18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Erdoğan: Kürt azınlığı kavramı yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de ’’Kürt azınlığı’’ diye bir kavramın olmadığını belirterek, ’’PKK ile Kürt kavramını birbirine karıştırmamamız gerekir’’ dedi.
Erdoğan, Norveç’teki temasları çerçevesinde Oslo Askeri Müzesi Toplantı Salonu’nda Türk vatandaşlarıyla buluştu. Vatandaşlara hitaben bir konuşma yapan Erdoğan, daha sonra Türk vatandaşlarının sorunlarını dinledi ve sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir vatandaşın, ’’Norveç’e gelerek iltica etmek isteyen Türkler ’PKK’lıyım, Süryani’yim, Kürdüm’ diyor. Kendilerini bu şekilde yanlış olarak tanımlıyor. Yetkililerle olan görüşmelerinizde bu konuyu gündeme getirecek misiniz?’’ sorusuna şu yanıtı verdi:
’’PKK ile Kürt kavramını birbirine karıştırmamamız gerekir. Kürt farklı bir olay, PKK farklı bir olay. Kürt de benim Türkiye Cumhuriyetimin vatandaşıdır. ülkemde ne kadar etnik unsurlarımız varsa hepsi benim canım, ciğerimdir. PKK bir terör örgütüdür. Ama bütün Kürtleri o terör örgütünün mensubu gibi gösterirseniz bu yanlış olur. Böyle bir oyuna gelmememiz gerekir. Burada da onun mücadelesini vermelisiniz. Kürdüyle, Lazıyla, Abazasıyla, Çerkeziyle hepimiz Türk vatandaşıyız. Bizim üst kimliğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.
Bizim üç tane kırmızı hattımız var. Biz etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik ve dine dayalı milliyetçilik yapmayacağız. Ülkenin her yerinde birbirimizle et ve tırnak gibi kaynaşacağız. Ama ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan unsurlar var. Kusura bakmayın Batı, bazı unsurlarıyla bunu yapma gayreti içerisinde. Eğer AB’yi buna kurban etmeye kalkarsanız bizim böyle bir derdimiz yok. Benim ülkemi kimsenin bölme gayreti içine girmesine müsaade etmeyiz.’’

’’KÜRT AZINLIĞI DİYE BİR KAVRAM YOK’’

Başbakan Erdoğan, daha sonra başka bir vatandaşın, ’’Kürt azınlığı’’ diye soruya başlaması üzerine, müdahale ederek, şunları söyledi:
’’Türkiye’de ’Kürt azınlığı’ diye bir kavram yoktur. Kürtler ülkemizi oluşturan unsurlardan birisidir. Hepsi ülkemin samimi bir vatandaşıdır. O böyle, şu böyle dediğiniz zaman virüsler devreye giriyor. Bu virüslere izin vermemeliyiz.
Ben Rizeliyim, eşim Siirtli. Siirt’ten milletvekili seçildim. Yüzde 85 oy aldım ve Siirt Araplardan, Kürtlerden ve Türklerden oluşuyor.
Mesele birbirimizi anlamak. Birbirimizi bölmek isteyenlere fırsat vermemek, hem Türkiye içinde hem Türkiye dışında. Türkiye dışındaki unsurlar bunu yapıyor.’’ Başbakan Erdoğan, bazı vatandaşların, Norveç’te satılan atlaslarda Kürdistan diye bir ülkenin Türkiye sınırları içinde gösterilmesine tepki göstermeleri üzerine, bu konuda gerekli girişimlerin yapılacağını söyledi.
Erdoğan, son zamanlarda bazı Avrupa ülkelerinde, Batı ülkelerinde Türk ve Müslümanlara karşı olumsuz yaklaşımlar gördüklerini belirterek, ’’Dünyada dinler arası diyalog, medeniyetler arası ve kültürler arası diyalog çalışmaları yapıldığı bu dönemde Batı ülkelerinde Türklere, Müslümanlara karşı tutumu anlamak mümkün değil’’ dedi.
Başbakan Erdoğan, Norveç temasları çerçevesinde Oslo Askeri Müzesi Toplantı Salonu’nda, Norveç’te yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi.
Burada yaptığı konuşmada, Ankara’ya mahkum bir siyaset anlayışı yürütmediklerini kaydeden Erdoğan, içe kapalı bir siyaseti değil, dünyaya açık bir siyaseti benimsediklerini söyledi. İhracata yönelik ekonomik anlayışı benimsediklerini belirten Erdoğan, ekonomide her geçen gün olumlu rakamların yakalandığını ifade etti.
Ekonomide gerçekleşen önemli gelişmelerin kendilerini şımartmaması gerektiğini kaydeden Erdoğan, ekonomik programdan taviz vermeden mali disiplin içerisinde programın devam edeceğini vurguladı.
Norveç’te yaşayan vatandaşların entegre olmakta bir tereddütlerinin olmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, ’’Asimilasyon farklı bir olay, entegrasyon farklı bir olay. Değerlerimizi kaybetmeden topluma entegre olmaktan çekinmeyin’’ diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
’’Son zamanlarda bazı Avrupa ülkelerinde, batı ülkelerinde Türk ve Müslümanlara karşı olumsuz yaklaşımlar görüyoruz. Buna üzülüyoruz. Bunun böyle olmamasını istiyoruz. Dünyada dinler arası diyalog, medeniyetler arası ve kültürler arası diyalog çalışmaları yapıldığı bu dönemde batı ülkelerinde Türklere, Müslümanlara karşı tutumu anlamak mümkün değil.
17 Aralık’tan önce de bazı yaklaşımları gördük. Bunlar bizi çok üzdü. Verilen mücadele sonunda bu sorunlar aşıldı.
1963’ten bu yana ne değişti? Bunu soruyorsunuz, cevap yok. 42 yıldır tavır koymadınız da şimdi ne değişti? Adaylığını kabul ettiniz. Madem ki adaylığını kabul ettiniz o zaman bu süreç niye? Bu takınılan tavrı anlamak mümkün değil. Söylemedikleri bir şey var. Açık ve net bunu dillendiremiyorlar. Nüfus diyorlar, coğrafi büyüklük diyorlar, böyle bir şey olmaz. Söylenmeyen nedir? Medeniyettir, kültürdür, mensubu olduğumuz dindir.
Bu anlayıştan kaçınmamız lazımdır. AB bir Hıristiyan kulübü değildir. AB medeniyetler arası uzlaşmanın, bütünleşmenin ürünüdür. AB siyasi değerler bütünüdür. Birlik içinde olmamız, birliğimizi her alanda korumamız gerekir.’’

