18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Ecevit yarın siyasete veda ediyor

Türk siyasal yaşamına ’Karaoğlan’, ’Kıbrıs Fatihi’ ve ’Şair Başbakan’ lakapları ile damgasını vuran DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, yarın yarım asırlık siyasi yaşamına son noktayı koyacak.
1954 yılında CHP’nin mallarına el konulmasını öngeren yasa tasarısı ve çalıştığı Ulus Gazetesi’nin kapatılması üzerine siyasete giren Ecevit, tam 50 yıl sonra, ’herşeyi’ eşi Rahşan Ecevit ile birlikte siyasi yaşamını bitirecek. Ecevit, yarın toplanacak partisinin 6. Olağan Kurultayı’nda siyaseti bırakacak. Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli bir yeri olan Ecevit, bundan tam 50 yıl önce girdiği siyasette, her zaman adından sözettirdi. ’Karaoğlan’ lakabı ile halkın gönlünde yer edinen Ecevit, Kıbrıs Barış Harekatı ile de ’Kıbrıs Fatihi’ olarak tarihe geçti. Sanata, edebiyata özellikle de şiire olan ilgisi ve yazdığı şiir kitapları ile ’Şair Başbakan’ lakabını alan Ecevit, kendi ifadesi ile ’herşeyi’ olan eşi Rahşan Ecevit ile birlikte köşesine çekilip, eskide olduğu gibi şiir yazacak. Beş kez başbakan olan Ecevit, son başbakanlığı döneminde partisinin parçalanmasını önleyemedi. Başbakanlığı döneminde yaşanan ekonomik kriz nedeni ile halktan büyük tepki gören Ecevit, 2002 seçimlerinde tam bir hezimete uğradı.
Derlenen bilgilere göre, Bülent Ecevit 1925 yılında İstanbul’da doğdu. Kastamonu Eski Milletvekili Dr. Fahri Ecevit ve Ressam Nazlı Ecevit’in oğlu olan Bülent Ecevit, Ankara’da başladığı eğitim-öğretim yaşamına İstanbul Robert Koleji’nde devam etti. 1944’te bu okuldan mezun olduktan sonra çalışma yaşamına giren Ecevit, 1946 yılında, Robert Koleji’nde tanıştığı Rahşan Aral ile evlendi. Çalışırken Ankara Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı, Londra Üniversitesi’nde Sanskritçe, Bengalce, sanat tarihi bölümlerine devam eden Bülent Ecevit, 1957’de de ABD’de Harvard Üniversitesi’nde sekiz ay incelemelerde bulundu. ABD’ye gitmeden önce Ulus Gazetesi’nde sanat eleştirmenliği, fıkra yazarlığı ve çevirmenlik yapan Bülent Ecevit, Ulus Gazetesi kapanınca ’Yeni Ulus’ ve Halkçı gazetelerinde yazmayı sürdürdü.

ECEVİT, SİYASETE GİRİYOR
Bülent Ecevit, Demokrat Parti iktidarı döneminde CHP’nin mallarına el konulmasını öngören yasa çıkarılması ve Ulus Gazetesi’nin kapatılması üzerine siyasete girdi. Bunlara tepki olarak 1954 yılında CHP Çankaya Gençlik Ocağı’na üye olan Ecevit, yaşamının 50 yılını siyasete verdi. 1957 seçimlerinden önce ABD’den dönen Ecevit, Ankara Milletvekili olarak Meclis’e girdi. 1961 yılında da Çalışma Bakanı olan Ecevit, CHP’de başlayan ’Ortanın Solu Hareketi’ne önderlik etti ve 1966’da CHP Genel Sekreterliği’ne seçildi. 1971’de partisinin askeri yönetimce oluşturulan hükümete katkıda bulunmasına karşı çıkarak bu görevinden ayrılan Ecevit, 1972’de Cumhuriye’tin ikinci adamı olan İsmet İnönü karşısında CHP Genel Başkanlığı’na seçildi. 1974 yılında kurulan CHP-MSP koalisyonunun başbakanı olan Ecevit, bu dönemde Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirdi. Ecevit, 1978’de, partisinin TBMM’de çoğunluğu bulunmamasına rağmen, bazı bağımsız milletvekilleri ve küçük partileri ikna ederek hükümet kurmayı başardı. 12 Eylül 1980 darbesi ile bu başbakanlığı sona eren Ecevit, bu dönemde askeri yönetime karşı çıkışları nedeniyle üç kez hapse mahkum oldu.

DSP DÖNEMİ
Bülent Ecevit, yasaklı döneminde, eşi Rahşan Ecevit’in Genel Başkanı olduğu Demokratik Sol Parti’nin (DSP) kuruluşuna yardımcı oldu. 1987’de yapılan referandum ile yeniden siyasal haklarını elde eden Ecevit, Genel Başkanlığı eşi Rahşan Ecevit’ten devraldı. Ancak yapılan ilkseçimlerde partisi barajı geçemeyince istifa eden Ecevit, 1991 seçimleri öncesinde eski görevine yeniden döndü. Bu seçimde Zonguldak Milletvekili olarak TBMM’ye giren Ecevit, 1994 seçimleri ardından Meclis’te 70 milletvekili ile partisini temsil ettirdi. Refahyol Hükümeti’nin düşmesiyle azınlık hükümeti kurma görevini alan Ecevit, azınlık hükümeti ile 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlere kadar Başbakan olarak görev yaptı.

