Erdoğan:’’Arabuluculuk yapabiliriz’’

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ile Filistin’in 8 Şubat’ta ilan ettikleri ateşkesin, bölgede özlenen barış, güvenlik ve istikrar ortamının kurulması doğrultusunda kendilerini umutlandırdığını belirterek, ’’İsrail ve Filistin’de yapacağım görüşmelerde, eğer taraflar arzu ederlerse, üzerimize düşebilecek arabuluculuk ve ülkemizde yapılabilecek buna yönelik konferanslar konusunda hazır olduğumuzu tekrar hatırlatacağız’’ dedi.

Erdoğan, İsrail ve Filistin’i kapsayan Ortadoğu gezisi için hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında, yapacağı temaslar hakkında bilgi verdi.
Hafta içinde İsrail ve Filistin ticaret odaları temsilcilerinin, TOBB’un daveti üzerine Türkiye’de bulunduklarını anımsatan Erdoğan, bu ülkelerle ticaretin artırılması yönünde neler yapılabileceğinin ele alındığını söyledi.
İsrail ile çok boyutlu niteliğe sahip ilişkilerin, son dönemde özellikle ekonomik ve ticari alanda hızla geliştiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
’’2004 yılı sonu itibariyle ikili ticaret hacmimiz, 2 milyar doları buldu. Ayrıca, Türkiye’yi ziyaret eden İsrailli turist sayısında da çok ciddi bir artışın olduğunu görmekteyiz. İsrail ile ilişkilerin iki ülkenin karşılıklı menfaatleri çerçevesinde genel anlamda gelişmekte olduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda ziyaretim sırasında Türkiye-İsrail Sınai Araştırma ve Geliştirme İşbirliği Anlaşması da imzalanacak. İsrail’deki temaslarım sırasında Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Başbakan Yardımcıları ile görüşeceğim.’’ 

’’Tika Ramallah ofisini bu ziyarette açacağım’’

Erdoğan, Türkiye ile Filistin halkları arasında ise kökleri tarihin derinliklerine ulaşan ortak bir tarihe dayanan sağlam ilişkiler bulunduğuna dikkati çekti.
Türkiye’nin, kardeş Filistin halkının bağımsız ve egemen bir devlet çatısı altında yaşamak için yürüttüğü haklı davaya daima destek verdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
’’Türkiye, Filistin halkının sıkıntılarının ve zorluklarının hafifletilmesine ve Filistin’in yeniden yapılandırılmasına yönelik yardımlarını her alanda sürdürmektedir. Hükümetimiz, Filistin’e yardımlarını eşgüdümlemek üzere 2004 yılında Vehbi Dinçerler’i koordinatör olarak atamıştır. Bu defa daha ileri bir adım olarak, Filistin’e yönelik yardımlarımızı mahallinde takip etmek üzere TİKA Ramallah ofisini bu ziyarette açacağım.’’ Erdoğan, Filistin’e yapacağı ziyarette de Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Başbakan Ahmed Kurey ile görüşeceğini belirterek, İsrail ve Filistinli muhatapları ile yapacağı temaslarda, her iki tarafla da ikili ilişkileri daha da ilerletme imkanlarını ele alacaklarını kaydetti.

’’Diyalog ve işbirliğişart’’

Ortadoğu’da kapsamlı ve kalıcı barışın tesisi için, bölgenin müreffeh ve istikrarlı bir coğrafyaya dönüştürülebilmesi için uluslararası toplum ile birlikte Türkiye’nin de bu samimi arzusunu gerçekleştirme fırsatını yakalamak istediğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
’’Tabii ki bu hedefe ulaşılabilmesi için diyalog ve işbirliği şart. Diyaloglar, işbirlikleri koptuğu takdirde, bu süreci yakalamak, bu süreci insanlığın barış istikametinde değerlendirmesine zemin oluşturma noktasında bütün fırsatları kaydetmiş oluruz. Bunun dışındaki yöntemlerin, mevcut kaos ve çatışma ortamını daha da ağırlaştırdığına maalesef son 4 yıldır yaşanan üzücü olaylarda hep şahit olduk. Tarafların 8 Şubat’ta ilan ettikleri ateşkes, bölgede özlenen barış, güvenlik ve istikrar ortamının tesisi istikametinde bizleri umutlandırmaktadır. Bu doğrultuda taraflarla yapacağım görüşmelerde, kendilerine özellikle mevcut sükunet ortamı ile aralarındaki diyalog ve işbirliğinin korunmasını ve barış sürecini yeniden canlandıracak somut adımların atılması konusunda neler yapabileceğimizi hatırlatma imkanı bulacağız. Ayrıca, Türkiye’nin bu yolda taraflar eğer arzu ederlerse, üzerine düşebilecek, ama arabuluculuk konusunda, ama ülkemizde yapılabilecek buna yönelik konferanslar konusunda hazır olduğumuzu tekrar hatırlatacağız. Gerçekleştireceğimiz temasların, gerek İsrail, gerekse Filistin ile ikili ilişkilerimizin yeni ufuklara taşınmasına, gerekse Ortadoğu barışına mevcut çabaların neticesini görmeye vesile olmasını temenni ediyorum.’’