23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Erdoğan: 'Ucuz popülizme' tenezzül etmiyoruz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir avuç sülük, bu ülkenin kamu ve özel bankalarında 50 milyar dolarını talan ve yağma etti" dedi.

Başbakan Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, "ucuz popülizme" tenezzül etmediklerini ve prim vermediklerini söyledi. Maskeli bir siyaset yerine açık, şeffaf bir yönetim tarzı belirlediklerini anlatan Erdoğan, "Bizim siyasetimizin gizli şifreleri yoktur. Çünkü gizli şifreleri olanların milletten sakladıkları hesapları vardır" diye konuştu.

"Bizim siyaset tasavvurumuzda ahlak ve siyaset arasında hasımlık değil hısımlık vardır" diyen Erdoğan, "Siyaset, halkın yerine düşünmek, halka rağmen yapmak değil, halkla birlikte düşünmek, birlikte iş yapmaktır" dedi.

"Türkiye'de bir nesli heba eden, gücünü, maneviyatını, aidiyetini yaralayan sahte kutuplaşmaların, Meclis'teki, sokaktaki, üniversitedeki nahoş kavgaların ne kadar gereksiz olduğunu bugün artık herkesin gördüğünü" anlatan Erdoğan, "Meğer yıllarca, ne kadar da anlamsız sebeplerle birbirimizin kalbini incitmişiz" dedi.

Şimdi aynı yanlışların yapılmadığını ifade eden Erdoğan, "Demek ki kavgasız, çatışmasız olurmuş... Demek siyaset kırmadan dökmeden yapılabilirmiş... Demek ki, bizim çok uzağımızda zannettiğimiz, 'öteki' diye dışladığımız insanlar öz akrabalarımız kadar bize yakınmış" diye konuştu.

Türkiye'nin, bugün dünyada hakkında en çok konuşulan ülkelerden birisi olduğunu belirten Erdoğan, "Kim ne derse desin, Türkiye için bu bir iade-i itibardır" dedi. Türkiye'nin, 2005 yılının ilk yarısını huzurla tamamladığını kaydeden Erdoğan, "Allah, bu huzuru, bu mutluluğu kıskananlara fırsat vermesin. Türkiye'yi zaafa düşürmek isteyenler, bizim zaafımızdan nemalanmak isteyenler her zaman olabilir. Onların varlığı bizi büyük rüyalarımızdan alıkoyamaz" diye konuştu.

Devlet, millet için vardır

Yakın zamanlara kadar halka söylenmeyen hususlardan birinin toplumun güçlenmesi olduğunu öne süren Erdoğan, Türkiye'nin gücü, imkanları, kaynakları anlatılırken sadece devletin gücünün, sadece devletin imkanlarının anlatıldığını savundu.

Erdoğan, "Oysa bizim siyaset tasavvurumuza göre toplum ve devlet arasında bir güç çekişmesi yoktur, olmamalıdır. Devlet, millet için vardır. Millet de devletiyle dünya sahnesinde rekabet fırsatı yakalar. Halkın, toplumun, vatandaşın yani milletin güçlenmesi, neticede devletin güçlenmesidir.. Zira, güçlü devlet gücünü vatandaşının gücünden alır, oradan almalıdır" diye konuştu.

Hem toplumun hem de devletin güçlü olmasına odaklandıklarını belirten Erdoğan, "Vatandaşın itibarı varsa devletin itibarı vardır. Toplum takatsiz, dermansız ise devletin güçlü olması mümkün değildir. Güç, merkezde toplanmışsa, dağılmıyorsa, ülkedeki her vatandaş o gücü kendi gücü olarak hissetmiyorsa, herkes devlete kolayca ulaşamıyorsa orada mutlaka aşılması gereken büyük bir sorun vardır" dedi.