’’CİDDİ HAKSIZLIKLAR VAR’’

Erdoğan, konuşmasının ardından Türk vatandaşlarının sorularını yanıtladı. ’’Spor konusunda sizden destek istiyoruz. Bu konuda düğmeye, ışığa basmanızı istiyoruz’’ diyen bir vatandaşa, Erdoğan, ’’Düğmeye basmayalım. Bu aralar çok kritik’’ yanıtını verdi.
Bir vatandaşın, sözde Ermeni soykırımı konusunda hükümetin politikasını sorması üzerine, hükümet olarak bu konuda önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:
’’Çarşamba günü TBMM’de Ermeni sorunu görüşülecek. 550 milletvekilimizin imza atacağı bildiri İngiltere’ye Lordlar ve Avam kamaralarına, diğer ülkelerin parlamentolarına gönderilecek. Kin ve nefret üzerine bir dünya kurulamaz. Böyle bir siyaset zemini olamaz. Ermenistan ile hava kapısını açtık. İstanbul Atatürk Havalimanı’na charter ve kargo seferleri başlatıldı.
Batılı dostlarımız marjinal grupların kendilerine aktardığı yorumlara, değerlendirmelere göre Türkiye hakkında karar veriyorlar. Burada ciddi haksızlıklar var. Fransa’da ve başka Avrupa ülkelerinde öğrenciler gösteri yaptı ve dövüldüler. Bizim Avrupa’da katıldığımız bazı toplantılarda da büyük olaylar oldu, göstericiler dövüldü. Bunların hiçbiri gündeme getirilmez. Ama Türkiye’de olsa hemen gündeme getirilir. İşin aslı başka. Şarkılarını söylüyorlar, afişlerini asıyorlar. Ama terör örgütlerinin bayraklarını dalgalandırmaya herhalde müsaade edecek halimiz yok. Bunu insan hakları olarak kabul etmemiz mümkün değil. Zira, terörden canı yananlar kendilerinin canı yandığı zaman ’ah, vah’ ediyorlar. Bütün dünyaya gelin bize destek verin diyorlar. Ama Türkiye’nin canı yandığı zaman hep uzaktan bize nasihat veriyorlar. Kusura bakmasınlar. Biz bu nasihatleri çok dinledik. Bunlara fazla tahammülümüz yok. Gereği neyse biz onu yapmak zorundayız. Bunu insanımızın güvenliği için yapmak zorundayız. Ülkemizin bütünlüğü için yapmak zorundayız. Değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Ama karşı değerlere de saygılıyız. Ama yeter ki illegal değil, legal olsun.’’

’’KKTC YILLARDIR ÇÖZÜMSÜZLÜĞE MAHKUM EDİLMİŞTİR’’

Başbakan Erdoğan, bir vatandaşın ’’Sakın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haritadan silinmesine müsaade etmeyin’’ sözleri üzerine, şunları söyledi:
’’KKTC yıllardır çözümsüzlüğe mahkum edilmiştir. Çözümsüzlüğe mahkum edilerek KKTC devlet olamamıştır. KKTC’yi Türkiye dışında devlet olarak kabul eden bir ülke yoktur. KKTC uluslararası bir izolasyona tabidir. Hükümetimiz bu çözümsüzlüğü çözmenin gayreti içerisinde. Yanlış zihniyetlerle, marjinal kesimlerin zihniyetiyle hareket etmiyoruz.
24 Nisan referandumunda Kuzey Kıbrıs halkının yüzde 65’i çözüm istedi. Biz bu adımları atarken Kıbrıs’ta olan davamızı (kazan kazan) hesabına göre sürdürdük. İktidarımızı kimse zan altında bırakamaz. Böyle bir şeyi kabul edemeyiz.’’
AA
Yayın Tarihi : 11 Nisan 2005 Pazartesi 18:33:27
Güncelleme :12 Nisan 2005 Salı 00:08:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
saimbudak IP: 85.96.220.xxx Tarih : 11.04.2005 20:17:07
ben kürdüm ama ülkemi çok seviyorum.çünkü hepimiz kardeşiz.sonuçda benim atalarım bu toprağı kabul etmişse.atalarım sözü benim sözümdür