19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Erdoğan: AB, karşılıklı milliyetçiliği tahrik ediyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği’nin Güneydoğu Anadolu’da (Kürt) milliyetçiliği tahrik ettiğini, bunun da bir başka (Türk) milliyetçiliği depreştirdiğini" söyledi.

Erdoğan, dün sabah Başbakanlık Konutu’nda kahvaltıda konuk ettiği Milliyet yazarlarına geniş bir gündem üzerinde açıklamalarda bulundu.

Başbakan’ın açıklamaları özetle şöyle:

’Eşim Siirtli, Arap’

Güneydoğu’da biz AKP olarak bölgenin birinci partisiyiz. Doğu Anadolu’da açık farkla öndeyiz. Diyarbakır’da bariz üstünlükler hissediliyor. Ama mesele bana göre ekonomiktir. Ekonomik gelişmişliği sağlarsak, istihdamı geliştirirsek, sağlık, eğitim hizmetlerini artırırsak orada tutunamazlar. Bu bölge ile ilgili bana soru sorulduğunda hemen birinci parti olduğumuzu söylüyorum. Burada kasıtlı olarak milliyetçi cereyanı AB tahrik ediyor. Bu konuda kaynaklar sağlıklı değil. Sağlıksız kaynaklardan bilgi edinildiği için de maalesef ülkemizde reddettiğimiz, kırmızı çizgilerimiz dediğimiz... Bunlardan bir tanesi olan etnik milliyetçilikteki üst sınırımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. TC vatandaşlığı içinde yaşayan herkes bize aynı mesafededir. Biz onlar arasında asla ayrım yapmayız. Kaldı ki, sorulduğu zaman kendimden örnek veriyorum. Ben Karadenizliyim, Rizeliyim. Eşim Siirtli, Türk değil Araptır. O bölgeden milletvekili adayı oldum. Aynı zamanda da bakanlarım arasında da bu tür arkadaşlarım var. Siz oradan bu şekilde tahrikte bulunurken, bir başka milliyetçilik burada tabii depreşmeye başlıyor. Bu yanlıştır.

’AB desteği düştü’

Üniversitelerdeki toplantılara katılanlar, ideolojik gruplardır. Tamamiyle AB’ye, IMF’ye karşı gruplardır. Üniversitedeki bir Öğrenci Konseyi kalkıyor, bir ABD’li albayı başkonsolosluğundan davet ediyor. Sonra oraya gelen kişiyi yumurta yağmuruna tutacaksınız. Bunların düşünce özgürlüğüne saygıları yok. Çirkin bir şey. Yaklaşımlar tamamen önyargılı. Bu süreçlerden bizler de geçtik. İşin içine girince bakıyoruz, iş öyle değil. Profesör öyle konuşursa, o tabii ki öyle yapacak. Son zamanlarda, 17 Aralık öncesinde yüzde 70’lerde olan AB desteğinde 5 puan gibi bir düşüş var.

Kimler katıldı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a kahvaltıda şu isimler eşlik etti:

Devlet Bakanı Beşir Atalay, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Amasya Milletvekili Akif Gülle, AKP’nin medyadan sorumlu yöneticilerinden Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Siyasi Başdanışman ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, Başbakan Başdanışmanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Başbakan Başdanışmanı Dr. Yalçın Akdoğan, Başbakanlık Basın Danışmanı Ahmet Tezcan. Görüşmede Milliyet’ten şu isimler yer aldı: Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Başyazar Güneri Cıvaoğlu, Ankara Temsilcisi Fikret Bila, yazarlar Hasan Cemal, Taha Akyol, Can Dündar, Meral Tamer, Serpil Yılmaz.

Karikatürde geri adım yok, Lideri koruma altına almak toplumu korur

"Özgürlükler tek taraflı değildir. Benim kişisel hak ve özgürlüklerime saldırı olduğu zaman bunları korumak gibi bir görevim yok mu? Var. O karikatürün bütününü hiç değerlendirdiniz mi? Bütününe baktığınız zaman, orada sadece bir kedi karikatürü yok. Orada bir imam hatip lisesi var. Ve imam hatip lisesi orada çözümsüz bir yumak olarak gösterilmiş. Biz de orada o yumağa sarılmış olarak gösterildik. Bütün o camia adeta o kara yumağa sarılmış halde gösteriliyor. Ben bir kere davamı açtım. O konuyu kapattım. Ben burada yasanın bana verdiği hak ve özgürlüğü kullanmış oluyorum. Yani biraz da bu tür şeyleri şahsınızda düşüneceksiniz. Başbakanlık bu noktada çok daha önemli, korunması gereken bir makamdır. Her topluluk liderleriyle vurulur, yıkılır. Eğer o liderleri koruma altına almazsanız, orayı çökertirsiniz.

