Uzun yıllar ABDde gazetecilik yapmış olan ve Ankara-Washington ilişkilerinin dünü ve bugünü konusundaki uzman basın mensupları arasında yeralan Cumhuriyet yazarı Özgen Acar, "Kavşak" adını taşıyan köşesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın İsraile gerçekleştirdiği geziyi ve planlanan ABD seyahatine ilişkin yorumda bulundu.
Acarın değerlendirmesini alıntılayarak aktarıyoruz:
Vatandaş Erdoğan, Başbakan Erdoğan
Tarih tekerrür etti! "Demoklesin kılıcı", yine Türkiye üzerinde sallandı. Ne zaman Türkiyede güçsüzlük hissedilirse, "Ermeni Soykırım" kılıcı asılır. Bu olaylarının 90. yılı bu kez Türkiye açısından daha ezik geçti. Şimdiye değin, soykırım kılıcını kullanmayan bazı ülkeler de sahnede yerlerini aldılar. En kârlı çıkan, her zamanki gibi ABD savunma düzeni ve savunma sanayii oldu.
ABD Başkanı George W. Bush, Recep Tayyip Erdoğanı, daha TBMMye seçilmeden önce, Beyaz Sarayda ikili görüşmelerin yapıldığı şömineli odada kabul etmişti. Erdoğanın bacak bacak üstüne atması ile övündüğü o günkü buluşmada nelerin konuşulduğunu sormuş, gizli tutanakların açıklanmasını istemiştik. Aradan iki yıl geçtiği halde vatandaş Erdoğan dan yanıt alamadık.
Basına göre, Bush, bu kez Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğana hâlâ randevu vermedi. Genelde bu durumlarda İki tarafın ziyaret tarihleri arasında uygun bir zamanın ayarlanılmasına çalışılıyor gibi bir diplomatik yanıt verilir. Anlamadığımız nokta nasıl oluyor da vatandaş Erdoğan ın itibarı, Başbakan Erdoğan dan daha fazla!
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Ali Tuygan 13 Nisanda Erdoğanın ziyareti ile ilgili hazırlıklar için Washingtona gitti. Değerli diplomat Tuyganın Washington ziyareti, öncülü Büyükelçi Uğur Ziyalın iki yıl önceki programına kıyasla sönük geçti. Ziyal, dışişleri ve savunma bakanlarınca kabul edilmişti. Tuygan ise ancak Dışişlerinin 3. adamı ile konuşturuldu.
Bunun soykırım sorunu ile bağlantısı yok. Erdoğan, ABDnin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman a randevu vermek için haftalarca bekletmemiş miydi? Washington Büyükelçimi bekletirsen ben de seni bekletirim diye bir ders vermeyi istemiş olmalıydı. Günümüzün moda deyimiyle vatandaş Erdoğan in (içeri), Başbakan Erdoğan out (dışarı) idi.
Bugünlerde Brüksel, Londra, Atina, Kıbrısın yanı sıra Ankaraya da gelecek olan ABDnin Kanada ve Avrupa İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Bayan Laura Kennedy bakalım hangi düzeyde ağırlanacak? Burnu sürtülmüş olacak ki Erdoğan, son günlerde, ABD dostluğunu göklere çıkartan demeçleri boşuna vermiyor.
Bu arada Erdoğan, Beyaz Sarayın soykırım açıklamasinı bekledi. Genellikle seçim öncesinde başkan adayları Ermenileri desteklerler. Beyaz Saraya girdikten sonra Türkiyeden yana tutum içinde olurlar. Bush, 24 Nisanda soykırım demedi, ama 1.5 milyon Ermenin kitlesel kıyımı ve zorla göç ettirilmelerini andı. Soykırım sözcüğünü ağzına almadı ama kitlesel kıyım sözcüklerini kullandı.
Bushun soykırım sözcüğünü kullanmayışının gerçek nedeni Türkiye değil, ABDdeki Yahudi lobi sidir. Çünkü onlar, Beyaz Saraya dünyada tek soykırımın Yahudilere uygulandığını kabul ettirmişlerdir. Dolayısıyla Bush, Ha Ali Veli, ha Veli Ali gibilerden soykırım yerine kitlesel kıyım demiştir.
Erdoğan, bu söylemden hoşnut kalmış olacak ki, hemen ertesi günü İncirlik Üssünün kullanımını 1 yıl daha uzattı. İncirlik açıldığı gün doğanlar yarım yüzyılı geride bırakıp 51 yaşına ulaştılar. Başlangıçta NATO, sonraları ikili Savunma ve İşbirliği Anlaşması (SEIA) çerçevesinde kullanılan İncirlikin süresi bu kez BMin Afganistan ve Irak kararları kılıfına uyduruldu.. Bu adım, Beyaz Sarayın kapısını Erdoğana açması için öngörülen ilk ödün oldu.
Daha sonra ikinci ödün geldi. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile Büyükelçi Edelmanın katılımı ile Türkiyenin ekonomik durumunun düzeldiğini(!) de gösteren 1.1 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı. Türkiyenin 117 adet F-16 uçağı son elektronik donanıma göre yenilenecekti. Anlaşma, 3.9 milyar dolarlık aşamalı yenilemenin ilk ayağı idi.
