19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Ekmeği sakın bandırmayın!

Metabolik Sendrom Derneği'nin bu yıl 7.'sini düzenlediği 'Metabolik Sendrom Sempozyumu' Antalya Belek'te devam ediyor.

 

Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz, Şişli Etfal Hastanesi Endokrinoloji Klinik Şefi Prof. Dr. Yüksel Altuntaş, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kubilay Karşıdağ, Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Şef Yardımcısı Doç. Dr. Ahmet Temizkan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Güleç'in katıldığı sempozyumda, hipertansiyon, diyabet, abdominal obezite ve metabolik sendromla bağlantılı sorunlar tartışılıyor.

DİYABET 50 YAŞINDAN SONRA ARTIŞ GÖSTERİYOR

Metabolik Sendrom Derneği Başkanı Prof. Dr. Aytekin Oğuz, Türkiye'de diyabet görülme sıklığında artış olduğunu belirterek, "Pre-diyabeti olan yani gizli şekeri olanların oranı yüzde 9.6 olarak bulunmuştur. Yapılan çalışmaya göre 35 yaş üstü 4 kişiden birinin kan şekeri değeri normal sınırda değildir. Her diyabetliden 3'ü kan şekerini kontrol edememektedir. Diyabet sıklığı 50 yaşından sonra artış göstermektedir, 60 yaşından sonra oran yüzde 30'lara çıkmıştır" dedi.

PURE Türkiye Sağlık Çalışması sonucuna göre 10 kişiden 1'inin diyabet hastası olmamasına rağmen kalp krizi geçirme riski taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Oğuz, zayıflama ilaçları konusunda ise, "En riskli şey farklı yaklaşımlarla obezite ile mücadele etmek. Şu ana kadar şişmanları zayıflatacak mucize bir ilaç bulunamadı" diye konuştu.

PİRİNÇ YERİNE BULGUR

Prof. Dr. Altuntaş da, karın bölgesi yağlanan kişilerin kalp zarlarının da yağlandığını belirterek, en zararlı yağ dokusunun kalbin etrafındaki yağ dokusu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Altuntaş, toplumun 3'te 2'sinin insülin direnci olduğunu, 1997'ye kadar diyabet sınırı kan şekerinin 140 olduğunu ifade ederek, "Şimdi 100'e indi. Türkiye'de mutfak alışkanlığı değişmeli. Pirinç pilavının kan şekerini yükseltme hızı fazla. Türk halkı geleneksel yemeği bulgura dönmeli, bunu da sebzeyle pişirmeli. Beyaz ekmeğin sofradan kalkması gerekiyor" diye konuştu.

İKİ MAYMUN ÜZERİNDE ARAŞTIRMA

Prof. Dr. Karşıdağ da, iki erkek maymun üzerinde yapılan araştırmayı kamuoyu ile paylaştı. Prof. Dr. Karşıdağ şunları söyledi:

"Kardeş iki maymunu alıyorlar, aynı ortama koyuyorlar, yaşam şartları ve yemek aynı. İkisine de 2 bin kaloriye eşdeğer yemek veriliyor. 20 yıl takip ediyorlar. Birinin yaşlanmadığı görülüyor, hareketli davrandığı ve kireçlenmesi olmadığı görülüyor ve kanında kolesterol değeri normal bulunuyor. Diğerine ise verilen yemeğin miktarı yüzde 30 artırılıyor. Bu maymunda ise 20 yıl sonra sırtta kamburlaşma, kireçlenme görülüyor, hareketleri yavaşlıyor. Daha az kalori verilen hayvan daha genç görünüyor.

Yediğinizin üçte birini yemeyin bir kenara koyun."

Prof. Dr. Karşıdağ, asla yenilmeyecekler listesinde sofra şekeri ve bundan yapılan her şey, mayonez, ketçap, cips, meyve suyunu sıralarken, ekmeğin yemeğin suyuna batırılmaması gerektiğini söyledi. Karşıdağ, makarna, pilav, ekmek, kızartma ve hamur işlerinin yüzde 50 azaltılmasını önerirken, az ve sık beslenilmesini, günde 3-5 öğün meyve tüketilmesini, salata, yoğurt, peynir ve süt tüketilmesini önerdi.

KALP KRİZLERİNİN YÜZDE 90'ININ NEDENİ KOLESTEROL, ŞEKER, SİGARA

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Sadi Güleç ise, metabolik sendromun temelinde yatan şeyin bel çevresi kalınlığı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Güleç, "Bel çevresinde toplanan yağlar vücuda daha çok zarar veriyor. Bel çevresindeki yağlardan salgılanan maddeler kalbe ve damarlara çok zararlı. Kalp krizlerinin yüzde 90'ının sebebi kolesterol, şeker, sigara ve tansiyonla izah edilebilir. Bunlar olmasaydı kalp krizi geçirenlerin yüzde 90'ı ölmeyecekti. Bunlar önlenebilir sebepler. Bu, kaza olacağı kesin arabanın içinde emniyet kemeri takmamak gibi bir şey. Kalp krizlerinin yüzde 60'ı hiç şikayeti olmayanların başına geliyor. Şikayet olmaması sağlıklı olduğunuz anlamına gelmiyor. 3 önlenebilir sebebin hepsi göbekte var. Göbeği olan insanda şeker bozuluyor, tansiyon oluyor, kolesterol oluyor. Göbek hastalığa davetiye çıkarıyor" diye konuştu. 

iha
Yayın Tarihi : 1 Mayıs 2010 Cumartesi 16:01:24
Güncelleme :1 Mayıs 2010 Cumartesi 16:12:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?