18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Erdoğan: CHP’yi anlamak mümkün değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin özelleştirmeye yaklaşımını eleştirirken, “ana muhalefet partimizin (CHP) özelleştirmeye karşı olan muhalefetini anlamak mümkün değil” dedi.

Erdoğan, TOBB’un Büyük Anadolu Oteli’nde gerçekleştirilen 60. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, şu anda özelleştirmede çok ciddi adımlar attıklarını ve atmakta kararlı olduklarını vurguladı.

“Çünkü biz devleti, ticaretle uğraşan bir mekanizma olarak görmüyoruz” diyen Başbakan, ancak bunu farklı şekilde yorumlamak isteyenler olabileceğine vurgu yaparken, şöyle konuştu:“Sağolsun bu arada ana muhalef partimizin de (CHP) özelleştirmeye karşı olan muhalefini anlamak mümkün değil. Bu konuyla ilgili, örneğin SEKA’yı ziyaret etmişlerdir. Ereğli Demir-Çelik’i ziyaret etmişlerdir. Ama unutmayın, Ereğli Demir Çelik’in kurulmasına da bu CHP zihniyeti karşı çıkmıştı, şimdi de özelleştirilmesine karşı çıkmaktadırlar. Aynı şey, SEKA için de geçerlidir. SEKA zarardadır, SEKA büyük miktarda paralarda sübvanse edilmektedir. Buna rağmen özel sektörün kağıtçılıkta başarılı olduğu bir ülkede, hala devlet zararla bir işi yürütmektedir. Bunu anlatabilir misiniz? Bunu ideolojik yaklaşımlarla tanımlayamazsınız. Bu, sadece ülkenin zararhanesine kayıt düşmektir ama bizler ülkenin zararhanesine asla kayıt düşmesini düşünmüyoruz, düşünmeyiz de...”

“DÜN HALKIN ARASINDAYDIM, ŞU ANDA DA”

Bu arada kendilerini, “Efendim halkın arasına girmeye yüzleri yok” şeklinde eleştirenler olduğunu anlatan Başbakan, bunun doğru olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Şimdi birileri kendilerini tatmin edebilir. Zaman zaman bunları da görüyoruz. (Efendim halkın arasına girmeye yüzleri yok) falan diyenler oluyor. Halkın arasından çıkmadım ki... Dün de halkın arasındaydım, şu anda da halkın arasındayım, hiç endişem yok. Evlerine kadar gidiyorum, oturuyorum, kendileriyle sohbet ediyorum, bu noktada hiç sıkıntım yok. Gayet rahatım. Alışılmış bir politikacı değilim.”

Olumlu ekonomik gelişmelerin tam manasıyla tabana yansımadığını da anlatan Başbakan, “ama kusura bakmayın, bir hazım süresi var. Tabana da şüphesiz yansıyacaktır” ifadesini kullandı.

“YABANCILAR, YATIRIM İÇİN GELİYOR”

Başbakan Erdoğan konuşmasında, yabancıların artık, yatırım için Türkiye’ye geldiğini söyledi.

“Yabancılar da gelsin, yerli de. Hepsi el ele vererek yatırıma gelsin” diyen Başbakan, şu görüşleri dile getirdi:“Yabancıların yatırımıyla birlikte, rekabet ortamı çok daha farklı bir hale gelecektir. Bundan ürkmeyelim, bundan ürkenler bugün bedel ödetiyor. Ürkmeyen, kendine güvenen müteşebbisimiz ürkmemeli. Ürkmenin hiç anlamı yok. Müteşebbisimizi bu noktaya, kendine olan güveni getirmiştir. Yaptığımız yurtdışı seyahatlerimizde bunu çok açık ve net gördüm. Kalkınmanın bundan başka yolu dünya için yoktur, Türkiye için yoktur. Bugün ekonomik göstergelerin neredeyse tamamı, Türkiye’nin önünün fevkalade açık olduğuna işaret ediyor. Eğer tedbiri elden bırakmaz, kısır çekişmelerin yerine yeni fikirleri, ataletin yerine dinamizmi, sabit fikirlerin yerine değişimi koymaya devam edersek, Türkiye tam hızla kalkınma hedefine ulaşacaktır.”

“ÖZEL SEKTÖR, ENERJİSİNİ ÜRETİME YÖNLENDİRSİN”

Başbakan Erdoğan, özel sektörün bürokrasiyle boğuşmaması için mücadele verdiklerini belirtirken, özel sektörün bütün enerjisini üretime yönlendirmesini de istedi.

Erdoğan, özel sektörün kazanmasıyla Türkiye’nin de kazanacağını ve başka bir yol olmadığını kaydetti.

BAYKAL: 80 YILIN EMEĞİ GÖZARDI EDİLEMEZ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk ekonomisinin “sokakta bulunmuş, ne yapacağını bilemez hale düşmüş, birilerinin lütfedip ayağa kaldırarak, başarıya götürdüğü bir ekonomi olmadığını” söyledi.

Türk ekonomisine şimdiye kadar emek vermiş çeşitli yönetimlerin bulunduğunu belirten Baykal, Türk ekonomisinin arkasında 80 yılın emeği olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “80 yılın, gelmiş geçmiş bütün kuşakların, çeşitli yönetimlerin iktidarların, bakanların, başbakanların, halkın, milletin alın teri, emeği ve katkısı var. Türk ekonomisinin sahipsiz, cami önüne terkedilmiş, kendi başına bırakılmış bir ekonomi olmadığı gerçeğini herkesin kafasının içine yerleştirmesi lazım. Gelmiş geçmiş bütün yönetimlerin haklarını yemeden, saygı duymak hepimize düşen bir görevdir. Bunu inkar etmek insafsızlık, haksızlık... Bunu yapmak hepimizin boynunun borcudur.”