İtalyanın Napoli kentindeki NATO deniz üssünün Türkiyenin turistik ilçesi Urlaya taşınması gündeme geliyor. Üs NATOnun Akdeniz çıkarlarından daha çok Ankara-Atina arasında Egede olası bir sürtüşmeye karşı çelik perde görevini yüklenecek. Ayrıca, Türkiyenin bir-iki milyar dolarlık 30 saldırı helikopteri ihalesine katılan Amerikalı firmaların gözetilmesi söz konusuydu. Pentagona 3. adam olarak atanan Edelman, Ankaradan Amerikalı savunmacıların gözdesi olarak ayrılacağı haziranda Erdoğana da Beyaz Sarayın kapısı aralanacaktı.
Washington İçin İsrail Vizesi
Washingtonun burun sürtmesi bu kadarla kalmıyordu. Erdoğan bir demeci ile İsraili devlet terörü ile suçlamıştı. Temmuzda Ankaraya gelen Suriye Başbakanı Naci El Otariyi kabul ederken İsrail Başbakan Yardımcısı Ehud Şalomna yı kabul etmemişti. İsrail gezisinde Erdoğan, Cumhurbaşkanı Moşe Katzev, Başbakan Ariel Şaron, Başbakan Yardımcısı Simon Perez ile görüşmekle kalmamış, Ankarada randevu vermediği Şalomnanın ayağına giderek tükürdüğünü de yalamış olmadı mı? Gerçek olan bir şey varsa o da, Beyaz Saray, Erdoğanın ABD ziyaretinin vizesini İsrailde almasını istemişti. Erdoğanın dinsel inançlarını paylaşan bir Türk gazetesinin İsrail gezisinden önce Şaronun kanlı elini nasıl sıkacaksın? başlığını atması ilginçti.
Kuşkusuz, Türkiye İsrail için; İsrail de Türkiye için çok önemlidir. Halkı Müslüman olan laik Türkiyenin, Arap ülkelerine kıyasla ilişkileri, laik olmayan İsrail ile daha iyidir. İki ülkenin birbirlerinden alışverişi önceki yılın 1.4 milyarına karşılık geçen yıl 2 milyar dolara fırladı. İsrail, Türkiyenin dış ticarette fazla verdiği ender ülkelerden biridir. Bu rakama silah bütçesi dahil değildir. Birkaç yüz İsrail firması Türkiyede işyerleri açarken Türk işadamları da gelecek yıl İsrailde 3 enerji santralı ile Tel Aviv - Kudüs demiryolunun yapımına başlayacaklardı. Gündemde, yılan öyküsüne dönen Manavgat suyunun İsraile ulaştırılması konusunu ucuzlatmak amacıyla su boru hattının yanında doğalgaz ve fiber optik kablolarını taşıyacak üçlü boru hattı dahi konuşulur oldu. Şaron- Erdoğan arasında kırmızı telefon hattı da ilke kararına bağlandı.
Erdoğanla birlikte İsraile giden Milli Savunma Bakanı Gönül, iki gün daha Kudüste kaldı. İki savunma bakanı ve kurmayları Türkiyenin M-60 tanklarının modernleştirilmesinden başka değişik tasarıları da ele aldılar. Ankara, İsrailin örnek olarak onaracağı tankı inceleyip beğenmesinden sonra 687.5 milyon dolarlık fatura ödeyecekti. Türkiyenin alışveriş listesinde, 10 casus uçak, Ok- 2 ve Temel Reis-2 gibi füzeler de var. Türkiye-İsrail arasındaki en önemli ilişki iki ülke istihbaratının teröre karşı yapageldikleri bilgi alışverişidir.
Erdoğan bu arada Filistinin yeni seçilen başkanı Mahmud Abbas ile görüştü, Yaser Arafat ın gömütünde dua etti. Türkiyenin Osmanlıdan gelen güçlü belgeleri tapu kayıtlarıdır. Örneğin Yunanistanda eskiden tapu kayıtları tutulmadığı için Yunan mahkemelerindeki arazi anlaşmazlıkları için Türkiyeden yardım istenir, Osmanlı tapuları Atinaya iletilir. Aynı durum, İsrail dahil, öteki komşular için de geçerlidir. Yıllardır Filistinlilerin istediği 140 bin sayfalık tapu kopyalarını Erdoğan, Filistinlilere verdi. Ermenistanın Osmanlı arşivlerinin açılmasından duyduğu kaygının en önemli nedeni bunların güvenilirliğiydi.
CUMHURİYET GAZETESİ
Yayın Tarihi :
3 Mayıs 2005 Salı 11:47:25
Güncelleme :3 Mayıs 2005 Salı 11:50:09
Yorumlarınız
kerem saidi IP: 193.255.252.xxx Tarih : 3.05.2005 18:15:17
cesaretle aptallık arasında ince bir sınır vardır. tabi sizin işinize gelmediği için anlamak istiyorsunuz. size soruyorum şimdiye kadar dış politikada bu kadar cesur ve düzgün adım, peş peşe ne zaman atıldı?