Sorarım sizlere bizim dönemde sağlanmış özgürlükler hangi dönemde var? Bana söyleyebilir misiniz, düşünce ve fikir özgürlüğü sebebiyle, acaba şu dönemde 28 ay içerisinde kaç kişi hapse girdi? Bir tane örnek verin. Bundan önce satır satır her yerden toplanıp alınıyordu içeriye."

’Ermenistan’la siyasi ilişki kurulabilir’

Erdoğan, Türkiye’nin önerdiği ortak komisyonda soykırım iddiaları araştırılırken, "Ermenistan ile siyasi ilişki kurulabileceğini" bildirdi

Türkiye’nin diplomatik ilişki kurmadığı Ermenistan’ın Devlet Başkanı Robert Koçaryan’a "ortak bir komisyon kurarak soykırım iddialarını inceleme" önerisini içeren bir mektup gönderen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Önce ikili ilişki kuralım, sonra komite kurulabilir" yanıtını almasının ardından köklü bir politika değişikliğinin işaretini verdi.

Erdoğan, Milliyet yazarlarının sorularını yanıtlarken, iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem başlatabilecek ara formülü de içeren şu görüşleri dile getirdi:

’Bizde korkunç belge var’

Ermeni meselesinde ’Sadece tarihçiler çalışsın’ demiyorum. Siyaset bilimcileri de bunun içine katalım. Siyasetçiler bunun nihai kararını versin. Ama onlar işi belli bir noktaya getirsinler bizim burada. Bir defa burada Ermenistan ne kadar samimi? Varsa arşivlerini açsın. Bizim arşivcilerimiz, gerek Türk Tarih Kurumu, gerek Devlet Arşivleri, hepsiyle yaptığım görüşmede verdikleri bilgi şudur: ’Bizde korkunç belge var.’ Bunlar bizim sadece tasnifi yapılmış olanlar. Yani basılı olarak belli bir miktarda ulaştıklarımız, bir de ulaşamadıklarımız var. Aynı şekilde TSK da arşivlerini açma noktasında, onlarda da şu anda ciddi bir tasnif çalışması var. Eğer Ermenistan da samimiyse, o da açsın. Üçüncü ülkeler de açsın. Bunun üzerinde tarihçiler, siyaset bilimciler, uzmanlar çalışmalarını yapsın. Ondan sonra da siyasetçiler bu işin nihai kararını versin.

’Ecdadımızla övünüyoruz’

Nedir bu nihai karar? Biz tarihimizle hesaplaşırız. Onlar tarihleriyle hesaplaşmaya hazır mı? Olay bu. Biz burada bir dönemi bir kenara itip bir başka dönemi sahiplenmek gibi bir derdin içinde değiliz. Biz ecdadını inkâr eden değil, ecdadıyla övünen bir milletiz. Bu noktada bizim bir sıkıntımız yok. Biz burada rahatız. Kalkıp da tehciri bir ’soykırım’ olarak ifade etme yanlışına düşenlerle bir arada olmamız mümkün değil. Her ülkede gerçekleşmiş olan, dünyadaki tarih boyunca olan olaylardır. Tehcirin olmadığı dünyada ülke şu anda... En gelişmiş ülkelere bakın, tarihini incelediğiniz zaman orada da tehcirleri göreceksiniz. Her yerde oldu.