Bir avuç sülük

Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Türkiye'nin imkanları, kaynakları ve potansiyeli çok büyük bir ülke olduğunu vurguladı. Başbakan, "Türkiye'nin gücünü dağıtmasalardı, kaynaklarımızı telef etmeselerdi bugün çok daha ilerilerde olacaktık. Bir avuç sülük bu ülkenin kamu ve özel bankalarında 50 milyar dolarını talan ve yağma etti. Henüz tam olarak bunun hesabını görebilmiş değiliz" dedi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bir çeşit kapkaçla çalınan, hortumlanan 50 milyar doların ne kadar iş, aş ve ekmek olduğunu, bu parayla kaç fabrika kurulabileceğini, sönmekte olan kaç ocağın yeniden tütebileceğini varın siz hesap edin.

Ama hemen şunu ifade edeyim ki, bir bir hesabı görülmekte olan bu yağma düzenine son verilmektedir. Türkiye'nin imkanları ve kaynakları yeniden Türkiye'ye kazandırılmaktadır. Milletin emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz."

Baykuş sesleri

Dış politik gelişmelere de değinen Erdoğan, "Zannetmeyelim ki, bizim dışımızdaki dünya değişmez, sabit dengeler üzerine kurulmuş olan bir dünyadır... Dünyadaki bütün büyük devletlerin de başlarında aşmaları gereken büyük dertler, büyük meseleler var. Zira, dünya yeniden şekilleniyor. Duyduklarınız, gördükleriniz bunun sancılarıdır" diye konuştu.

NATO, BM, AB tartışma ve krizleri böyle değerlendirmek gerektiğini kaydeden Erdoğan, kendisini yenileyenlerin ayakta kalacağını, değişime ayak uyduramayanların ise tarih sahnesinden silinip gideceğini ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yeni bir çağın eşiğindeyiz. Sağdan soldan gelen baykuş sesleri sizleri yanıltmasın. Geçiş döneminin ortaya çıkardığı kaos görüntüsü sizleri korkutmasın. İnsanoğlu uçmayı öğrendiğinde sınır taşlarını da yerlerinden oynatmıştı. Şimdiyse internet devriminin hızlandırdığı küreselleşme dalgasının Berlin duvarlarını nasıl yıkıp geçtiğine hep birlikte tanık oluyoruz. Dünya, artık Çin setleri dünyası değil. Psikolojik duvarların da, fiziki sınırların da bu dalgadan etkilenmemesi düşünülemez. Bu etkiye direnmek, akıntıya karşı kürek çekmekten farksız beyhude bir çabadır. İnsanlık bir gün mutlaka barış içinde bir arada yaşamayı öğrenecek. Milletlerin refah ve mutluluğu için başka bir yol düşünemiyorum."

"Ne yazık ki, hala eskimiş akılla düşünen bazı hatipler, kürsülerde ideolojilerin kalın duvarları arkasından konuşuyorlar" diyen Başbakan, Ulusa Sesleniş konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Geçmişte bu seslere kulak vererek ne kazandık, ne kaybettik? Zaman, artık bu soruyu kendi kendimize sorma zamanı. İster sağdan, ister soldan olsunlar; ister içeride, ister dışarıda; ister doğudan, ister batıdan konuşsunlar... Buradan bir kez daha ilan ediyorum: Onların devri geçti, dinleyicileri kalmadı ama bir tek onlar bunun farkında değil. Ümitsizlik yayanlara kulak vermediğinizi bildiğim halde bir kez daha hatırlatma ihtiyacı duyuyorum: Her kim, ümitsizlik yayıyor, karamsarlık tohumları saçıyorsa ona asla itibar etmeyin. Çünkü, bizim inancımızda, bizim kültürümüzde umut kapıları ardına kadar açıktır, umutsuzluk kapısı ise kapalıdır. Yeter ki sizler, gözlerinizi ufuk çizgisinden ayırmayın.'

AA
Yayın Tarihi : 30 Haziran 2005 Perşembe 22:32:45
Güncelleme :1 Temmuz 2005 Cuma 05:54:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?