1
Haziran
2024
Cumartesi
ANASAYFA

En büyük güç TBMM mi?

Köksal Toptan’ın bir beyanı
TBMM Başkanı Köksal Toptan, “TBMM üstünde hiçbir güç yoktur” demiş. Nazariyatta bu böyledir ama TBMM’ni bu yetkisini kullanmaktan alıkoyan uygulamaları önleyecek yeterli bir güce sahip midir? İşte bütün mesele buna evet diyebilmektedir
Bir dönem Danıştay, Anayasa Mahkemesi hem kanunları ve kararları iptal ediyor ve hem de onun yerine düzenleyici hükümler koyuyordu. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra Anayasa değişikliği yapıldı ve bu kurumların düzenleyici hüküm koyamayacağına dair anayasaya madde konuldu. Ancak, aynı kurumlar eski uygulamalarla devam ettiler.




ANAP iktidarı zamanında Hürriyet gazetesi bir manşet atmıştı. Diyordu ki: “ Türkiye’de en büyük güç biziz. Var mı aksini iddia eden?” O tarihte ben de TBMM üyesiydim. Ne bizden, ne de Başbakan’dan ne de TBMM’den buna karşı bir ses yükseltilebildi. Çünkü basının bu tasallutuna karşı koyabilecek siyasi bir irade yoktu.




Kurumların yetkilerini aşan uygulamaları


Türkiye’de kurumların ve kişilerin yetkileri anayasa ve kanunlarla belirlenmiştir. Buna rağmen bazı kurumlar veya kimseler yetkilerini aşan uygulamalar yaparlar. Kimse bunun karşısına çıkamaz.




Mesela Anayasamızın 104. maddesine göre Cumhurbaşkanlarının görevlerinden birisi kararnameleri imzalamaktır. Cumhurbaşkanının bu kararnameleri reddetme veya askıya alma yetkisi yoktur. Ancak bugüne kadar hükümet kararnameleri imzalanmadan aylarca bekletilmiştir(*). Bu tutum gerçekte bir yetkiyi kötüye kullanmaktan başka bir şey değildir.




Gene aynı madde gereğince Cumhurbaşkanı 15 gün zarfında kendisine gelen kanunları imzalamak veya yeniden görüşülmek üzere Meclis’e iade etmek şıklarından birisini seçmek hakkına sahiptir. Ancak, Cumhurbaşkanı verilen süre zarfında bu haklardan birisini kullanmazsa durum ne olacaktır?


Nitekim Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk TBMM’de kabul edilen bir kanun hakkında karar verebilmesi için Meclis Başkanlığı’ndan 2 ay süre isteyen bir mektup göndermiştir. Meclis Başkanlığı’nın ikazı üzerine kanun 15 gün zarfında imzalamış ve buhran önlenmiştir.




Farz edelim ki, Cumhurbaşkanı kendisine verilen süre içerisinde bir kanunu yayınlamıyor, veya geri göndermiyor.. Durum ne olacaktır? Veya kanun Cumhurbaşkanı’nda imzalandığı ve yayınlanmak üzere Resmi Gazete’ye gönderildiği halde, Resmi Gazete’de çalışanlar bunu yayınlamıyor.




Bu ihtimallerin olması belki de bir hayal mahsulüdür. Fakat siyasi tarihimizde buna benzer olaylar olmuştur İşte, bu ihtimalleri göz önüne aldığımız zaman kanun hâkimiyeti ve dolayısıyla TBMM’nin yetkileri sadece teoriden ibaret kalmaktadır.




Durumdan görev çıkarmak


Yukarıda dediğimiz gibi Hükümet tarafından hazırlanan kararnameler imzalanmak üzere Cumhurbaşkanı’na gönderilir. Bu bir formalitedir. Ancak, Cumhurbaşkanlarının bazıları yetkisi olmadığı halde bu kararnameleri imzalamamış, bazen geri çevirmiştir.(*) Bu yöndeki uygulama Cumhurbaşkanı Sezer tarafından normal bir uygulama haline getirilmiştir.




Kanunu çıkarmak, uygulamayı sağlayamadığınız takdirde bir şey ifade etmez. Bugüne kadar yetkileri dışına taşan uygulamalar yapan kurumlar varolmuştur. Bu kurumları kendi yetki çerçevesine çekmek için kanunlar çıkarılmıştır. Ancak o çevreler aynı uygulamayı devam ettirmişlerdir. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay iptal kararlarıyla birlikte hüküm koymakta ve buna mani olunamamaktadır.




TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın Meclis’in yetkileri hakkında beyanatı da nazari olarak doğrudur. Fakat uygulamada bu sağlanamamıştır. .




Öyle ki unvanı büyük bir hukukçu, çıkıp Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş olan bir karara aykırı kanun çıkarılamayacağı hakkında fetva vermiştir. Bu fetva, mahkeme kararlarının kanunların bile üstünde olduğunu manasına gelmektedir ki; bu düşünce hukukla bağdaşamaz.




Köksal Toptan’ın bu konuyu gündeme getirmiş olmasının konuyu tartışmaya açması bakımından büyük bir kıymeti vardır. Yukarıda da dediğimiz gibi TBMM, Anayasa’nın kendisine verdiği yetkilere sahip çıkmadığı müddetçe bürokrasideki yetki gaspına mani olunamayacaktır.




(*)Cumhurbaşkanı Sezer bu uygulamayı adet haline getirmiştir

Cevdet Akçalı-Yeni Dünya Gündemi
Yayın Tarihi : 29 Ocak 2008 Salı 21:37:00
Güncelleme :30 Ocak 2008 Çarşamba 15:29:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kiraz IP: 163.156.240.xxx Tarih : 30.01.2008 11:56:23

turkiyeyi malesef basin yonetiyor.simdiye kadarda boyle olmustur.buda halkin egitimsizligine baglanir.


Mehmet Emin Yanebyi IP: 88.232.134.xxx Tarih : 30.01.2008 02:40:14

Devlet gazetelere kulluk etmiş.Biz insanları yabancı yasalar köle etmiş.................Yazıdan alıntıdır......ANAP iktidarı zamanında Hürriyet gazetesi bir manşet atmıştı. Diyordu ki: " Türkiye'de en büyük güç biziz. Var mı aksini iddia eden?" O tarihte ben de TBMM üyesiydim. Ne bizden, ne de Başbakan'dan ne de TBMM'den buna karşı bir ses yükseltilebildi. Çünkü basının bu tasallutuna karşı koyabilecek siyasi bir irade yoktu.