’Siyasetçinin işini biliyoruz’

Yalnız Koçaryan’ın yazısında bir şey var. Koçaryan orada, artık bize kendine göre bir şey hatırlatmak istiyor. Yani işi ’Bu siyasetçilerin işidir’ gibi bir noktaya götürüyor. Biz siyasetçinin işinin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Halbuki siyasetçiye altyapı oluşturan bir takım vardır. Bu takım nedir? Tarihçidir, siyaset bilimcidir, arşiv işleriyle uğraşan uzmanlardır. Bunlar çalışmayı yapar. Getirir önümüze, biz kararımızı veririz. Ama kalkıp da bu işlere girişmeden, ’pat’ diye sıradan bir olay gibi geliyor karşımıza. Nedir, ’Hemen kapılar açılmalı.’ Şu an dünyada birbiriyle çok farklı olan, hatta düşman olan ülkeler bile birbirine (sınır kapılarını) açıyor. Tamam da, sen bu konuda daha benden kapı açma talebinde bulunurken, dünyada soykırım mücadelesini, bu lobileri oluşturma şeyini niye sürdürüyorsun? Ben senden iyi bir niyet göreyim. Erivan-İstanbul hava hattını açtık. Bizim gelir gelmez attığımız adımlardan biri bu.

’Ermeni mimar istedik’

Mesela şu anda Ermeni vatandaşlarımla benim aramda bir sıkıntı yok. Açılışlarına davet ediyorlar, katılıyorum. Görüşme talepleri oluyor, görüşüyorum. Onlardan da benim partimin yönetimlerinde olan vatandaşlarım var. Mesela Kültür ve Turizm Bakanı’mız Atilla Bey’e talimat verdik, Akdamar Adası’ndaki kilisenin restorasyonu. Bütün tahsisler yapıldı, herhalde ilgili çalışma başladı. Ben kendisine (Atilla Koç) Ermeni Patriği ile de temas kurmasını söyledim. Onlar orada bu yapılacak olan restorasyon çalışmalarında size ilgili bir mimarı versinler. Çünkü orada bazı dedikodulara, ’Eserimizi şöyle bozdular, şöyle yaptılar’ gibi bir şeye fırsat vermeyelim. Bunlar bizim olumlu yaklaşımlarımız, mesajlarımız. Tabii karşı taraftan da bu tür bazı mesajları almamız lazım. Ermeni soykırımı ile ilgili bu konuyu bir defa dünyada, meclislerde bunu yapmak suretiyle dünyayı bu konu etrafında toparlaması, bunu çirkin buluyoruz.

’BM kararına uymuyorlar’

Bunlar birinci derecede BM’nin sorunu. BM Güvenlik Konseyi bu konuda kararını vermiş zaten. Bu kararı verdiği halde bunlar bu karara hâlâ uymuyor. Aynı şekilde geçenlerde yine Avrupa Konseyi’nde alınan son karar biliyorsunuz, yine Ermenileri (Karabağ’da) işgalci olarak kabul etmiştir. Burada da ’Bakın bu tür işgalleri de kaldırmıyorsunuz’ diye kendilerine söylüyoruz. Son zamanda, mesela artık Kars Anlaşması’yla ilgili konularda pek bir direnemiyorlar. Daha olumlu bir noktaya gelmeye başladılar. Ben mektubu bunun için yazdım. Bir yandan siyasi ilişki kurulabilir. Bir yandan da çalışmalar devam edebilir.

’Gizlilik mizlilik anlamam’

Esas olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Ben geçen Gökçeada, Bozcaada’daydım. Rum vatandaşlarımız yanıma geldi. Hatta birinin oğlu, benim partimin ilçe yöneticisiymiş. Mal alımlarında sıkıntıları olduğunu söylediler; işlemler uzuyormuş. ’Oluyor, ama gecikiyor’ dediler. Ben de onlara dedim ki, ’Önemli olan TC vatandaşı olunmasıdır. Benim için bir farkınız yok. Ahmet, Mehmet neyse, sen de osun.’

(Acaba azınlıklara satışlara ilişkin gizli bir genelge mi var, sorusu üzerine) Ben böyle bir genelge var mı, bilmiyorum. Gizlilik mizlilik anlamam. Vatandaşsa bu bir haktır. Nasıl Almanya’daki Türkler normal mal alabiliyorsa, bunlar da Türkiye’de vatandaş olmuşlarsa, malını alabilmelidir.

Schwarzenegger tribüne oynuyor

Başbakan Erdoğan, 24 Nisan’ı "soykırım günü" ilan eden California Valisi Arnold Schwarzenegger konusunda şunları söyledi:

"Trübüne oynuyor. Lüzumsuz bir açıklama yaptı. California’ya her halükârda gideceğim. Ancak bu açıklamadan (soykırım) sonra kendisiyle görüşüp görüşmeme konusunu değerlendiriyorum."

MİLLİYET
Yayın Tarihi : 29 Nisan 2005 Cuma 14:01:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?