ECEVİT’İN BAŞBAKANLIĞI VE HASTALIĞI
Ecevit, 1999 seçimlerinde büyük bir başarıya imza atarak partisini birinciliğe taşıdı. MHP ve ANAP ile 57. Hükümeti kuran Ecevit, bu hükümetin başbakanı oldu. 36 yaşında bakan olan, 47 yaşında İnönü’yü deviren Ecevit, 74 yaşında son kez Başbakan olduğunda artık yaşlanmış, sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmıştı. Hükümeti kurmasının ardından Danimarka’ya sağlık kontrolüne giden Ecevit’in sağlık sorunları, 29 Eylül’de ’30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlaması ile iyice tartışmaya açıldı. Kamuoyunda tartışmaya başlanan sağlık sorunları Ecevit’i ve doktorlarını açıklama yapmaya zorladı.
2000 yılında geçirdiği gribal enfeksiyon sonucu beş gün Or-an’daki evinde dinlenmeye çekilen Ecevit, 2 Temmuz 2001’de, Başkent Hastanesi’nde uzun süren bir doktor kontrolünden geçti. Tedavisi sürecince 3 gün ortalıkta gözükmeyince öldüğü yönündeki iddialar halk arasında dillendirilmeye başlandı. Bu iddiaları canlı yayınlara çıkarak yalanlayan Ecevit, tarihler 2002 yılının Şubat ayını gösterdiğinde Türkiye, tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kaldı. Ecevit’in Milli Güvenlik Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in kendisine Anayasa kitapçığı fırlattığı gereçkesi ile toplantıyı terk etmesi ve bunu basına açıklaması ile Türkiye yeni bir kaos ortamına girdi. Yaşanan ekonomik kriz nedeni ile esnaf sokağa dökülürken, Ecevit, çareyi De’e7ıkarılması ve Ulus Gazeteünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş’i ekonominin patronu yapmakta buldu. Ancak bu isim sonradan başına iş açtı. Bir yandan sağlık sorunları ile uğraşan Ecevit, bir yandan da hükümeti ve DSP’yi ayakta tutmaya çalıştı. Ancak, başarılı olamadı.
Derviş’in erken seçim yapılması gerektiği yönünde açıklama yapması ile başlayan DSP’deki dağılma süreci Yeni Türkiye Partisi’ni ortaya çıkardı. Hükümet olma yeterliliğini de kaybeden DSP-MHP-ANAP koalisyonu için artık sona gelindi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de seçimlerin yapılmasını istemesi üzerine 3 Kasım 2002’de seçime gidildi. Bu seçimde DSP yüzde 2 ile barajın altında kalırken, MHP ve ANAP da aynı kaderi paylaştı. Ecevit, görevi teslim etmek için son kez çıktığı Çankaya Köşkün’de ’Erken seçime gitmek’ bir hataydı derken, ilerleyen dönemlerde en büyük hatasının ’Derviş’i getirmek’ olduğunu açıkladı. Kendisine ne zaman Derviş ile ilgili bir soru yönlendirilse tepkisini dile getiren Ecevit, geçmişte TRT Genel Müdürlüğü görevine getirdiği ve 57. Hükümette Dışişleri Bakanlığı koltuğunu verdiği İsmail Cem’i de hiç affetmedi. Tüm bunlardan sonra Ecevit, yerel seçimlerde de istediği başarıyı yakalayamadı. Yerel seçimlerden kısa süre önce yaptığı açıklamada siyaseti bırakacağını ve partisini Nisan ayında kurultaya götüreceğini açıkladı. Ancak il ve ilçe kongrelerinin zamanında yapılmaması nedeni ile kurultay tarihi 25 Temmuz olarak saptandı. Yarın Ecevit’in siyaseti bıraktığı gün olarak tarihe geçecek.

KARAOĞLAN LAKABININ HİKAYESİ
Karaoğlan, lakabı 1973 seçimlerinde CHP’nin seçim kampanyası sırasında ortaya çıktı. Kayhan Sağlamer’in kaleme aldığı ’Ecevit Olayı’ isimli kitaba göre bu lakabın ortaya çıkışı şöyle oldu: "Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde elinde bastonu iki büklüm bir nine CHP’nin seçim otobüsüne yanaşır. Başında beyaz örtüsü, ayağında lastik pabuçları olan yaşlı kadın "Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyom" diye sorar ama gazeteciler pek yüz vermez, "İşte orada" diye CHP ilçe merkezini gösterirler. Nine, sessiz ve buruk bir şekilde uzaklaşır. Karaoğlan lakabını önce önemsemeyen gazeteciler sonra kadının Ecevit’i kastettiğini anlar, birbirlerine anlatırlar. CHP’liler de bu lakabı benimser, seçim kampanyalarının bir parçası olarak kullanmaya başlar. Artık Bülent Ecevit tüm Türkiye’de Karaoğlan olarak anılmaya başlamıştır. Ecevit de kaynağı halk olan bu lakabını çok sever ve benimser".

ŞAİR BAŞBAKAN
Ecevit, yazdığı şiirler ile de ’Şair Başbakan’ olarak anılır. Şiirlerini ’El Ele Büyüttük Sevgiyi’ isimli kitapta toplayan Ecevit’in şiirledinden en dikkat çekenlerinden biri de eşi Rahşan Ecevit’e yazdığı şu şiirdir:

’’Birlikte öğrendik seninle
avcumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi

elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi

tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev küren köstebeği

köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeeyiğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı

acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy-köy ülke-ülke

gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz

elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi".
ANKARA - İHA
Yayın Tarihi : 24 Temmuz 2004 Cumartesi 12:12:59
Güncelleme :8 Ağustos 2004 Pazar 12:24:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?