayacak niteliğe sahip bulunmasına özen göstermektedir.
Kuran ve hadis metinleri 14 asırlık İslam geleneği içinde farklı bakış açılarına göre farklı yorumlanagelmiş olduğundan, bir kamu kurumu olarak Diyanetin bu yorumlardan birini resmi görüş olarak alıp tanıtması yerine bilimsel metodolojiye bağlı olarak yapılabilecek farklı telif ve yorumlara imkan hazırlanması ve kamuoyuna geniş bir yorum/bakış açısı yelpazesi sunarak halkı din konusunda bilgilendirmesi daha doğru olacaktır. Zaten yapılan da budur."
Din İşleri Yüksek Kurulunun 6 ayrı kararıyla tefsirde düzeltme yapmasının ardından, uygun bulunduğunu anlatan Bakan Aydın, Diyanetin yayımlamayı düşündüğü her eserin Din İşleri Yüksek Kurulu onayından geçmek zorunda olduğunu ifade etti.
Aydın, tefsiri hazırlayan Prof.Dr. Hayrettin Karaman, Prof.Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof.Dr. Mustafa Çağırıcı ve Prof.Dr. Sadrettin Gümüşe 11 Mayıs 2001 tarihinde yapılan sözleşmeyle 300 bin dolarlık brüt ücretin ödendiğini kaydetti.
ALEVİLİK-SÜNNİLİK
Mehmet Aydın, Diyanette Alevi görüşünün temsil edilmemesi eleştirilerini yanıtlarken, Diyanetin Sünni olmadığını, dini ayrılmalara gidildiğinde toplumsal birlik ve bütünlüğün tehdit edileceğini ifade etti.
Bakan Aydın, şöyle devam etti:
"Diyanet, Sünni öğretiyi esas alan, Sünni bir kuruluş değildir. Anayasanın 136ncı maddesi gereği genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, günümüze kadar kendisine kanunla verilen görevini mezhep, meşrep, tarikat, Alevi, Sünni vb. hiçbir ayrım yapmadan Müslümanlık üst kimliğinde herkesi kuşatacak şekilde sürdürmüştür. Cumhuriyetimizin temel ilkelerinden olan laiklik de devletin ve bütün kamu kuruluşlarının eşit statüdeki vatandaşlık esasına göre hizmet sunması gerektirir. Kamu hizmeti sunumunda dini alt ayrımlara ve ayrışmalara yol açması muhtemel yapılanma ve düzenlemeler sonuçta toplumsal birlik ve bütünlüğü tehdit edecektir."
Aydın, Diyanetin kuruluş yasasının, sadece Müslümanların değil, laik ve demokratik bir ülkede yaşayan diğer inanç sahiplerini de sahipsiz bırakmayacak şekilde tüm semavi dinleri kapsayacak şekilde düzenlenmesi önerisini kabul etmezken, "bu konuda bir değişiklik yapılması düşünülmemektedir" dedi.
ANKA / SANSURSUZ.COM
Yayın Tarihi :
23 Şubat 2005 Çarşamba 13:27:22
Güncelleme :24 Şubat 2005 Perşembe 00:10:55