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında enflasyonu yüzde 70’lerden bugünkü seviyesine düşürdüğünü söylemesi üzerine, AK Parti iktidarının hükümeti teslim aldığında enflasyonun zaten yüzde 30 civarında olduğunu, ancak bu yüzde 30 seviyesinden bugünkü seviyeye indirildiğini söyledi.

Baykal, burada bir mucize değil, halkın fedakarlığının bulunduğuna işaret ederek, kimsenin bu tabloyu kendi kişisel başarısı gibi göstermeye çalışmaması gerektiğini söyledi.

Türkiye’de 5 yıldır ekonomik program olarak IMF programının uygulandığını kaydeden Baykal, hükümetin verdiği Niyet Mektubu ile 3 yıl daha bu programı uygulamayı talep ettiğini de söyledi.

Baykal, Türkiye’de ikili bir ekonomik yapının ortaya çıktığına da işaret ederken, ülkede reel sermaye şartları ile mali piyasanın şartlarının birbirinden kopmaya başlamasının, bu ikili ekonomi, ikili piyasa gerçeğini oluşturduğunu söyledi.

Deniz Baykal, şu anda Türkiye’de reel faizlerin son derece yüksek olduğunu da belirtirken, yabancı sermayenin de sıcak para ile Türkiye’de faiz kur makasından faydalanmak için geldiğini belirtti.

Baykal, portföy yatırım diye yatırım yapanların yüzde 30’ların üzerinde kazanç sağladığını söyledi. Reel piyasa ile mali piyasanın şartlarının farklı olduğunu bir kez daha vurgulayan Baykal, reel piyasadaki insanların iç piyasadaki talep yetersizliğinden şikayet ettiğini, işadamlarının alacaklarını tahsil edemediğini, kayıtdışılığın arttığını, vergi mükelleflerin sayısının azaldığını, vergi tahsilatının azaldığını, bankaların bazı sektörlere verdiği kredilerin azaltıldığını, işsiz sayısının her geçen gün arttığını kaydederek, tüm bunların “yüzde 10 büyüdük” denilen ortamda gerçekleştiğini belirtti.

Baykal ayrıca inşaat, tekstil, turizm, otomotiv gibi ülke ekonomisinin can damarı olan bir çok sektörde büyük sorunlar bulunduğunu ifade ederek, Türkiye’nin dış ticaret artışının yükselmesine en büyük katkının da 95 milyar dolarlık ithalat patlaması olduğunu söyledi.

YABANCI SERMAYE GİRİŞLERİ

Baykal, Türkiye’ye yabancı sermaye girişlerine de değinirken, 2004 yılında Türkiye’ye 2.6 milyar dolarlık yabancı sermayenin girdiğinin söylendiğini, ancak bu rakamlar irdelendiğinde 1.4 milyar dolarlık kısmın yabancılara gayrimenkul satışı olduğunun görüldüğünü, geriye kalan 1.2 milyar doların da 900 milyon dolarının Türkiye’den çıktığını ve böylece Türkiye’ye 2004 yılında net yabancı sermaye girişinin 300 milyon dolar olduğunu kaydetti.

Türkiye’de borçların yükseldiğini, işsizliğin ve cari açığın da giderek yükseldiğini ifade eden Baykal, bunların önümüzdeki dönemde yeni sorunlar olarak ortaya çıkacağını da kaydederken, bunları kontrol etmenin yolunun Türkiye’nin kendi kaynaklarını bir an önce harekete geçirerek, kendi ayaklarının üstünde durması olduğunu belirtti.

Baykal, “Maalesef Türkiye, bu tablo karşısında sıcak para kullanıyor, borç para kullanıyor” dedi.

ERDEMİR’İN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’de Erdemir dahil elde avuçta ne varsa paraya çevirerek, bu dönemin kurtarılmaya çalışıldığını iddia etti ve “Biz Erdemir’in satışına karşıyız, ancak bunun bir ideolojik özelleştirme karşıtlığı olarak algılanması büyük bir hatadır. Çünkü Erdemir zaten özeldir, bunun özelleştirilmesi söz konusu değil, ancak satışı söz konusudur” diye konuştu. Erdemir’in kar eden, teknolojisi yeni, başarılı bir kuruluş olmasına rağmen, rakiplerine satılmak istenildiğini kaydeden Baykal, “Erdemir 2 yıllık karına karşılık satılıyor. Bu durumda Erdemir’in satışına aklı başında herkes karşı” dedi.

Dünyada böyle bir uygulamanın bulunmadığını da anlatan Baykal, İtalya’da bankacılık sektörünün elden çıkarılmasına izin verilecek diye Başbakan’ın arkadaşı İtalyan Başbakanı Berlusconi’nin tedbirler aldığını ve satışı engellemeyi çalıştığını iddia etti.

Baykal, Erdemir, Petkim, Tüpraş verilerek, günü kurtarmanın doğru olmadığını, sadece satarak, kapatarak, Türkiye ekonomisinin sorunlarını çözüleceğini düşünmenin yanlış olduğunu sözlerine ekledi.




AA
Yayın Tarihi : 8 Mayıs 2005 Pazar 23:44:49
Güncelleme :8 Mayıs 2005 Pazar 23:46:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?